GURABA İSLAM الإسلام الغرباء

Rasûle İtaat..

17:08

İNANAN BİR KİMSENİN PEYGAMBERİNE KARŞI ÜMMET

KİMLİĞİ

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ

Şüphesiz ki inanan bir kimsenin Allah’a karşı kulluk kimliğinin sayfa-larında yazılı olan hususlardan bir tanesi de, kendilerine gönderilen peygamberleri ile alakalı ümmet kimliğidir.

Kişinin Peygamberine karşı sağlıklı bir ümmet kimliği nasıl olmalıdır denildiği zaman da, bunun her şeyden önce, onun risaletini kabul edip ve getirdiği her şeye - gücü nisbetinde - ittiba etmesi demektir. Başka bir ifadeyle ; itikadını, amelini ve ahlaki değerlerini onun risaletinden alıp, onlar doğrultusunda hayat yaşayan kimse demektir.

Çünkü onun için örnek ve önder olarak gönderilen Peygamber bir söz-lerinde şöyle buyurmaktadır :

"..... عن عبدالله بن عمرو قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : لا يؤمن أحدكم حتى يكون هواه تبعا لما جئت به

{ ....... Abdullah İbn Amr b. El- As r.a’dan. Resulullah s.a.v buyurdular ki : “ Heva ve arzusu benim getirdiğime tabi olmadıkça,sizden hiç biri-niz iman etmiş olamazsınız “ }

İBNİ EBİ ASIM ES-SÜNNE : 1.C.15.N

İşte çağrısına icabet edildiği zaman kurtuluşa ereceğimiz Muham-med s.a.v’e karşı müslümanın ümmet kimliğinin ana hattıyla böyle olmalıdır. Yani,davetine icabet edip onun yürüdüğü yolda yürümektir.

Allah’u Azze ve Celle, kendisine kulak verip çağrısına icabet edenleri Cennet’le müjdelemiş, davetinden yan çizip uzaklaşanları ise Cehennem’le korkutmuştur.

Rabbimiz şöyle buyurmaktadır :

مَّا كَانَ مُحَمَّدٌ أَبَا أَحَدٍ مِّن رِّجَالِكُمْ وَلَكِن رَّسُولَ اللَّهِ وَخَاتَمَ النَّبِيِّينَ وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيماً

( Muhammed sizin adamlarınızdan birinin babası değil, fakat Allah’ın resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.)

AHZAB.40.AY.

وَإِن تُطِيعُوهُ تَهْتَدُوا

“ Eğer ona itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz. “ NUR.54.AY.

Allah’u Azze ve Celle,inandığını söyleyenlerin peygamberlerine karşı ümmet kimliklerinin istenildiği manada gerçekleşmesi için,ona mutlaka her konuda itaat etmeleri gerektiğini zikretmiştir… Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :

ALLAH C.C RESULÜ’NE İTAATİ EMRETMEKTEDİR

لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِّمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيراً

( Andolsunki Allah ın Resulünde sizin için, Allah’ı ve Ahiret gününü umar olanlar ve Allah’ı çok zikreden kimseler için pek güzel bir örnek vardır.)

AHZAB.21.AY.

وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُوا وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَاب

( ……. Resul size neyi verdiyse , onu alın ; sizi neden nehyetti ise, ondan da sakının .Allah’tan korkun, şüphesiz Allah’ın azabı çok çetindir. )

HAŞR.7.AY.

( Allah’ın davetçisine icabet edin ve ona iman edin ki Allah, sizin için günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi o acı azaptan korusun.

AHKAF.31.AY.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَآمِنُوا بِرَسُ ولِهِ يُؤْتِكُمْ كِفْلَيْنِ مِن رَّحْمَتِهِ و َيَجْعَل لَّكُمْ نُوراً تَمْشُونَ بِهِ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيم

( Ey iman edenler, Allah'tan sakınıp korkun ve O'nun elçisine iman edin, ki size kendi rahmetinden iki kat (güzel karşılık) versin. Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın ve size mağfiret etsin. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. )

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُون

( Ey iman edenler, size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah'a ve Resûlü'ne icabet edin.Bilin ki muhakkak Allah,kişi ile kalbi arasına girer ve siz gerçekten O'na götürülüp toplanacaksınız. )



ENFAL : 24.AY
.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ أَطِيعُواْ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَلاَ تَوَلَّوْا عَنْهُ وَأَنتُمْ تَسْمَعُو

( Ey iman edenler, Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin. Siz de işitiyorken, ondan yüz çevirmeyin. )

ENFAL :20.AY.

( De ki : " Allah'a itaat edin, Resûl'e itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, artık onun sorumluluğu kendisine yüklenen - tebliğ vazifesidir -, sizin sorumluluğunuz da size yüklenendir. - Yani ona itaat etmenizdir - Eğer ona itaat ederseniz, hidayet bulmuş olursunuz. Elçiye düşen, apaçık bir tebliğden başkası değildir."

NUR : 54.AY.

( Allah ve Resûlü, bir işe hükmettiği zaman, mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resûlü'ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır. )

AHZAB.36.AY.

Allah u Azze ve Celle bu ve bununla eş manalı daha bir çok Ayet’i kerimelerde Resulüne imanı , itaatı ve onun getirdiklerine ittiba etmeyi açıkça emretmektedir.

Ayrıyeten,Resulünün davetine uyanların ancak doğru yolu bulacak-larını ve ona uyanların ancak kurtuluşa ereceklerini bildirmiştir.

Çünkü inanan bir kimse için yolunun, inancının ve amelinin örnek alınacağı tek şahsiyet Allah’ın resulüdür. Bunun böyle oluşunun sebebi, şüphesiz ki onun vahye dayalı bir yol izlediğinden dolayıdır.

Yani,Allah resulü s.a.v’in dinle alakalı bütün inanç ve amelleri, Allah’tan kendisine vahyedilen şeyler olduğundan dolayıdır.

Rabbimiz Kerim Kitabında şöyle buyurmaktadır :

وَمَا يَنطِقُ عَنِ الْهَوَ إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْيٌ يُوحَى

( O, heva ve arzusundan konuşmaz. Onun söyledikleri, yalnızca ken-disine ilka edilen bir vahiy’dir. )

NECM.3-4.AY.

إِنْ أَتَّبِع إِلَّا مَا يُوحَى إِلَي

( Ben, ancak bana vahyolunana uyarım ………)


AHKAF.9.AY.

Dolayısiyle,Resule itaat etmenin Allah’a itaat etmek olduğu gayet açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

RESULE İTAAT ALLAH’A İTAATTİR

Rabbimiz Resulüne itaati kendine itaat olarak kabul etmiştir. O, kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :

مَّنْ يُطِعِ الرَّسُولَ فَقَدْ أَطَاعَاللّهَ

( Her kim Resule itaat ederse,o aslında Allah’a itaat etmiş olur…… )

NİSA.80.AY.

Yine bir Ayet’i celilesinde buyurduğu gibi :

إِنَّ الَّذِينَ يُبَايِعُونَكَ إِنَّمَا يُبَايِعُونَ اللَّهَ

( Gerçek olan şudur ki, sana beyat edenler, aslında Allah’a beyat etmişlerdir…….)

FETH .10.AY.

Allah Resulü s.a.v ise bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır :

( ….. Ebu Hureyre r.a dan : Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Bana itaat eden Allah’a itaat etmiştir. Bana karşı gelip isyan eden de, Allah’a isyan etmiştir ……)


BUHARİ : 15. 6986.S - MÜSLİM : 6 . 1829. N

Hulasa, Resule itaat Allah’a itaattir. Dolayısiyle şuurlu ve basiretli bir müslümanın peygamberine karşı ümmet kimliğinde, bu itikadın yerleşmesi gerekir…. Bununla beraber kul, Resule itaat etmenin Allah’ı sev-menin açık bir isbatı olduğunu da çok iyi idrak etmesi gerekir.

ALLAH’I SEVMENİN İSBATI RESULE İTAATTİR

Allah’u Azze ve Celle kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :

قُلْ إِن كُنتُمْ تُحِبُّونَ اللّهَ فَاتَّبِعُونِي يُحْبِبْكُمُ اللّهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَاللّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

( Deki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki,Allah’ta sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah gafur dur,Rahim’dir. )

ALİ İMRAN.31.AY.

Bu ayet’in mesajına göre,Allah’ı sevmenin isbatı,O’nun resulüne itaat etmektir. Başka bir ifadeyle : Allah’ı sevdiğini iddia ettiği halde, O nun resulünün yolunda olmayan, ona ittiba etmeyen, onun metoduna ve menhecine uymayan her kişi, bu sözünde yalancıdır. Yani Allah’ı sevme sözünde yalan söylemektedir.

Çünkü seven sevgisini, sevdiğine itaatiyle ortaya koyup isbat etmesi gerekir. Dolayısiyle, bu ve emsali delillerden hareketle Kur’an ve sünnet teki zikri geçen sevgi ifadeleri itaat manasında anlaşılması gerekir.

Müslümanın Peygamberine layık ümmet olma kimliğinde yazılı olan önemli şeylerden bir tanesi de ; İhtilafa düştüğü her meselede onun hakemliğine başvurma mecburiyetindedir.

Diğer bir ifadeyle ; Resulullah s.a.v’i örnek ve önder edinmenin gerek-lerinden birisi de, ihtilaf anında onun hakemliğine baş vurup, onun koy-duğu hükümlere itiraz etmeden tam bir teslimiyet göstermektir…. Bakınız Rabbimiz kerim kitabında ne buyurmaktadır :

أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُواْ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ يُر ِيدُو نَ أَن يَتَحَاكَمُواْ إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُواْ أَن يَكْفُرُواْ بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُضِلَّهُمْ ضَلاَلاً بَعِيداً

( Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandıklarını öne sürenleri görmedin mi? Bunlar, tağut'un önünde muhakeme olmayı istemektedirler; oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuşlardır. Şeytan da onları uzak bir sapıklıkla sapıtmak ister. "


NİSA.60.AY.

فَإِن تَنَازَ عْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللّهِ وَالرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلاً

( ……….. Eğer bir mevzuda ihtilafa düşerseniz;Allah’a ve Ahiret gününe iman etmiş iseniz onu,Allah’a ve Resulüne havale edin.Bu daha iyi ve sonuç iti-bariyle de daha güzeldir. )

NİSA.59.AY.

فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّىَ يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لاَ يَجِدُواْ فِي أَنفُسِهِمْ حَرَجاً مِّمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُواْ تَسْلِيما

( Hayır ! Rabbine andolsun ki, onlar aralarındaki çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp sonra senin verdiğin hükme, içlerinde hiç bir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar )

NİSA.65.AY.

إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَن يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

( Aralarında hükmetmesi için, Allah'a ve elçisine çağrıldıkları zaman mü'min olanların sözü: "İşittik ve itaat ettik" demeleridir. İşte felaha kavuşanlar bunlardır. "


NUR.51.AY.

İşte Rabbimizin zikredilen bu Ayet’i kerimeleri delalet ediyor ki ; inan- dığını söyleyen insanların, gerek dinin usulüne dair meselelerde ve gerekse dinin furuuna dair ihtilafa düştükleri meselelerde Kur’an’a ve Sünnet’e muracaat etme mecburiyetindedirler.

Allah’u Taala “ Eğer Allah’a ve Ahiret gününe iman etmiş iseniz böyle yapın “ buyurarak,meselenin önemine işaret edip ve bu şekildeki hareketin, Allah’a ve Ahiret gününe imanın iktizasından olduğunu beyan etmiştir.

Ve yine Rabbimiz,kendi mukaddes zatına yeminle ifade ediyor ki; bütün işlerde Resulünü hakem tayin etmedikçe hiçbir fert iman etmiş olamaz. Çünkü, onun vahye dayalı olarak verdiği hükümler, gizli ve açık,içten ve dıştan her zaman bağlanılması vacip olan hak ve gerçeklerdir.Bundan dolayıdır ki Allah’u Azze ve Celle zikri geçen Ayet’te :

( … Sonra haklarında verdiğin hükümden dolayı içlerinden bir sıkıntı duymadan kendilerini tamamen o hükme teslim etmedikçe iman etmiş olmazlar. ) buyurmaktadır.

Ve yine dikkat ettiyseniz,muhakeme için Allah’ın kitabına ve Resulünün sünnetine davet olunanların sözlerinin ; işittik ve itaat ettik demeleri ve bu şekilde davrananların ise, kurtuluşa eren mü’minler olduğu beyan edilmektedir.

Yani, mü’minler haklarında verilen hükmün karşısında ; bir mudafa, bir munakaşa ve bir karşı koyma göstermeksizin …” biz bu hükmü işittik ve buna teslim oluyoruz “ demelerinin gerektiği anlatılmaktadır…. İşte basiretli bir Muhammed ümmeti olmak bunu gerektirmektedir.

Değerli Müslümanlar ! inanan bir kimsenin unutmaması gereken hususlardan bir taneside,ümmeti olduğunu söylediği resulün getirdik-lerine muhalefet ettiğinde, başına bir takım bela ve musibetlerin gele-bileceğine inanmasıdır.

Çünkü bilinen bir gerçektir ki,hayırlı şeylerle meşkuliyet insanın güzel şeylerle karşılaşmasına vesile olduğu gibi,kötü ve çirkin şeylerle meşkul olmakta insanın bir takım fitne ve musibetlerle karşılaşmasına vesile olur.

Başka bir ifadeyle ; Allah’a ve Resulüne itaat etmek,güzelliklerin celbine vesile olduğu gibi, muhalefet edip isyan etmekte, musibet ve belaların celbine vesile olur.

Allah’u Azze ve Celle kerim kitabında, özellikle resulüne muhalefet ile alakalı bir Ayet’i celilesinde şöyle buyurmaktadır :

فَلْيَحْذَرِ الَّذِينَ يُخَالِفُونَ عَنْ أَمْرِهِ أَن تُصِيبَهُمْ فِتْنَةٌ أَوْ يُصِيبَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

( ……… O’nun emrine muhalefet edenler,kendilerine bir fitnenin isabet etmesinden veya onlara acı bir azabın çarpmasından sakınsınlar. )

NUR.63.AY.

( … Ebu Hureyre r.a dan ; dedi ki : Resulullah s.a.v’i şöyle buyururken dinledim : Size neyi yasakladıysam ondan uzak durunuz,size neyi emretti isem ondan da gücünüzün yettiğini yapınız. Şüphe yok ki sizden öncekileri helak eden şey, çok çok soru sormaları ve peygamberlerine muhalefet etmeleridir. )

BUHARİ . 15.C.7151.S

( … İbn Ömer r.a dan ; Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Ben kıya-metin önünde kılıçla gönderildim.Benim rızkım mızrağımın gölge-sinde kılındı. Zillet ve cizye ödemek, emrime muhalefet edenlerin üzerine kılındı…….)

BUHARİ .6 .C.2733.S

( … Abdullah İbn Ömer r.a dan; Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Her işin bir canlı dönemi vardır.Her canlılığında bir sukunet dönemi vardır. Benim sünnetimde sükun bulan hidayete ermiştir, süne-timden başka şeyde sükun bulan kişi de helak olmuştur. )

CAMİU’S-SAĞİR.2.C.1352.N

Bu ve emsali delillerin ortaya koyduğu mesajdan da anlaşıldığı gibi, Allah resulü s.a.v in emrine, yoluna , menhecine muhalefet eden bir kimsenin mutlaka başına bir takım musibet ve belaların gelmesi kaçı-nılmazdır…. Müslümanın bu hususta uyanık olacağı gibi, resulullah s.a.v’e karşı sergileyeceği her muhalefetin de, cürmünün büyüklüğüne göre amellerini iptal edeceği hususudur. Yani Müslüman bu hususta da uyanık olması gerekir.

ALLAH RESULÜNE MUHALEFET ETMEK, AMELLERİ İPTAL EDER

Çünkü İslam’ın bilinen kurallarından bir diğeri de ; İyilikler nasıl ki kötülükleri siliyor ise,kötülükler de iyilikleri siler,kuralıdır.

Başka bir ifadeyle ; Allah’a ve resulüne itaat etmek günahların affına sebeb olduğu gibi, muhalefet edip isyan etmekte amellerin iptaline sebep olur.

Allah’u Azze ve Celle kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَلَا تُبْطِلُوا َعْمَالَكُمْ

( Ey İman edenler! Allah’a itaat edin,Resulüne itaat edin ve amel-lerinizi iptal etmeyin. )

MUHAMMED.33.AY.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَرْفَعُوا أَصْوَاتَكُمْ فَوْقَ صَوْتِ النَّبِيِّ وَلَا تَجْهَرُوا لَهُ بِالْقَوْلِ كَجَهْرِ بَعْضِكُمْ لِبَعْضٍ أَن تَحْبَطَ أَعْمَالُكُمْ وَأَنتُمْ لَا تَشْعُرُونَ

( Ey iman edenler,seslerinizi peygamberin sesi üstünde yükselt-meyin ve birbirinize bağırdığınız gibi, ona sözle bağırıp söylemeyin ; yoksa siz farkında olmadan, amelleriniz boşa gider. )

HUCURAT : 2.AY.

Bu Ayet’i celilede de anlatıldığı gibi ; Allah resulü s.a.v bir şeye hük-mettiği zaman, artık hiçbir müslümanın ona muhalefet etmesi, görüşünü ve kanaatini onun hükmüne tercih etmesi, veyahutta bir başkasının görü-şünü ve içtihadını - çeşitli tevillerle de olsa - ona tercih etmesi asla mümkün değildir…..Müslüman olmak demek ; kendi düşünce,davranış ve seçme özgürlüğünü Allah ve resulüne teslim etmek demektir.

Çünkü hiçbir akıllı insan,iki zıt davranışı birleştirmeye kalkışmaz. Yani : “…Müslüman olmak veya müslümansa Müslüman kalmak isteyen kimse, mutlaka Allah ve resulünün Kur’an ve sünnetteki emir ve yasaklarına boyun eğmek zorundadır. Boyun eğmeğe tenezzül etmeyen kimse ise, müslüman olmadığını açıkça kabul etmelidir. Çünkü İslamiyet teslimiyet demektir…”

Bir başka ifadeyle; “…..Ben müslümanım deyipte,teslimiyetini Allah’a ve resulüne değilde, başka şeylere gösteren kimse, bu sözü ile yalan söylediğini kabul etmesi gerekir… “ Çünkü isim ile müsemma arasında bir uyum yoktur.Yani,müslümanım diyor ama islama teslimiyeti yoktur.

Ve netice olarak değerli kardeşlerim ! şunu kesinlikle unutmayalım ki ; Allah resulü s.a.v in yolunda yürümeyenler,onun metod ve menhecini kendilerine metod ve menhec edinmeyenler, - diğer bir ifadeyle - Allah’ın dinini onun anladığı ve yaşadığı gibi anlayıp yaşamayanlar, kıyamet gününde büyük bir pişmanlık içerisinde olacaklardır.

Rabbimiz kerim kitabında, resulünün yolunda gitmeyenlerin nasıl rezil ve rüsvay olacaklarını şöyle haber vermektedir :

يَوْمَ تُقَلَّبُ وُجُوهُهُمْ فِي النَّارِ يَقُولُونَ يَا لَيْتَنَا أَطَعْنَا اللَّهَ وَأَطَعْنَا الرَّسُولَا وَقَالُوا رَبَّنَا إِنَّا أَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاءنَا فَأَضَلُّونَا السَّبِيلَا رَبَّنَا آتِهِمْ ضِعْفَيْنِ مِنَ الْعَذَابِ وَالْعَنْهُمْ لَعْنًا كَبِيرًا


“ Yüzlerinin ateşte evrilip çevrileceği gün, derler ki : " Eyvahlar olsun bize, keşke Allah'a itaat etseydik ve keşke Resûl'e itaat etseydik."

Ve yine dediler ki : " Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular."

" Rabbimiz, onlara azabtan iki katını ver ve büyük bir lanet ile onlara lanet et. )

AHZAB : 66.67.68.AY.

Ve yine Furkan suresinde de anlatıldığı gibi, Allah resulü s.a.v in takip etmiş olduğu metodunu ve menhecini kendilerine metod ve menhec edinmeyenler bu pişmanlıklarını şöyle dile getirmektedirler :

ً وَيَوْمَ يَعَضُّ الظَّالِمُ عَلَى يَدَيْهِ يَقُولُ يَا لَيْتَنِي اتَّخَذْتُ مَعَ الرَّسُولِ سَبِيلًا يَا وَيْلَتَى لَيْتَنِي لَمْ أَتَّخِذْ فُلَانًا خَلِيلًا لَقَدْ أَضَلَّنِي عَنِ الذِّكْرِ بَعْدَ إِذْ جَاءنِي وَكَانَ الشَّيْطَانُ لِلْإِنسَانِ خَذُولًا


( O gün -
Allah’a ve resulüne itaat etmeğerek kendisine - zulmeden kimse ellerini ısırarak şöyle der : ” Ahhh keşke peygamberle beraber bir yol edinmiş olsaydım . Yazıklar olsun bana, ne olurdu falanı filanı kendime dost edinmeseydim . Çünkü o, bana gelen – Kur’an ve Sünnet – zikrinden beni saptırdı. Zaten şeytan insanı yapayalnız ve yardımcısız bırakandır . )

FURKAN : 27.28.29.AY.

İşte değerli kardeşlerim ! basiretli bir müslümanın Muhammed Mus-tafa’ya karşı olgun bir ümmet olma keyfiyetini İslam böyle anlatmaktadır.

Dolayısiyle,kim bu hususta rabbisini razı etmek istiyorsa, - ki bunların hepsi de Allah’a kulluk kimliği dahilinde olan şeylerdir - Resu-lullah’ın getirmiş olduğu şeylere ittiba etmesi,onları kabulde herhangi bir sıkıntı duymaması,ihtilafa düştüğü dini konularda onun sünnetine muracaat etmesi, muhalefet ettiği zaman bir takım musibet ve belaların kendisine isabet etmesinden korkması ve hasseten de isyan ettiği her hususun, cürmüne göre amellerini iptal etmesinden korkması gerekir.

Öyleyse Rabbimizden niyazımız ;

HENÜZ HAYAT SERMAYESİ ELİMİZDE İKEN , BİZLERİ RESULÜNÜN YOLUNA, METODUNA VE MENHECİNE HAKKIYLA İTTİBA EDEN KULLA-RINDAN OLMAMIZI NASİP EYLESİN



AMİN ….

VELHAMDU LİLLAHİ RABBİL ALEMİN

TACUDDİN EL - BAYBURDİ

Read On 0 yorum

Kabir Azabı..

17:07

K A B İ R A Z A B I

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ

İnsanoğlu aldığı her nefesle ve attığı her adımla acı bir gerçeğe doğru yaklaşmaktadır. Ve bu da bilindiği gibi ölüm hakikatıdır.

Rabbimizin kerim kitabında buyurduğu gibi :

كُلُّ نَفْسٍ ذَآئِقَةُ الْمَوْتِ

“ Her nefis ölümü tadacaktır ….. “

ALİ İMRAN : 185.AY.

“ ………. Hatta tahkim edilmiş kaleler içerisinde olsanız bile,yine ölüm gelip sizi bulacaktır …. “

NİSA : 78.AY.

Evet ey insanoğlu ! unutma ki bu olayla bir gün mutlaka karşılaşacak ve bunun tadına da mutlaka bakacaksın…… Ve bundan sonra da seni ikinci bir hayat bekle-mektedir.O da,kabir hayatıdır.

Kabir hayatı denilen bu olay da , insanın dünyadaki yaşantısına uygun bir hayat olacaktır. Yani, insanın dünya hayatı eğer düzgün ise, kabir hayatı kolay, dünya hayatı istenildiği gibi değil idiyse, kabir hayatı o kimse için sıkıntılı olacaktır.

{ ….. Osman r.a dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Kabir, ahiretin konak yerlerinden ilk konak yeridir. Eğer – insan – ondan kurtulursa gerisi onun için daha kolaydır. Şayet kurtulamazsa gerisi daha ağırdır. Ve tekrar şöyle buyurdu : Her ne korkunç manzara gördüysem, kabir ondan daha korkunçtu . }

TİRMİZİ : 4.C.2410.N

KABİR AZABINA DELALET EDEN AYET’İ KERİMELER

فَوَقَاهُ اللَّهُ سَيِّئَاتِ مَا مَكَرُوا وَحَاقَ بِآلِ فِرْعَوْنَ سُوءُ الْعَذَابِ النَّارُ يُعْرَضُونَ عَلَيْهَا غُدُوّاً وَعَشِيّاً وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ أَدْخِلُوا آلَ فِرْعَوْن أَشَدَّ الْعَذ

“ Allah onu – yani Musa’yı – onların kurdukları tuzakların kötülüğünden korudu ve Fravn ailesini azabın en kötüsü kuşattı.Onlar sabah akşam ateşe sunulurlar. Kıyamet koptuğu gün de,Fravn ailesini azabın en çetin yerine sokun denir.”

MÜ’MİN : 45 – 46 . AY

Bu Ayet’i kerimelerde zikredildiği gibi, Fravn ailesi kıyametten önce kabirlerinde sabah akşam azaba sunulmaktadırlar. Kıyamet koptuktan sonra ise ikinci bir azabtan ve bunun da şiddetinden bahsedilmektedir.

İbni Kesir r.h birkaç rivayetle , zikredilen bu Ayet’i kerimelerin kabir azabı ile alakalı olduğunu anlatmaktadır.

İBNİ KESİR :13.C. 7000.S

Allah’u Azze ve Celle yine bir Ayet’i celilesinde şöyle buyurmaktadır :

وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكاً وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى

“ Kim de benim zikrimden yüz çevirirse,onun için dar bir geçim vardır.Kıyamet gününde de onu kör olarak haşrederiz.

TA HA : 124.AY.

{ … Ebu Hureyre r.a dan. Dedi ki : Resulullah s.a.v “ …. Onun için dar bir geçim vardır…. “ Ayet’i hakkında ; “ Bu kabir azabıdır “ buyurmuşlardır. }

Ebu Zura kanalıyla : BEZZAR : İBNİ KESİR : 10.C.5280.S

{ … Ebu Said el-Hudri r.a dan.Dedi ki : Resulullah s.a.v : Allah’u Teala’nın “ Onun için dar bir geçim vardır…. “ Ayet’i hakkında ; “ Bu kabir azabıdır “ buyur-muşlardır. }

Ebu Zura kanalıyla: İBNİ EBU HATİM : İBNİ KESİR : 10.C.5280.S

Allah’u Azze ve Celle yine bir Ayet’i celilesinde şöyle buyurmaktadır :

يُثَبِّتُ اللّهُ الَّذِينَ آمَنُواْ بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الآخِرَةِ وَيُضِلُّ اللّهُ الظَّالِمِينَ وَيَفْعَلُ اللّهُ مَا يَشَاءُ

{ Allah iman edenlere dünya hayatında da ahirette de o sabit sözde daima sebat ihsan eder.Allah zalimleri ise şaşırtır.Allah dilediğini yapar.}

İBRAHİM : 27.AY.

{ … Bera İbni Azib r.a dan : Peygamber s.a.v : “ Allah iman edenlere dünya haya-tında da ahirette de o sabit sözde daima sebat ihsan eder.Allah zalimleri ise şaşırtır.Allah dilediğini yapar. “ Ayet’i kabir azabı hakkında indi. Kabirde ölüye : Rabbin kimdir ? diye sorulur. O da : “ Rabbim Allah ve Peygamberim Muhammad s.a.v dir “ der. İşte bu,Aziz ve Celil olan Allah’ın : “ Allah iman edenlere dünya haya-tında da ahirette de o sabit sözde daima sebat ihsan eder…. “ Ayetindeki sabit kavlin delalet ettiği sözdür “ buyurdu. }

MÜSLİM : 8.C.2871.N

Allah’u Azze ve Celle yine kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :

وَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا عَذَاباً دُونَ ذَلِكَ وَلَكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ

{ Hiç şüphesiz,küfürleri ile kendilerine zulmedenler için başka azaplarda vardır. Fakat onların çoğu bunu bilmiyorlar. }

TUR : 47.AY.

KABİR AZABINI ANLATAN HADİSİ ŞERİFLER

عن عائشة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ان للقبر ضغطة ولو كان أحد ناجيا منها نجا منها سعد بن معاذ

{ …. Aişe r.a dan. Resulullah s.a.v buyurdular ki : Muhakkakki kabrin bir sıkıştır-ması vardır. Eğer ondan kurtulacak olan olsaydı,Sa’d bin Muaz olurdu. }

AHMED : 6 / 55 – 23762.N - HEYSEMİ : 3 / 46 – 4255.N - S.SAHİHA : 1695.N

{ … İbni Abbas r.a şöyle demiştir : Peygamber s.a.v iki kabrin üzerine uğradı da :

- Bu iki kabrin içerisindekiler muhakkak ki azab olunuyorlar. Halbu ki büyük bir şeyden dolayı da azab olunmuyorlar,buyurdu. Sonra da :

- Bunlardan birisi koğuculuk ederdi,diğeri de idrarından sakınmazdı,buyurdu.

Ravi dedi ki : Bundan sonra resulullah s.a.v bir yaş çubun aldı,onu iki parçaya böldü,sonra o parçalardan her birini bir kabrin üzerine dikti.Sonra da : Bunlar yaş kaldıkları müddetçe umulur ki bu kabir sahiplerinden azab hafifletilir,buyurdu. }

BUHARİ : 3.C.1300.S

İBNİ MACE : 1.C.347.N

MÜSLİM : 1.C.292.N

( …. Aişe r.a şöyle demiştir : Benim yanıma Medine Yahudilerinden iki yaşlı kadın girdiler de konuşma arasında bana :

- Şüphesiz,kabir ehli kendi kabirlerinde azab olunurlar! Dediler. Ben o kadınların bu sözünü kabul etmedim,onları tasdik etmem bana güzel gelmedi.Sonra çıkıp gittiler.Bu sırada Peygamber s.a.v de benim yanıma girdi. Ben kendisine :

- Ya rasulallah ! İki koca karı benim yanıma geldiler de kabirdekiler kabirlerinde azab olunurlar dediler,diye zikrettim. Resulullah s.a.v de :

- Onlar doğru söylemişler.Kabir ehli,öyle bir azabla azab edilirler ki, onların azaplarını hayvanların hepsi de işitir. Buyurdu.

Bundan sonra Resulullah’ı,kıldığı her namaz’da muhakkak kabir azabından Allah’a sığınırken görmüşümdür. )

BUHARİ : 14.C.6311.S

{ … Enes İbni Malik r.a dan : Peygamber s.a.v buyurdular ki : Eğer ölülerinizi defnetmeme endişesi olmasaydı, kabir azabından sizlere işittirmesi için muhak-kak Allah’a dua ederdim. }

MÜSLİM : 8.C.2868.N

AHMED : 6. 21149

İBNİ EBİ ASIM ES-SÜNNE : 868.N

İBNİ EBİ ŞEYBE MUSANNEF : 3/373

{ … Sa’d bin Ebi Vakkas r.a şöyle demiştir : Peygamber s.a.v bizlere şu dua kelime-lerini yazı – kitap – öğretir gibi öğretirdi. Ey Allah’ım ! cimrilikten sana sığınırım, korkaklıktan sana sığınırım,ömrün en kötüsüne döndürülmekten sana sığınırım, dünya fitnesinden ve kabir azabından da sana sığınırım. }

BUHARİ : 14.C.6329.S

{ ….Cabir bin Abdullah r.a’dan. O dedi ki : Bir adam vefat etti.Onu yıkadık ,kefenledik, hanud diye güzel kokularla da kokuladıktan sonra,Resulullah s.a.v onun namazını kılsın diye cenazelerin konulduğu Makam’ı Cibril’in yakınına bıraktık. Daha sonra Resulullah s.a.v onun namazını kılsın diye kendisine haber verdik.Resulullah s.a.v Bizimle beraber geldi. Birkaç adım attıktan sonra şöyle dedi :

- Galiba sizin bu adamınızın borcu var. Onlar, “ evet iki dinar borcu var “ dediler. Peygamber s.a.v geri durdu ve şöyle buyurdu :

- Adamınızın namazını kılınız. Bizden Ebu Katade diye bilinen bir adam :

- Ey Allah’ın Resulü ! ben onları ödemeyi üzerime alıyorum,dedi. Bu sefer Resulullah s.a.v şöyle dedi :

- O iki dinarı kendi malından ödeyeceksin ve ölen kimse de bundan beri olacak, öyle mi ? ,diye buyurdu. Adam : “ evet “ dedi.Bu sefer Peygamber s.a.v onun nama-zını kıldırdı.Resulullah s.a.v Ebu Katade ile karşılaştı mı – bir rivayette ertesi gün onunla karşılaşınca – Dedi ki :

- O iki dinarı ne yaptın ?. Ebu Katade dedi ki : Ey Allah’ın resulü adam daha dün öldü.Nihayet Allah resulü s.a.v daha sonra Ebu Katade ile yine karşılaşınca :

- İki dinarı ne yaptın ? diye sordu. Ebu Katade bu sefer dedi ki : Onları ödedim ey Allah’ın resulü. Peygamber s.a.v bunun üzerine şöyle buyurdular :

- İşte şimdi onun derisi serinlemeye başladı. [ Yani, borcu ödendiği için üzerin-den azab kaldırılmış oldu. }

HAKİM : 2 . C . 58 . S - BEYHAKİ : 6 / 74 – 75 - TAYALİSİ : 1673.N - AHMED : 3 / 333 - HEYSEMİ : 3 / 39 - K.CENAİZ : 14 . SAY.

{ …. Ebu Eyyub r.a şöyle demiştir : Peygamber s.a.v güneş batmış olduğu halde Medine’den dışarıya çıkmıştı. Bir ses işitti de : “ Yahudi kabilesi, kendi kabirleri içerisinde azap olunuyorlar “ buyurdu. }

BUHARİ : 3.C.1299.S

{ …. Musa İbni Ukbe şöyle demiştir : Bana Halid İbni Said İbni’l Asi’nin kızı Eme tahdis etti. O da peygamber s.a.v’den , kabir azabından Allah’a sığınırken işitmiştir.}

BUHARİ : 3.C.1299.S

{ … Resûlullah'ın zevcesi mü'minlerin annesi Aişe R.A'dan şöyle haber verdi : Resûlullah s.a.v namaz'ın sonunda :

" Allah’ım ! kabir azabından sana sığınırım. Mesih deccalin fitnesinden sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım. Allahım ! günahtan ve borçlanmaktan sana sığınırım “ diye dua ederdi. Biri kendisine : " Yâ Resûlullah borçtan ne de çok istiaze ediyorsun " dedi. Bunun üzerine : " İnsan borçlandığı vakit söz söyler de yalan uydurur, söz verir de sözünde durmaz " buyurdu. }

BUHARİ : 2.C.820.S - MÜSLİM : 2.C.589.N

DERLEYEN

TACUDDİN EL - BAYBURDİ

Read On 0 yorum

GURABA YAYINEVİ..

GURABA YAYINEVİ..
Selefin fehmi ile ehli sünnetin eşsiz kitaplarını bulabileceğiniz yayınevi..

Bu Blogda Ara

Popüler Yayınlar

Guraba Resim..

Guraba Resim..

Guraba - Ayet

Şüphesiz Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını -onlara cenneti vermek karşılığında- satın almıştır.Onlar Allah yolunda savaşır, öldürür ve öldürülürler.Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da yerine getirmeyi taahhüt ettiği hak bir vaaddir.Allah'dan daha çok ahdini kim yerine getirebilir ki?O halde yapmış olduğunuz bu alış verişe sevinin.En büyük kurtuluş işte budur! (Tevbe/111)

Guraba - Hadis

Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle anlatır;

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: '' Allah, iki kişiye güler.Bunlardan biri diğerini öldürür ve ikiside cennete girer.Biri, Allah yolunda savaşarak şehit olur sonra Allah katilinin tevbesini kabul eder de müslüman olur ve Allah yolunda çarpışarak o da şehit düşer.''(Buhârî, cihad 2826-Muslim, imare 1890-Nesâî, cihad 3165-İbn Mâce, mukaddime 191-Ahmed, müsned 7282)