GURABA İSLAM الإسلام الغرباء

Tevazu ve Kibir..

T E V A Z U V E K İ B İ R


Değerli Müslümanlar ! unutmayalım ki insanda bulunan ahlaki değerlerden en önemlisi tevazu en çirkini ise kibirdir… Birisi insanı felaha diğeri ise helaka götüren en etkili vesilelerdir.

İşte bundan dolayıdır ki ben bu sohbetimde siz değerli Müslümanlara konu ile alakalı gücüm nisbetinde bir şeyler anlatmak istedim…. Anlatmak istedim ki, yarın kıyamet günü tevazu sahibi olanlar nasıl bir mukafat görecekler, kibir sahibi olanlar da nasıl bir azab çekecekler Müslümanlar onu bilsinler.

Tevazu ; luğavi anlamda ; “ yere koymak ” “ küçültme yapmak ”. demektir.

Tevazu ; ıstılahi anlamda ise ; Hakk’a boyun eğmek demektir ….

Kendini küçük görmek, alçak gönül-lülük demektir.

Kızgın ve hoşnut olunduğu hallerde O’nun buyurduğu her şeyi kabul etmek demektir ….

Şefkatli ve yumuşak davranmak demektir …..

Kendinde kullar üzerinde bir kıymet görmemen demektir ….

Kimsenin sana muhtaç olduğunu düşünmemen demektir …..

Öyleyse ey Allah’ın aciz kulları ! tevazu sahibi olmaya çalışın…. Onu elde etmeye gayret gösterin … Unutmayınki tevazu, pek çok hayrı kuşatan, onları içine alan yüce ve parlak bir ahlaktır.

Tevazu gösterenin, huşusu vardır, huzuru vardır, sakinliği vardır. Böyle bir kimseyi uzaktan gördüğünüzde yüksek dağlar gibi büyüklenen kibirliler arasında yere yapışacak gibi zannedersiniz.

Allah Teala bu konu da şöyle buyurmaktadır ;

“ Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme ! Çünkü sen asla yeri yara-mazsın ve boyca da dağlara erişemezsin.”
İsra : 37

T E V A Z U Ç E Ş İ T L E R İ

Değerli kardeşim ! tevazu iki çeşittir. Birisi övülen diğeri ise yerilen tevazudur.

Övülen tevazu ; kişinin Allah için sergilediği tevazusudur…Bununla be-raber ; Allah’ın kulları hakkında sergilenmesini istediği tevazudur…. Yani, onlara karşı büyüklenmeyi, onları hakir görmeyi ve onları küçümsemeyi terk etmesidir…. Övülen tevazu ile alakalı İslam şöyle der :

{… Allah resulü s.a.v şöyle buyurdular : Her kim Allah için mütevazi olursa, Allah o kimseyi şüphesiz ki yüceltir. }
SAHİHU’L CAMİ : 6038.N

{ …Cabir r.a’dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Vakarlı olun ey Allah’ın kulları vakarlı. }
CAMİU’S SAĞİR : 2.C.2416.N

Yani yürüyüşünüzde olsun, konuşmala-rınızda olsun, oturup kalkışlarınızda olsun, insanlara karşı tavır ve davranışlarınızda olsun, olgun ve mütevazi olun……Yine bir hadisi şeriflerinde :

“ … Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur : Sadaka malı eksiltmez. Allah, kulunu affetmekle ancak izzetini artırır. Bir kimse Allah için tevazu gösterirse Allah da onu yükseltir.”
Müslim : 16/141-Nevevi Şerhi – Darimi : 1/396 – Ahmed : 2/386

“ … Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem yine şöyle buyurur ; Hiçbir ademoğlu yoktur ki, başında bulunan gem’i bir meleğin elinde olmasın. Tevazu gös-terirse meleğe ; “ gemini yükselt ” denilir. Kibir-lenirse ; “ Gemini indir ” denilir. ”
El Albani : S.Sahiha : 538.N

Değerli kardeşlerim ! tabiî ki burada anlatılan şey ; insan tevazu gös-terdikçe derecesinin artacağı, kibirlendikçe de zelil kılınacağıdır.

Yerilen tevazu ise ; kişinin dünya için sergilediği tevazudur…. Yani, dünyalık bir menfaat veya bir çıkar veya da gösteriş için tevazu göster-mesidir…. Bu da bilindiği gibi riyadır. Yani ; küçük şirk’tir.

Bu konuda da İslam peygamberi şöyle buyurmaktadır :

{ …. Mahmud İbnu Lebid r.a'dan, şöyle dedi : Resûlullah s.a.v şöyle buyurdu : " Sizin için en çok korktuğum şey küçük şirktir ". Saha-beler dediler ki : küçük şirk nedir yâ resûlellah ? Allah Resulü s.a.v'de cevaben " küçük şirk riyadır " buyurdular……… }
AHMED : 5 / 428. 23119.N

Görüldüğü gibi İslam, insanın amelleriyle gösteriş yapmasını şiddetli bir şekilde kınamış ve bu çirkin davranışını şirk’ten kabul edilmiştir… Allah’u Azze ve Celle bizleri, açık ve gizli bütün şirk çeşitlerinden muha-faza eylesin.

Öyleyse şuurlu ve basiretli bir Müslüman, yerilmiş olan tevazunun bütün çeşitlerini terk eden, övülmüş - yani medhu sena edilmiş - teva-zunun ise hiçbir yönünü terk etmeden onları sergileyen bir kimse olmalıdır.

Değerli kardeşlerim ! sözü daha fazla uzatmaya gerek yoktur… Öyleyse gelin bir müslümanın sergilemesi gereken övülen tevazu çeşitleri nelerdir, onlardan bahsetmeye çalışalım.

A L L A H İ Ç İ N T E V A Z U

Ey Müslüman ! şunu asla aklından çıkarma ki tevazunun başta geleni ve en sevimlisi, Allah’a karşı tevazu ve Allah için olan tevazudur… Her konu da olduğu gibi bu konuda da Rabbin senden bu amelini sadece ve sadece kendisi için sergilemeni ister…. Çünkü insanı yüceltecek olan tevazu, şüphesizki Allah’a olan tevazu ve Allah için sergilenen tevazudur.

“ … Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyurdular : Kim Allah için tevazu gösterirse, Allah onu yükseltir. ”
SAHİHU’L CAMİ : 6038.N

“ … Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem yine şöyle buyurur : Kim gücü yettiği halde Allah için tevazu ile lüks elbiseyi terk edip sade giyinirse, kıyamet gününde Allah onu, iman giysilerinden istediğini giymesi için mahlukatın başları üzerinden çağırır.”

Tirmizi : 2481 – Ahmed : 3/439 – Hakim : 4/183 - Ebu Nuaym Hilye : 8/48 Tirmizi hadis için ; “ Hasen hadistir.” Dedi. Hakim; “ İsnadı sahihtir.” Dedi ve Zehebi de ona muvafakat etti.

Basiretli bir kulun Allah’a karşı tevazu göstermesi demek ; O’na karşı itaatinde derin saygı duyması demektir…. İşlediği günahları hatırlaması demektir…. Bu günahları bilen kimse olmasa da Allah’ın kendisini gördüğünü unutmaması demek-tir…. Kendisini aciz ve küçük görmesi, taatini az sayması ve kötülüklerini ise çok görmesi demektir.

Allah Teala kerim kitabında tevazu sahibi kullarından bahsederek şöyle buyurur :

“ …………… - onlar - Bize karşı derin saygı duyuyorlardı. ”
Enbiya : 90

Mücahid r.h bu Ayetin tefsirinde der ki ; “ Yani tevazu sahibi idiler.”
İbni Kesir Tefsiri : 3 / 203 - Suyuti Dürrül Mensur : 5 / 671
D İ N İ K O N U L A R D A T E V A Z U

Değerli kardeşlerim ! müslümanın tevazu göstereceği en önemli konulardan biri de, dini ile alakalı olanıdır…… Bu da ; Allah Rasul sallallahu aleyhi ve sellem’in getirdiklerine boyun eğmek, Ona teslim olmak ve itaat etmek demektir.

Tevazu sahibi bir müslümanın bu konuda yapacağı şey ; Vahyin naslarına karşı fasid akılcıların ve kibirli kelamcıların yaptığı gibi değil de, bilakis aklını onlara mahkum eden ehli sünnetin metodu üzere hareket etmelidir.

Çünkü onlar derler ki ; el aklu evvelu ve’n naklu ba’dehu “ Yani Akıl ile nakil - Kur’an ve Hadisler - çelişirse, nakli bırakır aklı öne alırız. Nakli ya terk eder, ya da te’vil ederiz.”

Unutmayınız ki akıllarına bu anlamda uluhiyet makamı tanıyanlar, kibirli kimse-lerdir.

Tevazu sahibi Müslüman ise, dini konularda cidalden ve Allah hak-kında ilimsiz konuşmaktan uzak durur….. Çünkü o çok iyi bilir ki bu usul ; şeytanın Adem ve Havva’ya tuzak kurmasından önce onu dahi tuzağa düşüren nefsin usulüdür….

Biliyorsunuz nefis, şeytana ve Adem’in zürriyetine şöyle tuzak kurmuştu ; Allah Subhanehu ve Teala, Şeytan’ın Adem’e secde ederek emrine uymasını, itaat ederek saadete, izzete ve kurtuluşa ermesini emrettiğinde, cahil ve zalim nefsi bunu kendisine çirkin gösterdi, kusurlu bulduğu Adem’e secde etmesini hazmedemedi. Kendisinin ateşten, onun ise çamurdan yaratıldığını, ateşin çamurdan daha üstün olduğunu, böylece ateşten yaratılanın çamurdan yaratılandan daha üstün olduğunu öne sürdü…. İşte bu, tevazunun tam zıddı kibir’dir.

Rabbimiz bu olayı kerim kitabında şöyle haber veriyor ;

“ ( İblis ) : " Ben, dedi, ondan daha hayırlıyım ; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın."
A’raf : 12

Gördüğünüz gibi kibirli olan Allah’ın düşmanı yaradanının emrinden uzaklaştı…O çirkin ve kesat görüşünü öne sürerek hevasına uydu…. Bununla da kalmadı, ardından hikmetine akılların yol bulamadığı Aliym ve Hakiym olan Allah’a itiraz ederek ;

“ Dedi ki : " Şu benden üstün kıldığını gördün mü ? Yemin ederim ki, eğer beni kıyamet gününe kadar ertelersen, pek azı hariç, onun zürriyetini kendi buyruğum altına alacağım."
İsra : 62

Öyleyse unutmayalım ki bu şeytani medot ve düşünce, sahibini teva-zudan uzak tutup onu kibre sokar… Rabbine isyan etmesine sebep olur….

Dolayısiyla - İblisin bu olayında da görüldüğü gibi - büyüklük isteyen küçülüyor, yükselmek isteyen alçalıyor, izzet isteyen zillete düşüyor ve böylece kendini aldatmış oluyor… Peki mütevazi bir Müslüman bunları ister mi ? ! …. El cevap … asla

Değerli kardeşlerim ! her şeye rağmen insan, çoğu zaman nefsini unutuyor, onun kendi başına kaim olamayan zayıf bir mahluk olduğunu aklından çıkarıyor… Bö-bürleniyor, şişiniyor, çalım satıyor…. Ve böylece kibir ile helak olmuş olan şeytanın tuzağına düşüyor…

Öyleyse dininde tevazu sahibi bir Müslüman, Allah’ın emir ve nehiy-leriyle mücadele içine girmemeli ve onlara teslim olmalıdır….

Tevazu sahibi bir Müslüman, başkaları ile mücadelesinde ilim yolunu kullanan olmalı-dır… Unutmayalımki mücadelesi ilimsiz olan kimseler kibir sahibi olan kimselerdir, yenik düşmeyi veya altta kalmayı asla istemeyen kimselerdir… Onun içindir ki kibirli insanlar cidali çok severler…

Cidal ise ; bilindiği gibi delil olmadan büyüklenmedir, şeytana uymaktan kaynakla-nan sapıklık ve dalalet vesilesidir.

Allah Teala buyuruyor ki :

“ İnsanlardan bazıları Allah hakkında bir bilgisi olmadığı halde tartışır da her azılı şeytanın ardına düşer. - O şeytanki - hakkında şöyle hüküm verilmiştir : Şüphesiz kim onu dost edinirse, o muhak-kak onu saptırır ve doğruca cehennem azabına götürür. ”
Hac 3 – 4

Ve yine Rabbimiz olan Allah şöyle buyu-ruyor :

“ Kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın, Allah'ın Ayetleri hakkında mücadele edenlerin göğüslerinde yeti-şemeyecekleri bir kibir vardır. Sen hemen Allah'a sığın. Çünkü her şeyi işiten ve gören O'dur.”
Mü’min : 56
“ … Allah resulü s.a.v ise bir hadislerinde buyurur ki : Bir kavim hidayete erdikten sonra, cedelleşmeye girmedikçe dala-lete düşmez. ”
İBNİ MACE : 1.C. 48.N
Öyleyse bu konuda da sözü daha fazla uzatmaya gerek yoktur… Tevazu sahibi bir Müslümanın aklını Kitab ve sünnet ile nurlandırması, hakkın açığa çıkması için onlara başvurması ve bu konuda da kibre götüren bütün sebeplerden Allah’a sığı-narak iltica etmesi gerekir.
İ L İ M Ö Ğ R E N M E Y O L U N D A T E V AZU
Değerli kardeşlerim ! müslümanın sergilemesi gereken tevazu çeşitlerinden birisi de ilim öğrenme yolunda tevazudur… Hepinizin de bildiği gibi islamın tek amacı, Allah’u Azze ve Celle’ye O’nun istediği ve Resulünün de gösterdiği şekilde kulluk edilmesidir…

Ve bunun hakkıyla gerçekleşmesi için de, ilim ve eğitime ihtiyaç vardır. Yani, Allah’a takdim edilen gerçek bir kulluğun ilimsiz olması mümkün değildir

İlmin, İslam'da yüce bir makamı ve büyük bir mevkisi vardır… Çünkü o, insana Rab-bisine kulluğu öğreten en şerefli ve en yüksek bir vesiledir… Allah’ı hakkıyla tanımak ve O’na hakkıyla kulluk etmek ancak ilim saye-sinde mümkündür……… Bunun içindir ki Allah resulü s.a.v bir hadisi şeriflerinde :

قَالَ رَسُول اللّه صَلى اللّه عَلَيْهِ وَسَلَّمْ: طلب العلم فريضة عَلَى كُلّ مسل

“ İlim öğrenmek, kadın ve erkek bütün Müslümanların üzerine farzdır. “İBNİ MACE : 1.C.224.N – C.SAHİH : 3808.N – MİŞKAT : 218.N

Öyleyse basiretli bir müslümanın, üzerine vacip olan bu ilmi öğrenme yolunda tevazu sahibi olması gerekir… Bu konuda tevazu sahibi olama-yanlar ilim öğrenemezle…. İlim talibi tevazu sahibi olmalıdır… Birilerinin ayağına gitmesi gerekiyorsa, gitmelidir. Hakkı anlatan kimseler yaş’ça kendisinden küçükte olsalar, onların yanına koşmalı ve anlattıklarını dinlemeli ve almalıdır….

Başkalarına üstün gelmek, maddi çıkarlar sağlamak, sefihlerle tartışmak veya otur-duğu meclislerde insanların teveccühünü kazanmak için ilim öğrenmemelidir.

Bu şekildeki gayri islami bir niyetle ilim taleb eden insanlarla alakalı bakınız Allah resulü s.a.v neler söylemektedir :
{ …. Ebu Hureyre r.a dan.O şöyle dedi : Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Kim kendisi ile Allah’ın rızası aranan ilimlerden bir ilmi, dünya malından bir şey elde etmek için öğrenirse,kıyamet gününde cennetin kokusunu bulamaz. }
EBU DAVUD : 4.C.3664.N - İBNİ MACE : 1.C. 252.N

{ … Cabir İbni Abdullah r.a dan.Nebi s.a.v şöyle buyurdu : Alimlere karşı övünmek, sefihlerle tartışmak ve meclislerin seçkin köşele-rinde yer almak için ilim öğrenmeyiniz. Kim böyle yaparsa ona ateş vardır,ona ateş vardır. }
İBNİ MACE : 1.C.254.N

{ … Ka’b İbni Malik r.a şöyle dedi : Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Kim ilmi alimlerle çekişmek, sefihlerle cedelleş-mek ve insanların teveccühünü kazan-mak için talebederse, Allah onu ateşe sokar. }
TİRMİZİ : 4.C.2792.N

İ N S A N L A R İ Ç İ N T E V A Z U

Değerli kardeşlerim ! tevazu çeşitlerinden bir diğeri de ; halka yönelik tevazudur… Ve elbetteki insanlar için tevazu söz konusu olduğu zaman da şüphesizki bunun ilk önce iman edenlere karşı sergi-lenmesi gerekir.

Allah Teala, Kitab’ının pek çok yerinde mü’minlerin kardeşliğini ilan etmiş ve şöyle buyurmuştur :

“ Mü’minler ancak kardeştirler. ”
Hucurat : 10
Allah Teala yine buyuruyor ki ;

“….. müminlere karşı yumuşak ol….. ” Maide : 54 “ Ve sana uyan müminlere kanadını indir. ” Şuara : 215

Öyleyse ey Müslüman ! Allah Azze ve Celle, Müslüman kardeşinden kul olarak razı olmuşsa, senin de kardeş olarak ondan razı olman gerekir….. Unutmaki Allah’u Teala’nın razı olduğu bir Müslümandan senin razı olmaman, kibrin ta kendisidir.

Tevazu sahibi bir Müslüman, kardeşini seven, ona üstünlük taslama-yan, onu hakir görmeyen ve ona alçak gönüllü davranan kimse olmalıdır.

“ … İyad İbn Himar el-Mücaşi r.a’dan. Resulullah s.a.v bir hutbesinde şöyle buyurdular : …………… Allah bana vahyetti ki ; bir birinize karşı mütevazi ve alçak gönüllü olun. Hiç kimse bir başkasına karşı övünmesin…….. “
MÜSLİM : 8.C.2865-64.N
Değerli kardeşlerim ! unutmayalım ki tevazu sahibi bir müslümanın kardeşlerine - veya diğer insanlara - karşı sergileyeceği en güzel ahlaki değerlerden birisi de, onları affetmesidir….. Yani ; kendisine kötülük edip de, kötülüğünden dolayı mazeret belirtip özür dileyenlerin mazeretlerini - doğru olsun veya olmasın - kabul etmesi ve onları bağışlamasıdır.

“ … Ebu Hureyre r.a dan gelen bir hadis-lerinde Allah resulü s.a.v şöyle buyur-maktadır : ” …… Allah, affeden bir kulun ancak izzet ve şerefini artırır. Her kim Allah için alçak gönüllülük gösterirse, Allah muhakkakki o kimsenin dere-cesini yükseltir. “
MÜSLİM : 8.C.2588.N

Tevazu sahibi bir Müslüman, düşmanı için dahi hakkı reddetmeyen, onların hukukuna riayet eden, Özür dileyenin mazeretini kabul eden bir kimsedir.

Ve yine Tevazu sahibi bir kul Hakkı, sevdiğinden ve sevmediğinden, dostundan veya düşmanından da gelmiş olsa kabul eden birisi olmalıdır.

İşte insanlara karşı tevazunun hakikati budur… Yani, onlar sana hak ile geldiği zaman, onların düşmanlığı seni, onların hakkını kabulden veya onlara haklarını vermekten alıkoymamasıdır.

Allah Teala buyuruyor ki ;

“ Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik yapanlar olunuz. Bir kavme karşı olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adaletli olun, çünkü bu, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkun. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”

Maide : 8

“ … Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ise bu konuda şöyle buyurur : Şu üç şey insanı kurtaran şeylerdendir ; “ gizlide ve açıkta Allah’tan korkmak, fakirlikte ve zenginlikte iktisatlı olmak, kızgınlıkta ve hoşnutlukta adil davranmak.”
El Albani : S.Sahiha : 1802.n

G İ Y İ M V E K U Ş A M D A T E V A Z U
Değerli kardeşlerim ! Müslüman her konuda olduğu gibi giyim kuşam konusunda da tevazu sahibidir…. O, bu konuda lükse kaçmadan, israf etmeden orta yolu tutan birisidir…. Çünkü o, bu konudaki İslami değerleri kulağına küpe etmiş ve onlara uygun hayat yaşamayı seçmiştir,

“ … Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyurur : Kim gücü yettiği halde Allah için tevazu ile lüks elbiseyi terk edip sade giyinirse, kıyamet gününde Allah onu, iman giysilerinden istediğini giymesi için mahlukatın başları üzerin-den çağırır.”

Tirmizi : 2481 – Ahmed : 3/439 – Hakim : 4/183 - Ebu Nuaym Hilye : 8/48 Tirmizi hadis için ; “ Hasen hadistir.” Dedi. Hakim; “ İsnadı sahihtir.” Dedi ve Zehebi de ona muvafakat etti.

“ … Muaz r.a dan.Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyurur : Lüks yaşamaktan sakının, çünkü Allah’ın gerçek kulları lüks yaşamazlar. “
Ahmed : 5 / 243-244 – Camıu’s Sağir : 2 / 1570.n


Y Ü R Ü Y Ü Ş T E T E V A Z U

Değerli kardeşlerim ! Müslüman yürüyüşünde de mütevazidir. Yani kibirle ve gururla değil, huzur, vakar ve tevazu ile yürür… Çünkü o, Rabbisinin kerim kitabın-daki şu Ayeti asla aklından çıkarmaz.

“ O çok merhametli Allah'ın - has - kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler.”
Furkan : 63

İşte basiretli bir müslümanın tevazulu yürüyüşü budur…. O, yeryüzünde telaşsız, kendisini zorlamadan, yapmacıksız yürür ….. Onda büyüklenme, kibirli tavır takınma, iddia, şişinme yoktur….. Her hareketinde ibret vardır…. Sallanmaz…. yürüyüşünde orta yolu tutmuş, vakar, sükunet, ciddiyet ve kuvvetle adımlarını atan birisidir….

Değerli kardeşlerim ! Yürüyüşte orta yollu olmanın manası, başı ölecek gibi eğerek yürümek veya harap olmuş bir insanın yürümesi gibi yürümek falan değildir…. Ve yine bazı insanların - güya takvalı imiş, veya vera sahibi Salihlerdenmiş gibi görünmek isteyerek – sergilemeye çalıştıkları yapmacık şeyler de değildir.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem insanların en takvalısı ve Allah’ı en iyi bileni olduğu halde bunların hiçbirini yapmazdı.

İbni Kayyım el Cevziyye Zadul Mead’de Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yürüyüşünü şöyle anlatıyor ; “ Yürürken vücudu dik yürürdü, en hızlı, en sakin ve en güzel yürüyen insan o idi.”

“ … Ebu Hureyre r.a diyor ki : Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den daha güzel bir şey görmedim. Sanki güneş yüzünde akardı. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den daha hızlı yürüyen bir kimse görmedim. Sanki yer ayak-larının altında dürülürdü. Aldırmadan yürür gider, biz ise ona yetişmek için kendimizi zorlardık ”

“ … Ali Bin Ebu Talib r.a da der ki ; “ Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, yokuştan inercesine, vücudu dik vazi-yette yürürdü. ”

Zadul Mead :

İşte bu yürüyüş, tevazu sahibi insanların yürüyüşüdür… Ve yine azim ve şecaat sahibi kimselerin yürüyüşüdür… Bu, en mutedil ve vücudun rahatı için en güzel yürüyüş şeklidir.

Ama kibirli ve hafif meşrep sahibi kimselerin yürüyüşleri farklıdır… Onlar ekabir ekabir yürürler… Düşkün ve ölecekmiş gibi riyakarlık ya-parak yürüler… Onlar, gözleriyle sağı solu kontrol ederek yürürle…. Dengesiz develer gibi bir oyana bir bu yana sallana sallana yürürler.

Rabbimiz cümlemize tevazu sahibi olan basiretli kullarından olmamızı nasip etsin… diyoruz ve konunun bundan sonraki bölümü olan kibir ve ucub’tan bahsetmeye geçi-yoruz.

K İ B İ R V E U C U B

Değerli kardeşlerim ! unutmayalımki tevazunun karşıtı ise kibir’dir, ucub’tur.

Kibir ; Allah resulü s.a.v’in hadislerinde buyurduğu gibi ; hakkı kabullenmeme ve insanları hakir görmektir.

Ucub ise ; kişinin kendisini beyenmesidir.

{ … İbnu Mes'ud r.a anlatıyor : " Resûlullah s.a.v : " Kalbinde zerre miktarı kibir bulunan kimse asla cennete girme-yecektir " buyur-muştu. Bir adam: " Kişi elbisesinin güzel olmasını, ayakkabısının güzel olmasını sever " dedi. Allah resulü s.a.v : Allah Teâla güzeldir, güzelliği sever ! Kibir ise hakkı kabul etmeme ve insanları hakir görmektir, buyurdular. }

Bir diğer rivayette ise : Kalbinde hardal tanesi kadar iman bulunan bir kimse cehenneme girmez. Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan kimse de cennete girmez, buyrulmuştur. "Müslim : İman 147 - Ebu Dâvud : Edeb 29. 4091 - Tirmizi, Birr 61. 1999

{ … Ebu Hureyre r.a anlatıyor : " Yakışıklı bir adam Resûlullah s.a.v’e gelerek: " Ben güzelliği seviyorum. Gördüğünüz gibi bana güzellik de verilmiş. Hiç kimsenin beni, ayakkabı bağı ile de olsa bu hususta geçme-sinden hoşlanmıyorum. Ey Allah'ın Resulu ! Bu kibre girer mi ? " diye sordu. Allah resulü s.a.v : " Hayır ! buyurdular. Kibir ancak, hakkı kabullenmemek ve halkı hakir görmektir " }
Ebu Dâvud : Libas 29.4092

Değerli kardeşlerim ! ucub - yani kişinin kendisini beğenmesi - ile alakalı ise İslam şöyle buyurur :

{ … Resulullah s.a.v şöyle buyurmaktadır : Şayet günah işlememiş olsaydınız, bu sefer sizin için bundan daha kötüsünden korkardım.O da : Ucup’tur. - yani,kişinin kendisini beğenmesi - }

SAHİHU’L CAMİ : 5179.N SİLSİLETÜ’S SAHİHA : 658.N … HADİS .HASEN

{ …Enes İbn Malik r.a’dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Üç şey insanı helaka sürükleyen şeylerdendir :
- İtaat edilen cimrilik .
- Dizginlenemeyip peşi sıra gidilen heva ve arzular .
- Kişinin kendisini beğenmesi . }
BEYHAKİ ŞUABU’L İMAN : 2. BAB - SİLSİLETÜ’S SAHİHA : 1802.N

Değerli kardeşlerim ! kibrin iki çeşidi vardır. Birincisi ve en çirkini, Allah’a karşı büyüklenip kibirlenmek. İkincisi ise, mahlukata karşı büyüklük taslayıp kibirlen-mektir.

Bunun ikisini birden gerçekleştiren ilk mel’un da, bildiğiniz gibi İblis olmuştur… Allah’u Teala, İblis denilen bu mel’un’un kibirlenerek büyüklük taslamasını, kerim kitabında şöyle dile getirmektedir :

“ Andolsun, biz sizi yarattık, sonra size suret verdik, sonra da meleklere : " Adem'e secde edin " dedik. Onların hepsi secde ettiler, iblis secde edenlerden olmadı. “ ( Allah ) Dedi ki : " Sana emrettiğim halde, seni secde etmekten alıkoyan neydi ? " ( İblis ) Dedi ki : " Ben ondan daha hayırlıyım ; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın. " Allah buyurdu ki : " Öyleyse oradan in, orada büyüklük taslamak senin hakkın değildir. Hemen oradan çık. Gerçekten sen, aşağılıklardansın."
A’raf : 11 - 12 - 13

Bakara suresinde ise Rabbimiz şöyle buyurmaktadır :

“ Meleklere : " Adem'e secde edin " dedik. İblis hariç – hepsi - secde ettiler. O ise, diretti ve kibirlendi de kafirlerden oldu. }
BAKARA : 34.AY.

Bu Ayet’i kerimelerde anlatıldığı gibi Şeytan, hem yaratıcısına ve hem de onun mahlukatına karşı büyüklük taslamıştır…Allah’u Teala’da onu huzurundan kova-lamıştır.

Değerli kardeşlerim ! demek ki Rabbimiz büyüklük taslayanları, kibirlenen-leri ve karşısındakini hakir görüp ona üstünlük taslayanları kesinlikle sevmez.

{ … Ebu Said ve Ebu Hureyre radıyallahu anhümâ anlatıyorlar : " Resu-lullah s.a.v buyurdular ki : Allah Teâla şöyle buyur-du : " Büyüklük benim ridâmdır, izzet de izarımdır. Kim bu iki şeyde benimle niza ederse ona azab ederim.}

MÜSLİM : 8.C.2620.N … EBU DAVUD : 4.C.4090.N … İBNİ MACE : 10.C.4174.N

{ … Amr İbnu Şu'ayb an ebihi an ceddihi r.a anlatıyor: " Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki : Kıyamet günü, büyüklük tasla-yanlar küçük karıncalar gibi haşrolunurlar. Onları her yönden zillet bürümüştür. Cehennemde Bûles denen bir hapishâneye sevkedilirler ki Ateşlerin ateşi onları bürür. Cehennem ehlinin irinleri kendilerine içecek olarak verilir. Bu içeceğe tînetu'l-habâl denir. }

Tirmizi : Kıyamet 48.2494


{ … İbnu Ömer r.a anlatıyor : " Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki : " Allah, Kıyamet günü, büyüklenerek elbi-sesini sürüyenin yüzüne bakmaya-caktır." }

Bir diğer rivayette : " Elbisesini çalımla sürüyene bakmayacaktır " denmiştir. }

Buhâri : Libas 1, 2, 5,Edeb 55 – Müslim : Libas 42, 2085 Tirmizi : Libas 8,1730 – Nesâi : Zinet 102,8, 206 - Ebu Dâvud : Libas 28,4085

{ … İbnu Mes'ud r.a anlatıyor : Resulullah s.a.v buyurdular ki : Kim namaz’da izarını çalımla yere değecek kadar uzatırsa, Allah onun ne günahını affeder, ne de onu kötü amellere karşı korur. } Ebu Dâvud : Salât .83.637

{ … Ebu Hureyre r.a anlatıyor : " Resulûllah s.a.v buyurdular ki : " İnsan-lar, ya cehennem kömüründen başka bir şey olmayan ölmüş ecdadlarıyla övünmek-ten vazgeçerler, yahut da Allah katında, burnuyla pislik yuvarlayan mayıs böceğinden daha adi bir derekeye düşerler. Allah Teâlâ sizlerden cahiliye kibrini temizledi. Artık o – yani insan - , ya muttaki bir mü'min yahut da bedbaht bir fâcirdir. İnsanların hepsi Âdem'in evlatlarıdır. Adem ise topraktan yaratıl-mıştır. "Ebu Dâvud : Edeb 120 . 5116 - Tirmizi : Menâkıb .3950 – 3951
{ …Ebu Hureyre r.a anlatıyor :Resûlullah s.a.v buyurdular ki : Bir adam, nefsinin hoşuna giden bir takım elbise içinde saçları da yapılmış olarak giderken yürüme sırasında kibre düşmüştü ki, birden yere battı. Kıyamet kopuncaya kadar orada zorlukla batmaya devam edecek." }
Buhâri : Libâs . 5 - Müslim : Libâs. 49.2088
{ … Câbir İbnu Atik r.a anlatıyor : Resülullah s.a.v buyurdular ki :Kıskançlıktan bir nevi var ki Allah onu sever ; bir kısmı da var ki Allah onu sevmez. Allah'ın sevdiği kıskançlık, kişinin ( Mahre-minden haram kılınmış bir fiil görmesi ile ) şüphe halinde duyduğu kıskançlıktır. Allah'ın sevme-diği kıskançlık ise, şüphe olmadan kıskançlık duymasıdır. Aynı şekilde bir kısım gurur vardır ki Allah ondan hoşlanmaz, bir kısmı da var ki, Allah ondan hoşlanır. Allah’u Teâlâ'nın sevdiği gurur, kişinin savaş sırasında ve sadaka verme esnasında nefsine güvenerek duyduğu gururdur. Allah'ın buğzedip sevmediği gurur ise, taşkınlık ve övünme sırasında duyduğu gurur-dur.} Ebu Dâvud : Cihâd .114.2659 - Nesâi : Zekât .66.5.78

{ …İbn Ömer r.a’dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Her kim kendisini büyük görür ve yürüyüşünde böbürlenirse, ilahi huzura, Allah kendisine ğadap-lanmış olarak çıkacaktır. } HAKİM : MÜSTEDREK - BULUĞUL MERAM : 4.C.412.S – C.SAĞİR : 3439.N

{ … Enesr.a’dan.Resulullah s.a.v şöyle buyurdu : Dünyada her ne büyüklük taslarsa, Allah’ın onu alçaltması bir haktır. }
EBU DAVUD : 5.C.4803.N

{ … İyad İbn Himar el-Mücaşi r.a’dan. Resulullah s.a.v bir hutbesinde şöyle bu-yurdular : …………… Allah bana vahyetti ki ; bir birinize karşı mütevazi ve alçak gönüllü olun. Hiç kimse bir başkasına karşı övünmesin……..} MÜSLİM : 8.C.2865-64.N

{ … Sevban r.a dan rivayet edilen bir başka hadiste Rasulullah s.a.v şöyle buyurmuş-tur : Kim şu üç şeyden uzak iken ruhu cesedinden ayrılırsa, cennete girer ; Kibir, ganimet malına hiyanet ve borç. }

İBNİ MACE : 6.C.2412.N

{ … Allah resulü s.a.v buyurdular ki : Dünya’da riya ve kötü şöhret yapan hiçbir kul yoktur ki, Allah’u Teala kıyamet gününde onu mahlukatının önderlerinin bulunduğu yerde, onlara onun çirkinliğini duyurmuş olmasın. }
EL-ALBANİ S.TERĞİB VE TERHİB :

Hulasa değerli kardeşim ! şunu iyi bilmen gerekir ki bütün iyilikler tevazuda toplanmış ve bütün çirkinliklerde kibir ve ucub’ta yan yana gelmiştir…Öyleyse sen, tevazunun peşinde ol ve onu asla bırak-ma… Kibirden ve ona yakın olmaktan da şiddetle sakın….

Nefsini tevazu ile terbiye et. Zira kalbin bozulup onda kibir filizlenince onu kökünden kazıyıp silecek ve tedavi edecek olan ilaç budur….

Dersimi burada bitirirken Allah’u Teala’dan niyazım ; bizleri bütün güzellikleriyle rızıklandırsın…. Bizleri hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırmasın…. Göz açıp yumuncaya kadar bile bizi nefsimizle baş başa bırakmasın ve bizleri tevhid dini İslam üzerinde sabit kıl …

Amin

Vel hamdu lillahi rabbil alemin


TACUDDİN EL- BAYBURDİ
0 yorum:

Yorum Gönder


GURABA YAYINEVİ..

GURABA YAYINEVİ..
Selefin fehmi ile ehli sünnetin eşsiz kitaplarını bulabileceğiniz yayınevi..

Bu Blogda Ara

Popüler Yayınlar

Guraba Resim..

Guraba Resim..

Guraba - Ayet

Şüphesiz Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını -onlara cenneti vermek karşılığında- satın almıştır.Onlar Allah yolunda savaşır, öldürür ve öldürülürler.Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da yerine getirmeyi taahhüt ettiği hak bir vaaddir.Allah'dan daha çok ahdini kim yerine getirebilir ki?O halde yapmış olduğunuz bu alış verişe sevinin.En büyük kurtuluş işte budur! (Tevbe/111)

Guraba - Hadis

Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle anlatır;

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: '' Allah, iki kişiye güler.Bunlardan biri diğerini öldürür ve ikiside cennete girer.Biri, Allah yolunda savaşarak şehit olur sonra Allah katilinin tevbesini kabul eder de müslüman olur ve Allah yolunda çarpışarak o da şehit düşer.''(Buhârî, cihad 2826-Muslim, imare 1890-Nesâî, cihad 3165-İbn Mâce, mukaddime 191-Ahmed, müsned 7282)