GURABA İSLAM الإسلام الغرباء

İslâm Dünyasında Hadis İnkârcıları ve Görüşleri - Mustafa Dönmez

Etiketler:
Sünneti inkar fitnesinin ilk hicri üçüncü asırda ölmesine rağmen aradan yaklaşık on asır geçtikten sonra hicri on üçüncü asırda oryantalistlerin gayelerine uygun olarak bu konuyu gündeme getirmeleri üzerine, İslâm dünyasında yeniden alevlendi. Bu defa ilk olarak İngilizlerin işgali altında bulunan Hindistan’da kendini gösterdi. Burada sünnet/hadis inkarcılığın öncülüğünü oryantalist Sprenger’in arkadaşı ve Kadyani’nin öncülerinden Seyyid Ahmed Han (1817-1898) yaptı.

Ahmed Han’ın İddiaları:

1. Hz. Peygamberin sözlerinin tamamı vahiy değildir.
2. Hz. Peygamber hayatındaki birçok olayı Peygamber olarak değil, devlet adamı sıfatıyla yapmıştır.
3. Yaptığı isler ve sözleri Peygamberlik fonksiyonu ile ilgili değildir.
4. Kütübi-Sitte’de birçok uydurma hadis vardır. Hadis kitaplarındaki sözler ravilere ait olup bunlar daha fazla, Müslümanların ilk birkaç kuşağın tarihi yaşantı ve düşüncelerin kaynağını içermektedir.
5. İlk devir hadis alimleri, hadis kaynaklarına giren uydurma rivayetleri fark edememişlerdir.
6. Vahye değil, akla bağlı bir hukukun kabul edilmesi, akla uygun olmadığı görülen hadislerin reddedilmesi ve akli esas alarak bir hadis tenkit ölçüsünün geliştirilmesi gerekir.
7. Keramet ve mucizelerden bahseden hadisler inkar edilmelidir.
8. Kur'an’a, tecrübeye ve akla ters olan bütün hadislerin atılması gerekir.
9. Kur'an’da diger Peygamberlere nispetle anlatılan mucizeler tevil edilmelidir.
10. Hadislerde Buhari’dekiler dahil, İslâm’ı ve Peygamberi lekeleyen yönler bulunmaktadır.
11. Zaman ve şartlar değişince Kur'an’ın yeniden yorumlanması gerekir.
- Ahmed Han hadis ehliyle mücadele etmek için ehli Kur'an ekolünü kurmuştur.

Mevlevi Cerağ Ali’in (1844-1898) İddiaları:

1. Hz. Peygamberin emir ve öğütleri gelip geçici bir özelliğe sahiptir.
2. Kütübi-Sitte’de Hz. Peygambere istinat edilen sözler genellikle uydurmadır. Bu hadislerle
amel etmek, akla ve vicdana ters hareket etmektir.
3. Hz. Peygamber bir hukuk sistemi bırakmamış ve telkinde de bulunmamıştır. Medeni yada
dinin herhangi bir esasini zamana bağlı olarak, Müslümanların kendilerinin koymasını
istemiştir. 4. Hz. Peygamber zamanında uygulanan hukuk, Arapların hukuk kurallarını ihtiva
eder. Buna bağlı olarak Hz. Peygambere atfedilen hukuki hadisler genelde uydurmadır.
4. Cihat hakkındaki ayetleri ya tevil yada inkar edilmelidir. Hz. Peygamberin cihatları, hücuma
değil savunmaya yöneliktir. Cihat savaşmak değil gayret göstermektir.
- Hadislerin neredeyse tamamını veya çoğunu uydurma kabul eden Cerağ Ali, Seyyid Ahmed
Han gibi isine gelen yerde hadisleri nakletmekten çekinmemiştir.

- Hindistan’da hadis inkar fitnesini körükleyenler:

Nevvab Muhsinül-Mülk (1907), Eltaf Hüseyin
Hali (1914), Seyyid Emir Ali (1920) ve Sibli Numani gibilerdir.
3
Ehli Kur'an Okulu:
Grubun ünlüleri şunlardır: Abdullah Çakralevi (1914), Ahmed Din (1936), Hafiz Muhammed

Eslem Ceracpuri (1955) ve Gulam Ahmed Perviz (1985).
İddiaları:


1. Hz. Peygambere Kur'an’dan başka vahiy gelmemiştir. Onun görevi sadece Kur'an’i tebliğdir.
2. Kur'an yeterlidir. Peygamberin tefsirine ihtiyaç yoktur. Dolayısıyla ona uymak gerekmez.
3. Sünnet ve hadisle amel etmek sirktir.
4. Hadisler Müslümanların birliğini yok etmektedir. Hadisler din değil, dinin tarihidir. Sahih
hadis sadece Kur'an’a uygun olanıdır. Hadislerin Hz. Peygambere nispeti şüphelidir. Zan
ifade eder din ise, zan üzere bina edilmez.
5. Kur’anda geçen Resul’e itaatten maksat idarecilere itaattir.
6. O'nun açıklamaları sadece kendi devri için geçerlidir. Bunlarla sadece o devirde amel
edilebilir. Sonraki asırlarda bu uygulama son bulmuştur.
- Kur’an ehlinde bir birlik olması mümkün olmadığı için namazı iki, üç, dört, beş vakit olduğunu
savunanlar vardır. Ayni şekilde zekat mallarının miktarı ve zekat şartları konusunda farklı
görüşlere sahiptirler.
- İçlerinden bazıları, sahih hadisleri, bazıları da mütevatır hadislerin dışında kalanları inkar
ederler. İçlerinden marjinal bir grup tamamını inkar eder.
Ehl-i Kur’an Hareketine Karşı Yazılan Eserler:
1. İftihar Ahmet Belhi: Fitne-i Inkar-i Hadis Ke Manzar ve Pes Manzar (Karaçi, 1954)
2. Muhammed İdris Kandehlevi: Hücciyet-i Hadis
3. Muhammed Davud Razi: İslâm
4. Muhtemim Muhammed Tayyib: Ek Kur’an
5. Musa Carullah Bigiyef (1874-1949): Kitabü’s-Sünne (Ankara, 1999)

Pakistan’da Hadis İnkarcılığı:

Ahmet Perviz: Eserinin adi Makam-i Hadis (Lahor, 1953)
İddiaları:
1. Hz. Peygamberin görevi sadece Kur’an’i tebliğ etmektir.
2. Hz. Peygamber Kur’an dışında bir hüküm ortaya koyamaz.
3. Hukuki hadisler Kur’an’ın hükmü ile tezat halindedir.
4. Hz. Peygamberin söz ve fiillerini ihtiva eden hadis kitapları dinden bir parça değildir.
5. Hz. Peygamberin vefatından sonra bazi kimseler kendi özel istekleriyle bu hadisleri, yazılı
vesikalardan değil. şifahi olarak toplamışlardır.
6. Beş vakit namaz ve kılınış sekli gibi mütevatır hadisler reddedilmelidir. Kur’anda sadece
namazı dosdoğru kılınması emredilmektedir. Bunun sekli ise, devlet idaresine bırakılmıştır.
7. Kur’anda geçen salat kelimesi, Allah’ın emirlerine uymak anlamına gelir. Sadece belirli
vakitlerde yapılan bir sekil olmayıp bütün hayat için geçerlidir.
8. Sünnet hukuk kaynağı değildir. (Pakistan Yüksek Mahkemesi Yüksek Hakimi Muhammed
Safii’nin iddiasi)
4
- Ahmet Perviz ve Ehl-i Kur’an, Tulu İslâm dergisini çıkararak, orada sadece Kur’an’la yetinme
fikirlerini islemişlerdir.

Pakistan’lı Sünnet Karşıtlarının Önde Gelenleri:

Abdullah Çakralvi (1870-1914), Mevlevi Ahmeddüddin Emratseri (1861-1936).
Mücadele: Mevdudi bu harekete karşı çıkmış ve bu konuda makale ve kitaplar neşretmiştir.
Örneğin, ‘Sünnetin Anayasal Niteliği’ (İstanbul 1998). Ancak onun da Sünnet ve hadisle ilgili
bazı menfi düşünceleri vardır.

Fazlür Rahman (1919-1988)İddiaları:

1. Hz. Peygambere atfedilen hadisler azdır. Ancak genelde ibadetlere ilişkin hadisler, Hz.
Peygambere aittir.
2. İlk dönemlerde hadislerin büyük bir kısmı, Hz. Peygambere ait olmayıp bu ilk nesillere aittir.
3. Hadisler aslında Nebevi Sünnetin yorumlanması sonucu oluşturulan canlı ve dinamik bir
yapı arz eden yasayan sünnetin önüne senet zinciri eklenmek suretiyle Hz. Peygamber’e
istinat edilmiş formülasyondan baska bir şey değildir. Hadis, genellikle çok kısa olan ve Hz.
Peygamberin söyledikleri, yaptıkları, tasvip yada reddettikleri veya sahabelerin özellikle
yasli olanları ve daha özel olarak ilk dört halife hakkında bilgi vermeyi amaçlayan bir
haberdir.
4. Hadis, yasayan sünnetin sözlü bir şekilde yansımasıdır. Veya hadis, Nebevi öğretimin
yorumlanmış ruhunu yasayan sünnet temsil etmektedir.
5. Yasayan sünnet ise, ilk Müslüman cemaatinin Hz. Peygamber modelinin ruhuna uygun
olarak ortaya koyduğu tatbikattır. Ya söze dayanan takriri, yada yasayan gelenektir ki, bu da
Hz. Peygamber’e dayanır.
6. Sahabe ve tabiinin davranışları da sünnet kapsamındadır.
7. Gayb hadisleri, belli bir gün ve yere işaret eden hadisler uydurmadır.
8. Kelamı, siyasi grup ve hizipleşmeyle ilgili ortaya çıkacak haberler uydurmadır.
9. Gelecekte ortaya çıkacak fitneleri bildiren hadisler uydurmadır.
10. Mucizelerden haber veren hadisler de uydurmadır.
11. Mehdi ve Mesih’ten haber veren, irade hürriyeti ve kaderden bahseden, faizle ribayi ayni
gören siyasetle ilgili olan bütün hadisleri ve kıyamet alametlerini haber veren fiten hadisleri
uydurmadır.
12. Dinden dönenin öldürüleceği, kelime-i tevhidi getirenin cennete gideceğini bildiren hadisler
uydurmadır.
13. Sünnetin Kur'an gibi bağlayıcılığı yoktur.
- Fazlurrahman, hadislerin oluşan süreci diye bir gelişme varlığı tezini ortaya atmıştır.
Fazlurahman’a Göre İslâm Dünyasının Çıkış Yolu:
“Kur'an öğretisi ve nebevi sünnet, İslâm toplumunun karsılaştığı yeni faktörlerin ve etkileri
karşılamak için cemaatin yasayan sünneti doğrultusunda yaratıcı bir biçimde alınıp yorumlandığı
zaman, cemaatin ilk dönemiyle ilgili tarihinde bizler için güçlü yol gösterici ilkeler mevcuttur”.


Mısır’da Sünnet İnkarcılığı Hareketi:

Mısır’da ilk olarak sünnetsiz İslâm sloganını ortaya atan Mirza Bakir’dir. Ondan etkilenen Tevfik
Sidki (1929) adındaki bir tip doktoru ‘İslâm Kur'an’dan ibarettir’ diye bir makaleyi yazdı. Bunu
el-Menar dergisinde yayınlatınca Mısır’da büyük tartışmalara sebep oldu. Makalesinde kendisi
gibi düşünenleri ‘Kur'ancılar’ diye isimlendirdi.

Tevfik Sidki’nin İddiaları:

1. Hz. Peygamberin bütün yaptıkları ve söylediklerinin hiçbir bağlılığı yoktur veya sadece
yaşadığı asırdaki insanları bağlar. Diğer insanlar ise, Kur'an’dan hüküm çıkararak
ihtiyaçlarını giderirler.
2. Hz. Peygamberin yerleştirdiği hukuk sistemi, belli bir zamana mahsus hazırlık dönemi
şeriatıdır.
- Hadis inkarcılarından biride, hicri 1350 yılında Mısır’da sünnetin tarihi ile ilgili bir kitap
yayınlayan İsmail Ethem’dir. Buna göre, hadisin temelde varlığı kesin değildir.
- Mısır müftüsü Muhammed Abduh’ta sadece Müslümanların üzerinde ittifak ettikleri hadislerin
kabul edilmesi, sünnet ve hadisin büyük bir kısmının reddedilmesinin gerekli olduğunu savunur.
- Mısır’da ilk olarak, sünnet etrafında ortaya konulmaya çalışılan şüpheleri derleyip toparlayarak
bir kitap halinde neşreden ilk şahıs Mahmud Ebu Reyye’dir. Kitabini1958’de Edvaun ale’s-
Sünneti’l-Muhammediye ismiyle yayınladı.
Mustafa Siba’i, Ebu Reyye’nin bu eserindeki kaynaklarını söyle sıralar:
1. Mutezile imamlarından yapılmış nakilleri içeren bazı kitaplar.
2. Şii bağnazların kendi düşüncelerine yer vermiş oldukları kitaplar.
3. Müsteşriklerin kendi kitapları yani sıra, İslâm ansiklopedisine yerleştirdikleri görüşler.
4. Bazı edebiyat kitaplarında yer alan asilsiz hikayeler.
5. Uzun yıllar boyunca, yazarın zihninde dolasan kimi gizli düşünce ve gayeler.
Ebu Reyye’nin İddiaları:
1. Hadis külliyatında sahih diye isimlendirilen hadisler azdır.
2. Hz. Peygamberin ağzından çıktığı sekliyle nakledilip bize ulasan hadislerin sayısı da
azlıktadır.
3. Sadece kısa hadislerin bazılarında nadiren aslına bağlı olarak kalmış, bir takım lafızlar
bulunabilmektedir.
4. Sahih diye tanımladıkları nakledilen hadislerin sıhhati, aslında ravilerin nazarında olup, söz
konusu nakillerin kendilerinde (metinlerinde) değildir.
5. Sünnet, Hz. Peygamber ve sahabe zamanında yazılmamıştır.
6. Ebu Hureyre hadis uyduran birisidir.
7. Hadislerin istenileni alma veya bırakma konusunda herhangi bir zorluğu veya günahı yoktur.
8. Mütevatır sünnet, ameli olan sünnetlerdir. Hadislerin tamamını içine alacak derecede sünneti
onlara şamil kılmak, muhdes bir ıstılahtır.
9. Sahabeler birbirlerini tenkit ettikleri halde, cerh ve tadil alimleri onları tenkit ameliyesine
tabi tutmamışlardır. Halbuki onlar masum değildirler.
6
10. Buhari ve Müslim’de iki yüzü aşkın garip ve fert hadisler vardır.
Ebu Reyye’nin Hileleri:
- Bilgi naklederken tek taraflı davranmış lehte ve aleyhte olan bilgilerden sadece fikri
istikametinde olanlarını tercih etmiştir. Örneğin hadislerin kitabeti ve nehyi ile ilgili rivayetlerde
sadece nehyeden hadisleri delil getirmesi gibi.
- Raviler hakkında bilgi veren ve biyografilerinin gerçek biçimde araştırıldığı kitaplar yerine,
genellikle halk oturumlarında, eğlenmek için yazılmış hayal mahsulü kitaplara başvurmaktadır. -
Sünnet gibi önemli bir konunun aleyhine bu kitaplardaki hikayelerden delil çıkarmaktadır.
- İslâm düşmanlarının yolundan giden batılıların uydurma araştırmalarının dış görünüşlerine
kanar.
- İşine geldiği zaman uydurma dediği hadisleri delil olarak kullanır.
Ebu Reyye’ye yazılan Cevaplar:
El-Muallimi:
Abdurrezzak Hamza:
Muhammed Ebu Şehbe:
Mustafa Siba’i:
Siba’i, Nedevi ve Muhibuddin el-Hatib:
Muhammed Gazzali ve Hadis Inkârciligi:
Iddialari:
1. Kur'an’a ters düştüğü iddia edilen hadisler reddedilmeli.
2. Ahad haberler zan ifade ettiği için istidlalde delil değildir.
3. Şarkı ve türkü dinlemeyi haram kılan hadisler,
4. Hz. Peygambere sihir yapıldığını iddia eden hadisler,.
5. Hz. Musa’nın ruhunu almaya gelen melekle ilgili hadis,.
6. Ölü, ailesinin ağlaması üzerine azap olunur hadisi reddedilmelidirler.
7. Buhari ve Müslim’in bazı hadisleri illetlidir.
8. Hadislerin sadece isnadlarının değil, metinlerinin de nazari itibare alınarak yeniden
yorumlanması gerekir.
9. Şarkıyla ilgili bütün hadisler sahih değildir.
10. Hadis, kesin ilmi, ya da tarihi hakikat ile çelişirse reddedilir. Çünkü bu çeşit hadisler zan
ifade ederler. Kesin bilgi ise, zannı bilgiden önce gelir.
7
Muhammed Gazzali’ye Karşı Yazılan Eserler:
Cemal Sultan:
Abdurrahman Zuayter:
Selman Avde:
Rabi el-Methali:
Ebu Ishak el-Huveyni:
Ahmed Emin’in Hadis İnkârcılığı:
İddiaları:
1. Mütevatır hadisler yedi sayısını geçmez.
2. Hadisler, hafızalarda kalıp uzun müddet yazıya geçirilmediği için güven duyulmaz.
3. Hadisler, Hz. Peygamberin sağlığında bile uydurulmaya başlanmıştır.
4. Hz. Peygamberin döneminden sonraki dönemlerde hadislerin artma sebebi uydurma
hareketinden kaynaklanmaktadır.
5. Şahıs, yer, kabile faziletleri ile ilgili bütün hadisler uydurmadır.
6. Muhaddisler, hadislerin metin tenkidini yapmamışlar. Hadislerin vakaya uyup uymadığı
üzerinde durmamışlardır.
7. Hadisçiler cerh ve tadil kaidelerinde çok ihtilaf etmişler, dolayısıyla hadislere hüküm bina
etmede ihtilaf edilmiştir.
- Ahmed Emin eserlerinde, Goldziher’in fikirlerini tamamen kabul edip kendi görüşleriymiş gibi
takdim eder.
Mahmud M. Taha’nin İddiaları:
1. Hz. Peygamberin söz ve tasvipleri sünnet olmayıp şeriattır. Geçerliliği zamanla sinirlidir.
2. Şeriat sadece onun yaşadığı döneme hastır.
Türkiye’de Hadis İnkârcılığı:
Yasar Nuri Öztürk’ün Hadis İnkârcılığı:
İddiaları:
1. Otuz veya elli hadis dışında kalan hadisler uydurmadır.
2. Sahabe ve alimlerde dahil olmak üzere Kur'an’a sahip çıkmadıkları için suçludurlar.
3. Hz. Peygamberin vefatından sonra Kur'an devre dışı bırakılmıştır.
4. Kur'an’dan uzaklaşma hicri dördüncü yüzyılda meydana gelmiştir.
5. Kur'an’dan başka kaynak kabul etmek şirktir. Çünkü Kur'an dışında hiçbir kaynağın
korunma garantisi yoktur.
6. Miraç hadisi çelişkilerle doludur.
7. Yazıyı emreden rivayetler uydurmadır.
8. Hadis diye yazılanlar Resulullah’ın sözleri diye ona isnad edilmiştir.
9. Hadisler hicri iki yüz yılından sonra yazıya geçirilmiştir.
10. Hadisler bağlayıcı değildir. Hüküm kaynağı da olamaz çünkü çelişkilerle doludur.
11. İki türlü sahabe vardır; a) Hz. Muhammed’in Sahabesi yani, inanmış olarak Peygamberi
gören kimsedir. b) Allah Resulü Hz. Peygamberin Sahabesi yani, ruhani sevgiyle
8
Peygamberimizin gerçek kişiliğine dost olanlardır. İkinci tür sahabe birincisinden daha
büyüktür.
12. Size iki emanet bırakıyorum hadisinde sünni çevreler, Allah’ın kitabi yanına sünnet
kelimesini eklemişlerdir.
13. Orta namaz sabah namazıdır.
14. Adetli olan kadınlar namaz kılıp oruç tutabilirler.
15. Kadının sesinin haramlığı konusunda Kur'an ve sünnette delil yoktur.
16. İnsanlara sadece Kur'an ve mütevatır hadisler nakledilmelidir.
- Sünnete mişna tabirini kullanmaktan çekinmiyor.
- Görüşlerinde, genelde Ebu Reyye’yi taklit ediyor.
- Şimdiye kadar pek çok hadis aliminin uydurma dediği hadisleri isine geldiği zaman delil olarak
kullanıyor. Ayrıca itibar edilmeyen kitaplardan nakiller yapıyor.
- Hadisleri inkâr ettiği halde esbab-ı nüzul’le ilgili rivayetleri nakletmekten çekinmiyor.
- Nakilde tahrif, sözlerinde çarpıtma görülmektedir.
Hayri Kırbaşlıoğlu ve Sünnet/Hadis İnkârcılığı:
İddiaları:
1. Sünnet problemlerin asil kaynağıdır.
2. Yapılan sünnet tanımları; 1. Sadece akademik ihtiyaçlara göre yapılmıştır. 2. Sünnetin
toplumsal boyutundan çok ferdi boyutuna ağırlık verilmiştir. 3. Bağlayıcılık yönünden
sünnet sınıflandırılmamıştır. 4. Kur'an, tanımların dışında bırakıldığı için bu tanımlar
yetersizdir.
3. Ona göre Sünnet, “Hz. Peygamberin kendi döneminde İslâm toplumunu, akide, ibadet,
teblig, eğitim, ahlak, hukuk, siyaset, ekonomi gibi çeşitli alanlarda; kısacası bireysel,
toplumsal ve evrensel olmak üzere hayatin her alanında, yönlendirilip yönetmede Kur'an
basta olmak üzere esas aldığı ilke ve prensipler bütününün oluşturduğu bir zihniyet ya da
dünya görüsüdür”.
4. Bize sadece, yasayan sünnet sahih olarak ulaşmıştır. Diğer hadislerin de tamamının uydurma
olduğu söylenemez.
5. Hadislerin aklanmasında sadece isnad değil, metninin de göz önünde bulunduran sağlıklı bir
metot uygulamak suretiyle aklanır.
6. Senet ve metin açısından sağlam olan hadislerin akaid dışında kullanmak mümkündür.
- Kırbaşlıoğlu görüşlerini net olarak maddeler halinde toplamıştır. Bunların bazılarını şöyle
zikrediyor:
7. Hadisleri toptan kabule olduğu kadar, toptan redde de karşıyız.
8. Dinde otoritelerin görüşlerine değer vermekle birlikte onları mutlak doğru kabul etmiyor,
onların eleştirilebilir olduklarına inanıyoruz.
9. Hadisleri eleştirmek, yada reddetmek, Hz. Peygamberi eleştirmek yada reddetmek değil, bu
hadislerin ona nispetini eleştirip reddetmek demektir.
10. Sünnetin sadece bireysel boyuta indirgenmesi yanlıştır. Onun toplumsal ve evrensel
boyutlarının bireysel boyutu tarafından gölgelendiğini bu sebeple bu iki boyutunu ön plana
çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz.
9
11. Sünnetin tamamının gayri metluv vahiy olduğuna dair görüşe katılmıyoruz. Bilakis sünnetin
büyük bir kısmının Hz. Peygamberin Kur'an’a dayalı içtihatları olduğunu, vahiy tarafından
zımnen tasdikinin, onların vahyi ürünü olduğu anlamına gelmeyeceğini savunuyoruz.
12. Sünneti – ve tabii Kur'an’ı – anlarken lafızcılığın asılıp, lafzın altında yatan ilkelere inilmesi
ve bunların günün şartları içerisinde yeniden yorumlanması taraftarıyız.
13. Sonuç itibarıyla sünneti reddetmediğimizi, ancak sünneti anlamada başvurulan hadislere
eleştirel ve seçmeci yaklaştığımızı açıkça vurguluyoruz.


ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
İLAHIYAT FAKÜLTESİ
TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ
HADİS ANABİLİM DALI
İslâm Dünyasında Hadis İnkârcıları ve Görüşleri
Hazırlayan
Mustafa Dönmez
(Seminer)
BURSA
0 yorum:

Yorum Gönder


GURABA YAYINEVİ..

GURABA YAYINEVİ..
Selefin fehmi ile ehli sünnetin eşsiz kitaplarını bulabileceğiniz yayınevi..

Bu Blogda Ara

Popüler Yayınlar

Guraba Resim..

Guraba Resim..

Guraba - Ayet

Şüphesiz Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını -onlara cenneti vermek karşılığında- satın almıştır.Onlar Allah yolunda savaşır, öldürür ve öldürülürler.Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da yerine getirmeyi taahhüt ettiği hak bir vaaddir.Allah'dan daha çok ahdini kim yerine getirebilir ki?O halde yapmış olduğunuz bu alış verişe sevinin.En büyük kurtuluş işte budur! (Tevbe/111)

Guraba - Hadis

Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle anlatır;

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: '' Allah, iki kişiye güler.Bunlardan biri diğerini öldürür ve ikiside cennete girer.Biri, Allah yolunda savaşarak şehit olur sonra Allah katilinin tevbesini kabul eder de müslüman olur ve Allah yolunda çarpışarak o da şehit düşer.''(Buhârî, cihad 2826-Muslim, imare 1890-Nesâî, cihad 3165-İbn Mâce, mukaddime 191-Ahmed, müsned 7282)