GURABA İSLAM الإسلام الغرباء

Şirk ve Çeşitleri..

Etiketler: ,
Ş İ R K V E Ç E Ş İ T L E R İ

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

Unutmayalım ki, Allah’a karşı işlenen en büyük zulüm şirk’tir.Bundan dolayıdır ki Allah’u Azze ve Celle şirki kesinlikle affetmeyeceğini ve bu halde ölenlerin ise ebedi cehennemde kalacağını bildirmektedir :

إِنَّ اللّهَ لاَ يَغْفِرُ أَن يُشْرَكَ بِهِ “………

“ Muhakkak ki Allah kendisine şirk koşul-masını bağışlamaz …… “
NİSA : 116.AY.

لَقَدْ كَفَرَ الَّذِينَ قَالُواْ إِنَّ اللّهَ هُوَ الْمَسِيحُ ابْنُ مَرْيَمَ وَقَالَ الْمَسِيحُ يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ اعْبُدُواْ اللّهَ رَبِّي وَرَبَّكُمْ إِنَّهُ مَن يُشْرِكْ بِاللّهِ فَقَدْ حَرَّمَ اللّهُ عَلَيهِ
الْجَنَّةَ وَمَأْوَاهُ النَّارُ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنصَارٍ

“ Şüphesiz ki kim Allah’a ortak koşarsa, Allah ona cenneti haram kılmıştır. Ve barınacağı yer de cehennemdir. Zalimlerin hiçbir yardımcısı yoktur. “
MAİDE : 72.AY.

Değerli Müslümanlar ! unutmayalım ki şirkin aslı ve hakikati, yaratılmışları Allah’a ortak edinmektir…. Onları, var eden yaratıcılarına benzetmektir.

ŞİRK : kelime anlamı olarak ; ortak koşmak … iştirak etme … ortak etme ve hisse verme anlamlarına gelmektedir.

ŞİRK : in ıstılahi anlamı ise ; Allah’u Azze ve Celle’ye Rububiyetinde, İsim ve sıfatlarında ve Uluhiyetinde ortaklar yakıştırma ve ihdas etmek demektir.
Ş İ R K İ N Ç E Ş İ T L E R İ

Şirk ; Şirkul ekber ve şirkul asğar diye iki kısma ayrılır…. Diğer bir ifadeyle ; sahibini ebedi olarak cehennemde bırakacak olan şirk ile, sahibini ebedi ateşte bırakmayacak olan şirktir.

R U B U B İ Y E T T E Ş İ R K

Şüphesizki şirklerin en büyüğü ve en çirkini Allah’a rububiyetinde ortak koşmaktır… Aynen vahdeti vücutçuların şirki gibi ; Yani onların “ alemde görülen her ne var ise o Allah’tan bir parçadır “ diyerek, O’na cüz’ler isnadettikleri gibi.

Bu şekildeki bir şirkin ve küfrün en açık reddiyesi ; Rabbimizin kerim kitabındaki ihlas suresidir….. O, şöyle buyurmaktadır :

قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ اللَّهُ الصَّمَدُ لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُن لَّهُ كُفُواً أَحَدٌ

“ De ki : O Allah, birdir. Allah, Samed'dir - her şey O'na muhtaçtır, ama O hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır - O, doğurmamıştır ve doğurul-mamıştır. Ve hiç bir şey O'nun dengi değildir. “
İHLAS : 1 - 2 - 3 - 4

Değerli kardeşlerim ! rabbimiz bu surede doğmadığını ve doğrulma-dığını ifade ederek, bu çirkin inancı reddeder…. Yani kendisinin cüzlere bölünmeyen ve hiçbir şeye de benzemeyen tek ilah olduğunu anlatmak-tadır.

Ve yine Hıristiyanların Teslis inancına sahib olarak koştukları çirkin şirkleri…Onlar deler ki : Allah’ın tabiatı birbirine eşit üç unsurdan ibarettir.

A – Baba Allah
B – Oğul Allah
C – Ruhul Kudüs Allah

Bunlar, bu sapık inançlarını şöyle dile getirirler : İnsanlar oğul vası-tasıyla babaya bağlanırlar. Kendilerini feda ederek oğula ve temizleyerek te Ruhul kudüse intisab ederler.

Allah’u Teala ise bunların bu sapık inançlarını redderek kerim kitabında şöyle buyurur :

“ Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah'a karşı gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah'ın kelimesi ve O'ndan bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve elçisine inanınız ; " üçtür " demeyiniz. Bundan kaçının, sizin için bu daha hayırlıdır. Allah, ancak bir tek ilahtır. O, çocuk sahibi olmaktan yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur. Vekil olarak Allah yeter. “
NİSA : 171

“ Andolsun ki, " Allah, Meryem oğlu Mesih'tir " diyenler küfre düşmüştür. Oysa Mesih'in dediği şudur : " Ey İsrailoğulları, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Çünkü O, kendisine ortak koşana şüphesiz cenneti haram kılmıştır, onun barınma yeri ateştir. Zulmedenlere yardımcı yoktur."
MAİDE : 72

“ Andolsun ki, " Allah üçün üçüncüsüdür " diyenler küfre düşmüş-tür. Oysa tek bir ilahtan başka ilah yoktur. Eğer söylemekte olduk-larından vazgeçmezlerse, onlardan inkâr edenlere mutlaka acı bir azab dokunacaktır. “
MAİDE : 73

Ve yine ; “ kul fiilinin halıkıdır “ diyenlerin şirki de en çirkin şirk ve küfür çeşididir…. Oysaki kulu yaratan da Allah’u azze ve celle’dir, onun fiillerini yaratan da Allah’u azze ve celle’dir…. Rabbimiz Kerim Kitabında şöyle buyurmakta :

“ Allah, her şeyin yaratıcısıdır ; o, her şeye vekildir.” …… ZÜMER.62.

“… Her şeyi o yaratmış……….. tır.” FURKAN. 2

“ Oysa sizi de yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır.” ……... SAFFAT.96

.
“ … Huzeyfe r.a’dan. Nebi s.a.v şöyle buyurdu : Muhakkakki Allah, her sanatçıyı ve sanatını yaratır.”

BUHARİ. EF’ALİL İBÂD : 117.N - HAKİM. MÜSTEDREK : 1/31-32. BEYHAKİ. ESMA. 388. Ş.İMAN.1/140 - HEYSEMİ.M.ZEVÂİD :7/197

Yani, kullar gerçek faildir’ler - işi yapandırlar - Allah’u Azze ve Celle ise, onların fiillerinin yaratıcısıdır….. Bunun içindir ki O’ndan başka yaratıcı asla yoktur…. Dolayısıyla “ Kul fiilinin yaratıcısıdır “ demek ve buna inanmak Allah’ın affetmeyeceği büyük şirk çeşitlerindendir.

Ve yine ; Alemdeki bazı olayların vukuunda yıldızların veya vesaire şeylerin rolünün olmasına inananların şirki de büyük çirkin şirk çeşitlerin-dendir…. Ki bunlar ; falan yıldızın kaymasıyla, falan öldü, filan yıldızın kaymasıyla yağmur yağdı, diyerek Allah’a bu konu da şirk koşmakta-dırlar…. Rabbimiz Allah’u azze ve celle ise bu türden inançları redde-derek her şeyin mülkü, yönetimi ve yaratıcısının kendisi olduğunu şöyle dile getirir :

“ Keza de ki : Eğer biliyorsanız, söyleyin bakalım her şeyin hükümranlığı elinde olan, her şeyi himaye eden, fakat kendisi himayeye muhtaç olmayan kimdir ? Diye-ceklerdir ki : Allah. De ki : O halde nasıl aldanıyorsunuz ? }
MÜ’MİNUN : 88.89.AY
{ O müşriklere De ki : ……………… Bütün işleri bir düzen içerisinde kim idare ediyor ? Onlar diyeceklerdir ki : Allah. De ki : O halde neden korunmuyorsunuz ? }
YUNUS : 31.AY.
İşte bu ve benzeri Ayeti celilelerde Allah’u Teala, bütün işlerin ve yönetimin sadece ve sadece kendisinin elinde olduğunu ve kendisin-den başka hiçbir yaratığın bu kainatta her hangi bir tasarrufta bulunamıyacağını kullarına haber vermektedir.

Sünneti seniyede ise şu anlatılmaktadır.

“ … Zeyd İbn Halid r.a şöyle anlatmaktadır : Resulullah s.a.v Hudeybiye de geceleyin yağmış olan yağmurdan sonra bizlere sabah namazını kıldırdı. Namazdan çıkınca yüzünü cemaate döndürdü ve : Bilirmisiniz rabbiniz ne buyurdu ? diye sordu. Allah ve resulü en iyi bilendir, dediler. Dedi ki : Allah buyurdu ki : kullarımdan kimi bana mi’min, kimi de kafir olarak sabah etti. Her kim “ Allah’ın faldı ve rahmetiyle üzerimize yağmur yağdı “ dediyse işte o bana iman etmiş yıldıza iman etmemiştir. Her kim de “ üzerimize – falan yıldızdan dolayı – yağmur yağdı “ dediyse, işte o bana iman etmemiş yıldıza iman etmiştir. “
MÜSLİM : 1.C.71.N

U L U H İ Y E T T E Ş İ R K

KABİRLERDEN YARDIM İSTEYEREK ORTAK KOŞMAK

Değerli kardeşlerim ! İnsanı mahveden ve helaka sürükleyen şirk çeşitlerinden bir tanesi de ; bilindiği gibi ölülerden yardım dilemek, onlara dua edip yalvarmak ; ihtiyaçların giderilmesini, dertlerin ve sıkın-tıların ortadan kaldırılmasını onlardan istemektir.

Bu türden çirkin davranışlarda bulunanlara ; ehli kubur …. Ubbat’ul kubur’da denilmektedir ki bu insanlar ; kabir ve türbelerde yatan adına Salih veya veli dedikleri ölülerin kendilerine yardım ettiklerine veya onlardan zarar gördük-lerine inanırlar.

Hatta bu insanlardan daha aşırı giderek ; kainatın idaresinde bu gibi veli ve Salih zatların tasarruflarının olduğunu söyleyenler dahi vardır.

Hatta ve hatta, sadece ve sadece Alemlerin Rabbi’nin kudret ve kuvvetinde olan çoçuk isteme, yağmur ve iş isteme bile buralardan istenir olmuştur…

Bu zavallı cahiller ; adaklar adayarak, kurbanlar keserek kabirlerin etrafında tavaf edip ; oraların eşiklerini, duvarlarını ve örtülerini öpmek, yan-larında itikafa girerek onlara yönelmek ; onlar için muhafızlar ve hizmetçiler tahsis etmek ve benzeri şeylerle uğraşmaktadırlar…

Ama unutulmamalıdır ki bu tür çirkin şeyler putpereslerin ve şeytanın dostlarının amel-lerinden olan davranışlardır…. Ve yine unutmayın ki bunlar, amelleri boşa çıkaran büyük şirk çeşididir…. Bu çirkin şeyler, Allah'ın Kitabı'na ve Muhammed s.a.v'in sünnetine ters olan şeylerdir…

Allah’u Azze ve celle şöyle buyurur :

“ Allah'dan başka kendisine Kıyamet'e kadar cevap veremeyecek olan ve kendile-rine yapılan duadan habersiz olan kimse-lere dua eden kimseden daha sapık kim olabilir ? İnsanlar - mahşerde - bir araya toplandıklarında onlar, kendilerine düşman kesilir ve onların ibadetlerini inkar eder-ler.”
AHKAF : 5.6.AY.

Rabbimiz yine şöyle buyurur : “ …………….. İşte bunları yaratan Rabbiniz Allah'dır. Mülk yalnız O'nundur. O'ndan başka çağırdık-larınız ise, bir hurma çekirdeğinin zarına bile malik değillerdir. Onlara dua etseniz dualarınızı işitmezler. İşitseler dahi isteğinizi yerine getiremezler. Üstelik onlar, Kıyamet günü ortak koşmanızı da inkar edecek-lerdir. Her şeyden haberdar olan - Allah - gibi kimse sana haber veremez bun-ları.”
FATIR : 13 . 14 .AY.

“ Allah'dan başka sana ne fayda ve ne de zarar veremeyecek olan şeylere sakın yalvarma. Eğer böyle yaparsan, o takdirde sen muhakkak ki zalimlerden olursun. “
YUNUS : 106

Değerli kardeşlerim ! Peygamberlerin ve salihlerin kabirlerini mescid edinerek üzerlerine kubbeler yapmak, oraları süslemek ve üzerlerine örtü örtmek de şirke götüren vesilelerdendir…. Unutulmamalıdır ki bu tür dav-ranışların sonucu bu kabir ve türbeler, Allah'ın dışında kendisine ibadet edilen putlar haline gelirler.

{ … Aişe ve Abdullah b. Abbas r.a nun şöyle dedikleri rivayet edilir : Nebi s.a.v'e ölüm gelince bir elbisesini yüzüne kapatır. Nefes alması zorla-şınca yüzünü açar. Bu haldeyken şöyle der : " Allah, yahudilere ve hıristiyanlara lanet etsin. Onlar, Peygamberlerinin mezarlarını mes-cid edindiler."
BUHARİ :

“ …İbni Mes’ud r.a dan. Allah resulü s.a.v şöyle buyurdular :“ İnsanların en şerlileri Kıyametin üzerlerine koptuğu ve kabirleri mescid edinen kimselerdir."

AHMED : 1 / 405 – 435 – TABERANİ : 10413.N – BEZZAR : 3420.N – İBNİ HUZEYME : 789.N

Unutmayın ki, ister bir peygamberin ister bir veli veya Salih kimsenin kabrinin yanında – daha erken kabul olur inancı ile – Allah'a dua etmek, kurban kesmek ve oralarda namaz kılmak caiz değildir. Bunlar, şirke ve küfre yol açan en büyük sebeplerden birisidir.

Bunların üzerine mescid yapılmasa bile, buralardaki bu hareketler kabirleri mescid edinmek demektir. Bu nedenle – daha erken kabul olur inancı ile – ne kabirlerin yanında dua etmek ve ne de Peygamber s.a.v'in kabrinin yanında dua etmek caiz değildir….. Çünkü bu yerler, duaların kabul edilmesi için vesile kılınacak yerler değildir.

NAZARLIK VE MUSKA TAKARAK ONLARIN FAYDA VE ZARAR
ŞİRK KOŞMAK VERECEĞİNE İNANARAK

Ey Müslümanlar ! Bazı cahil ve değersiz kimselerin yaptığı gibi nazar-lık, muska veya uğur getirsin diye bir şeyler takınmaktan da sakının.

Memleketimizde ve başka birçok beldelerde bu gibi cahilce işler eksik değildir… Bu cahil ve zavallı kimseler, halkalar, ipler, nazar boncukları , deniz kabukları ve kemikler takınırlar…. Uğur getirsin diye yanlarında çeşitli şeyler taşırlar. Bunları, boyunlarına, bineklerine ve evlerinin kapılarına asarlar.

Ve inançları da ; bu takındığı şeylerin, kötülükleri ve felaketleri uzaklaştırdığına, sıkın-tıları ve belaları ortadan kaldırdığına, nazar edenlerin nazarını ve haset edenlerin hasedini engelleyeceyi yönündedir.

Ey inananlar ! unutmayın ki bütün bunlar, kişiyi helaka sürükleyen ve mahveden şirk çeşitleridir. Çünkü kendisine sığınılması gereken, isteklerin kendisine yöneltilmesi gereken sadece ve sadece Allah’u Teala’dır. Rabbimiz bu konuda şöyle buyurmaktadır :

“ Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa O'ndan başka onu giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dokundurursa ; işte O, her şeye gücü yetendir. O, kullarının üzerinde kâhhar olandır . O, hikmeti sonsuz olandır ve herşeyden haberdardır. “
YUNUS : 107. AY

Unutmayalım ki bu türden batıl inanç ve hurafeler, hiçbir zaman insanı felaketlerden korumaz. Hastalıklara ve belalara karşı da kimseyi muha-faza etmez. Aksine bunlar, insanın bela ve musibetini artırır. Dolayısıyla bu düşünce ve inançların tamamen terk edilmesi ve bunlarla ilişkinin tamamen kesilmesi gerekir.


“ … Ukbe b.Amır r.a dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdular : " Kim bir temime - yani, muska, nazarlık, kemik, boncuk vasaire gibi şeyler takı-nırsa - Allah’a şirk koşmuştur."

AHMED : 4 / 156. – 16969.N – HAKİM : 4 / 417 – İBNİ HİBBAN : 1413.N - S.SAHİHA : 492.N

“ … İmran b. Husayn r.a dan : Rasulullah s.a.v bir adamın pazusunda sarı bir halka gördü. Ve ona : " Bu nedir ? " dedi. Adam " Zayıflık nede-niyle – bunu taktım - " dedi. Rasulullah s.a.v o kimseye şöyle buyurur : " O ancak senin zayıflığını artırır. Onu çıkar at ! Çünkü üzerinde o varken şayet ölürsen, ebedi olarak kurtuluşa eremezsin."

AHMED : 4 / 445 – İBNİ HİBBAN MEVARİD : 1410.1411 – HAKİM : 4 / 216 – İBNİ MACE : 9.C.3531.N EL-ALBANİ S.DAİFE : 1029.N

Yine İmam Ahmed'in rivayet ettiği bir hadiste Resulullah s.a.v’e bir grup insan biat etmek üzere gelirler. Resulullah bu kimselerin doku-zundan biat alır ve birini terkeder. Kendisine : " Ya Rasulallah ! Bunların doku-zundan biat aldın ama bu kimseyi terk ettin ? " derler. Bunun üzerine Rasulullah s.a.v şöyle buyurur : " Onun Üzerinde temime var " .O kişi elini sokar ve temimeyi koparır atar ve biat eder. Rasulullah s.a.v bundan sonra şöyle buyurur: " Kim temime - yani,muska,nazarlık,boncuk vasaire gibi şeyler - takarsa Allah’a şirk koşmuştur."
“ … Urve şöyle anlatıyor : Huzeyfe r.a bir hastanın yanına girmişti. Onun pazusunda bir kayış – yani,muska şeklinde bir deri parçası gördü - . Onu kopararak şöyle dedi: " Bu üzerindeyken şayet ölseydin senin cenaze namazını kılmazdım “ Ve sonra şu ayeti okur : “ Onların çoğu şirk koşmadan Allah'a iman etmezler “ YUSUF : 106
İBNİ KESİR : 8.C.4146.S

“ … Ebu Beşir el-Ensari r.a’dan.Peygamber s.a.v’in bazı seferlerine katıl-mıştım. Bunlardan birinde Allah resulü s.a.v şöyle buyurmuştu : “ Hiçbir hayvanın boynunda, nazarlık, boncuk ve benzeri şeyler kalmayıp, koparılıp atıla-cak. “
EBU DAVUD : 3.C.2552.N

“ … Abdurrahman b.ebi Leyla’nın oğlu İsa’dan.Dedi ki : Humre hasta-lığına yakalanması sebebiyle kendisini ziyaret etmek üzere Abdullah b. Ukeym ebu Ma’bed el-Cüheni’nin yanına girdim ve “ bir şey takınmıyor musun ? “ dedim.Şöyle cevap verdi : Ölüm ondan daha yakındır ! Çünkü Resulullah s.a.v şöyle buyurmuşlardır : “ Kim bir şey takınırsa, o kimse o takındığı şeye havale edilir ”
TİRMİZİ : 3.C.2152.N

“ … Ruveyfi r.a’dan. Resulullah s.a.v bana şöyle dedi : Ya Ruveyfi ! bel-ki hayat senin için uzun sürer,insanlara şunu haber ver ; kim muska veya nazarlık takarsa,veya sakalını düğümler ve hayvan tezeyi ve kemikle istinca ederse Muhammed o kimseden beri-dir. ”

NESEİ : 7.C.5035.N

“ … Ebu Muaviye’nin Abdullah ibn Mes’ud’un hanımı Zeyneb’den riva-yetinde o şöyle anlatıyor : Abdullah bir ihtiyacını giderip kapıya geldiği zaman bizi,hoşlanmayacağı bir halde görmekten hoşlanmadığı için öksü-rür ve tükürürdü. Bir gün geldi ve öksürdü.Yanımda bana yılancık has-talığına karşı muska yapan bir ihtiyar kadın vardı.Onu hemen yatağın altına soktum.Girdi ve yanıma oturdu. Boynumdaki ipi gördü ve : Nedir bu ip ? diye sordu. Benim için muska yapılmış bir iptir, dedim.Onu aldı,kopardı ve sonra şöyle dedi : Muhakkak ki Abdullah’ın ailesi şirk’ten mustağnidir. Allah’ın resulünü şöyle buyururken işittim : Muhakkak ki muska, tılsım ve büyü şirk’tir.

Ben - Zeyneb - ona tekrar dedim ki : Niçin böyle söylüyorsun ? Gözüm yaşarıyordu.Ben bir zamanlar falan yahudiye gözüme muska yapması için gidip gelirdim. Muska yaptığı zaman gözüm sakinleşmişti. Abdullah tekrar şöyle dedi : Bu ancak şeytandandır. Şeytan, önce eliyle gözüne vururdu,o sana muska yaptığı zaman ise bundan alıkonuldu. Halbuki Allah resulünün söylediği gibi söylemen sana yeterdi.O, şöyle derdi : Ey insanların rabbi ! Benden kötü hali gider ve bana şifa ver. Çünkü sensin şifa veren. Senin şifandan başka bir şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki, hastalıktan eser kalmasın. “
AHMED . İBNİ KESİR : 8.C.4146.S

SİHİRBAZLARA , KAHİNLERE VE FALCILARA İNANARAK ORTAK KOŞMAK

Ey Müslümanlar ! Sihir yapanlara, kahinlere ve insanların gözlerini boyayan büyücülere, falcılara, bakıcılara ve müneccimlere, burçlardan haber verenlere, el ve fincan falına bakanlara ve medyumlara gitmekten de sakının. Onlar, gaybı bildiklerini, kalplerden geçeni okuduklarını iddia ederler. Unutmayın ki ; bunlar sahtekar ve yalancı kimselerdir.

Bu kimseler,insanları aldatarak onları kandırırlar. Bir takım çizgiler çizer ve anlaşılmaz sözler söylerler. Bunlar saçmasapan düşün-celere ve çok çirkin hurafelere sahiptirler. Bunlar,Cinlerden yardım isterler. Bir takım harfler, rakamlar ve işaretler taşıyan yazılar yazarlar.

Hatta kendilerine gelen insanlardan, rengini ve vasıflarını bildirdikleri bir takım hayvanları kes-melerini isterler…Kanlarını vücutlarına, duvarlara ve kapı eşiklerine sürmelerini isterler.
Bu şekilde cinlere yönelir ve şeytana ibadet ederler. Ve neticede de Rahman'a şirk koşar-lar…

Halbuki Allah Rasulü s.a.v’ bir hadisi şeriflerinde : Allah'tan başkası için kurban kesene Allah lanet etsin " buyurmaktadır. MÜSLİM : 6.C.1978.N

Değerli Müslümanlar ! Onların hilelerinden birisi de, kendilerine gelenlere gömülmesi veya yakılması için bazı eşyalar vermeleridir.

Böylelerine gitmekten ve onlara soru sormaktan sakının. Çünkü Allah Rasulu s.a.v şöyle buyurur : " Kim bir arrâfa – yani, gaybı bildiğini iddia edene - gider ve ona bir şey sorarsa kırk gece o kimsenin namazı kabul olmaz.
MÜSLİM : 7.2230.N

Diğer bir rivayette ise şöyle buyurur : " Kim Kâhine veya arrâfa gider ve onun söylediğini tasdik ederse, Muhammed'e indirileni inkar etmiştir."

AHMED : 2 / 408 - 429 – 9252.N - TİRMİZİ : 1.C.135.N – DARİMİ : 2.C.1141.N – EL-ALBANİ : TAHRİCU’L MİŞKAT : 551.N - S.CAMİU’S SAĞİR : 5815.N – ADABU’Z ZİFAF : 29.S – CAMİU’S SAHİH: 5939.N

“ … İmran b. Husayn r.a Rasulullah s.a.v'in şöyle buyurduğunu rivayet eder: " Uğur yapan ve uğur yaptıran, kehanet yapan ve kehanet yaptıran, sihir yapan ve sihir yaptıran bizden değildir." TERHİB : 4 / 33 MECMAU’Z ZEVAİD : 5 / 117 – S.CAMİ : 5311.N


“ … Ebu Hureyre r.a dan. Rasulullah s.a.v'in şöyle buyurdu : Kim düğüm düğümler ve ona üflerse büyü yapmıştır. Kim büyü yaparsa şirk koşmuştur. Kim - fayda sağlasın veya zararı defetsin diye - bir şeyler takınır veya taşırsa, Allah o kimseyi terk eder ve takındığı o şeylerin himayesine bırakır. “
NESAİ : 7.C.4064.N

TEBERRÜK YOLUYLA FAYDA VE ZARAR BEKLEYEREK ORTAK KOŞMAK

Ey Müslümanlar ! Tevhidin saflığını ve berraklığını bulandırmaktan sakının…. Şirkin pisliklerine karşı çok dikkatli olun… Şunu iyi bilin ki ; bir kıl’la veya bir tüyle, bir ağaçla, bir kabirle veya bir taşla, bir yerle, bir mağarayla, bir pınarla veya bir eserle teberrük etmek - yani, ondan bereket ve fayda ummak - , oralara el yüz sürmek asla caiz değildir….

Unutmaki bunlar, insanın şirk ve küfre düşmesine sebep olacak en büyük ve en etkili vesilelerdir.
( … Ebi Vakıt-el Leysi’den. Dedi ki : Resulullah s.a.v ile birlikte Huneyn seferine çıktık. Biz şirk ve küfür aleminden yeni ayrılmıştık. Müşriklerin Zatu Envat dedikleri ve kutsal saydıkları bir ağaçları vardı.Savaştan önce – galibiyet getirmesi düşüncesiyle - silahlarını bu ağaca asarlardı. Yolda,böyle ulu bir ağacın altından geçerken dedik ki :
- Ya rasulallah ! bize de bir zatu envat edinsene.Resulullah s.a.v buyur-dular ki : “ Allah’u ekber ! Yine aynı yol. Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, İsrail oğul-larının Musa’ya :

“ …. Ya Musa ! onların ilahları gibi bize de bir ilah edinsene ……”

dediğinin aynısını diyorsunuz. Siz gerçek-ten cahillik yapan bir kavimsiniz.)

AHMED : 5.218.21390.N - İBNİ HİBBAN : 8.6667. N - EBU YALA : 2 .1437.N - TİRMİZİ : 4 . 2271

Hatta ve hatta Peygamber s.a.v'in kabri ile, eşyaları ile, elbiseleri ve ibadet ettiği yerler ile de teberrük etmek asla caiz değildir. Mescidlerin duvarlarını, topraklarını veya kapılarını öperek veya oralara el sürerek teberrük etmek de caiz değildir…Bu, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi dahi olsa bile...... Bu konu da sadece Haceru'l Esved'i öpmek ve Ruknu'l Yemâni ile Haceru'l Esved'e el sürmek meşrudur.

“ … İbni Ömer şöyle der : " Nebi s.a.v'in Yemen tarafındaki iki köşe dışında ( Yani ,Ruknu'l Yemani ve Haceru'l Esved dışında ) Kâbe'nin hiçbir yerine el sür-düğünü görmedim."
BU BUHARİ VE MÜSLİM HADİSİDİR

Yine de bunula teberrük kasdedilmez. Bununla sadece ibadet ve Rasulullah s.a.v’e uyma kas-dedilir.

“ … Ömer r.a Hacerül evsedi öperken şöyle der : " Allah'a yemin olsun ki ben seni öpüyorum ama senin bir taş olduğunu ve ne zarar ne de fayda vermediğini biliyorum. Eğer Resulullah s.a.v'in seni öptüğünü görmeseydim seni öpmezdim. “
MÜSLİM : 4.C.1270.N

Değerli kardeşlerim ! bu konuda yapılan yanlışlıklardan bir tanesi de ; Resulullah s.a.v döneminde bazı sahabilerin nehyedilmeden önce yaptıkları bazı hareketlerini kendilerine delil alarak, bazı eserlerle teberrük etmeyi caiz görmeleridir….

Halbuki bu konuda Allah resulü s.a.v Müslümanları güzel ve hikmetli bir üslupla bu gibi işlerden alıkoymuş ve onları Allah katında hayırlı olan Salih amellere yöneltmiştir… Zikredeceğimiz şu hadisi şerif bunun en açık delillerinden bir tanesidir :

“ … Abdurrahman bin Kunad’tan. Dedi ki : Resulullah s.a.v günün birinde abdest alırken, sahabe aldığı abdest suyunu yüzlerine sürerler. Resulul-lah s.a.v onlara :
- Bunu yapmanızın sebebi nedir ? diye sorar. Onlar da :
- Allah ve Resulüne olan sevgimizden dolayıdır, diye cevap verirler. Bunun üzerine Allah resulü s.a.v onlara şöyle buyurur :
- Kim Allah ve Resulünü seviyorsa veya Allah ve Resulünün sevgisine mahzar olmak istiyorsa, konuştuğu zaman doğru konuşsun. – yani konuşmalarında adil davransın ve yalan söylemesin – Kendisine bir şey emanet edildiği zaman ona hiyanet etmeyip sahip çıksın ve komşusuna da iyi muamelede bulunsun. “

TABERANİ İKİ MU’CEMİNDE – MUNZİRİ TERĞİB VE TERHİB : 3 / 26 – EL – ALBANİ S.SAHİHA : 2998.N – TEVESSÜL : 204.S

UĞUR VE UĞURSUZLUĞA İNANARAK ORTAK KOŞMAK


Ey Müslümanlar ! Günleri ve ayları uğursuz saymak, uğurlu ve uğur-suz sayılan şeylere göre hareket etmek te, İslam dininin iptal ettiği cahi-liyye adetlerindendir… Çünkü bir şeyi uğursuz saymak kaderi değiş-tirmez…


“ … Ukbe b. Amr r.a dan. Nebi s.a.v şöyle buyurmuşlardır : Kim uğur getirsin diye bir şey takınırsa, Allah onun işini tamam-lamasın. Kim kendisini korusun diye bir şey taşırsa, Allah onu korumasın. “
AHMED : 4 / 154. 16951.N – HAKİM : 4 / 216 – İBNİ KESİR : 8.C.4147.S

“ … Nebi s.a.v şöyle buyurmuşlardır : Kim uğur getirsin veya işim rast gelsin diye bir şey takınırsa, Allah’a şirk koşmuştur. “
AHMAD : 4 / 156.310 – 16969.N – İBNİ HİBBAN : 1413.N – HAKİM : 4 / 417 – S.SAHİHA : 492.N

“ … Nebi s.a.v şöyle buyurmuşlardır : " Advâ - yani,hastalığın kendi kendine bulaşması -, uğursuzluk, hâmme - yani,ölünün kemiklerinin kuşa dönüşmesi - ve Safer - ayının haram aylardan olması - diye bir şey yoktur……."
BUHARİ : 12.C.5777.S

“ … İbni Mes’ud r.a dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : “ Uğursuzluğa inanmak şirktir. Uğursuzluğa inanmak şirktir. Hepimizin için-den böyle bir şey geçer. Ancak Allah kendisine güvenmekle bunu giderir. “EBU DAVUD : 4.C.3910.N – İBNİ MACE : 9.C.3538.N – AHMED : 1 / 389 – 3679.N
ALLAH’TAN BAŞKASI ADINA YEMİN EDEREK ORTAK KOŞMAK
Ey Müslümanlar ! Unutmayınız ki tevhidi gerçekleştirmek bir iki kelimenin telafuzu ile olmaz…Tevhidi gerçekleştirmenin birçok şartları ve yolları vardır….. Bu şartlardan birisi de, şirk ifade eden sözler söyle-mekten ve Allah'dan başkası adına yemin etmekten kaçınmaktır.
Unutmayalım ki Allah'dan başkası adına yemin eden bir kimse tehlikeli bir günah işlemiş ve Allah’a ortak koşmuştur. Bunun içindir ki Allah resulü s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır :
“ Kim İslam milletinden – yani,İslam dininin yemin şeklinden başka bir yemin şekliyle yemin ederse – söylediği o din sahibi gibidir “
BUHARİ : 14.C.6533.S

“ … Sa’d bin Ubade r.a dan.İbni Ömer, bir adamın “ Kabe hakkı için hayır “ dediğini işitince şöyle dedi : " Allah'dan başkası adına yemin edilmez “ ben Rasulullah s.a.v’den işittim şöyle buyurmuşlardır : " Allah'dan başkası adına yemin eden kafir ya da müşrik olmuştur."
TİRMİZİ : 3.C.1574.N – AHMED : 2 / 125 – HAKİM : 1 / 65 – BEĞAVİ Ş.SÜNNE : 10 / 7

“ … Ebu Hureyre r.a dan.Resulullah s.a.v buyurdular ki :” Kim yemin eder ve yemininde Latt ve Uzza hakkı için derse, hemen “ la ilahe illallah “ desin. “ BUHARİ : 10.C.4805.S

Ve yine şöyle buyurur s.a.v : " Ne babalarınız, ne anneleriniz ve ne de (şirk koşulan) ortaklar adına yemin edin. Ancak Allah adına yemin edin. Ve ancak doğru söy-lediğinizde Allah adına yemin edin."

EBU DAVUD :
Dolayısıyla ne Peygamber üzerine , ne veli veya salihler üzerine, ne Kâbe üzerine, ne şeref ve hayat üzerine ve ne de ana baba üzerine yemin etmek asla caiz değildir.
Yemin, ancak Allah adına, O'nun isimleri ve sıfatları üzerine edilir. Kim Allah'dan başkası üzerine yemin ederse tevbe etmesi ve bunu bir daha yapmaması gerekir.
“ … Sa'd ibni Ebi Vakkâs radıyallahu anh şunu rivayet eder : " Bazı konuları konuşuyorduk. Ben, cahiliyyeden yeni dönmüştüm. Lât ve Uzza adına yemin ettim. Rasulullah s.a.v'in sahabileri bana şöyle dedi : " Ne kötü söz söyledin. Rasulullah s.a.v'e git ve O'na bunu haber ver. Çünkü biz senin kafir olduğunu görüyoruz “ Ben de Rasulullah s.a.v'e gittim ve durumu ona haber verdim. Bana şöyle dedi : Üç kez, " Lâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerike lehu – Yani, Allah'dan başka ilah yoktur, O tektir ve ortağı yoktur " de, Üç kere şeytan'dan Allah'a sığın ve sol tarafına üç kez tükür ve bir daha da bunu yapma." “ NESEİ : “
ALLAH VE SEN SÖZÜNÜ KULLANARAK ORTAK KOŞMAK
Ey Müslümanlar ! Sakınılması gereken çirkin şeylerden birisi de ; Yaratıcı ile yaratılanı eşit kılan " Allah ve sen dilersen " … " Benim için Allah'dan ve senden başkası yok " … "Allah'a ve sana güvendim " “ Sen olmasaydın şöyle olacaktı “ … “ Az daha geç kal-saydık ölecekti “ veya “ Az daha erken getirseydiniz kurtulacaktı “ gibi veya buna benzer anlamlardaki sözler kullanmaktır. İslam, bu gibi sözleri şirk lafızlar olarak kabul etmiş ve bu manada sözler sarfetmekten de inananları sakındırmıştır.
“ … İbni Abbas r.a dan. Bir adam Nebi s.a.v'e şöyle dedi : " Allah ve sen dilersen " Bunun üzerine Resulullah s.a.v şöyle buyurdu: " Beni Allah'a ortak mı koştun ? Bilakis " sadece Allah dilerse " de."
AHMED : 1 / 283 – 2557.N – EBU DAVUD : 5.C.4980.N
{ … İbni Abbas r.a diyor ki : Allah’a denk tutmak şirktir ve bu şirk karanlık bir gecede,kara bir taşın üstündeki karıncanın kıpırdamasından daha gizlidir. Şöyle ki, senin : “ Allah ve hayatın hakkı için “ yahut “ Allah ve hayatım hakkı için “ deyişin : “ Şu köpekcik olmasaydı veya şu ör-dekler olmasaydı mutlaka hırsız girerdi “ demen,bir kimsenin arka-daşına : “ Allah ve sen dilediniz de bu iş oldu “ veya “ Allah ve filan adam olmasaydı “ demesi hep şirk olan hususlardır. Sakın Allah ile beraber bir başkasını zikretme. }
HEYSEMİ M.ZEVAİD : 4 / 177 – MERVEZİ MÜSNED : 89.S.17.N – EL-ALBANİ İRVA : 2562
Ey Allah'ın kulları ! İhtiyaçlarınızı ve Allah’a olan muhtaçlığınızı dile getirerek sadece ve sadece O’ndan isteyin.O'na güzel isimleri ve yüce sıfatları ile yönelin. Çünkü Rabbimiz şöyle buyurmaktadır :
“ En güzel isimler Allah’ındır. O halde O’na onlarla dua edin ve O’nun isimleri hakkında eğriliğe sapanları bırakın. Onlar yaptık-larının cezasını çekeceklerdir. ”
A’RAF : 180.AY.

فَمَن كَانَ يَرْجُو لِقَاء رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلاً صَالِحاً وَلَا يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ أَحَداً

“ …Kim Rabb’iyle – O’nun razı olacağı şekilde – karşılaşmayı arzu ediyor ise, Salih amel işlesin. Ve ibadetlerinde de Rabb’ine hiçbir şeyi ortak koşmasın.” KEHF.110.AY.
Çünkü Tevhide şirkin bulaşmasını önlemenin en önemli yollarından birisi, Allah'a meşru tevessüllerle yönelmektir. Dolayısiyle alemlerin Rabbi olan Allah'a şirk koşmaya neden olan bütün bid'at lafızlardan ve bütün bid’at tevessül çeşitlerinden sakınmak gerekir.
Peygamberlerin makamı ile, hürmeti ile, bereketi ve hakkı ile tevessül etmeyin…. Veya veli ve salihlerin hakkı veya benzeri gibi yasaklanmış tevessül şekilleriyle sakın Allah’a yaklaşmak istemeyin.

SEVGİ VE TAZİMDE İLERİ GİDEREK ORTAK KOŞMAK

Değerli kardeşlerim ! sevgi ve tazimde ileri giderek bir şeyi Allah’a eş koşmak ta çirkin şirk çeşitlerindendir.

Yani mahlukattan bir şeyi Allah’ı sever gibi sevmek ve ona aşırı bir şekilde tazim göstermek te büyük şirk çeşitlerindendir….. Allah’u Teala bu şirkin sahibini tövbe etmediği sürece asla bağışlamayacağını bildirmektedir…. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır :

“ İnsanlardan öyleleri var ki ; Allah’ tan gayri eşler edinerek, Allah’ı sever gibi onları severler…………… “
BAKARA : 165

Bu tür şirk sahibi kimseler, Allah’a şirk koştukları varlıklara cehennem ateşinin içinde şöyle diyeceklerdir :

“ Allah’a and olsun ki ; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz Çünkü sizi - sevgi ve tazimde - alemlerin Rabb’ine eşit tutu-yorduk ; bizi o suçlulardan başkası saptırmadı. Şimdi artık bizim ne şefaat-çilerimiz var ve ne de candan dostumuz. “
ŞUARA : 97.98.99.100.101

Değerli Müslümanlar ! şüphesiz ki bu müşrikler şirk koştukları varlıkları, yaratma, rızk verme, öldürüp diriltme gibi hususlarda Allah’a denk yapmamışlardı….. Aksine onlar şirk koştukları o varlıkları sevgide, korkuda, tevekkülde ve onlara boyun bükme gibi konularda Allah’a denk yapmışlardı.

Bu zalim cahiller, bilgisizlikleri yüzünden yaratılmış kulları ile Allah arasında kıyasla-malarda bulunarak O’na ortak koşmuşlardır…

Bu zavallılar; zatı ve sıfatları itibariyle fakir olan…zayıf, aciz ve muhtaç olan…. hayatı ve ölümü başka bir varlığın elinde olan varlıkları, zatı ve sıfatları itibariyle bütün noksanlıklardan münezzeh olan ve aksine çok zengin, çok kuvvetli, ölümsüz, hayatı ebedi olan, zenginliği, kuvveti, cömertliği, ihsanı, ilmi ve rahmeti geniş olan Allah’la kıyas ederek iblisin yolunu izlemişlerdir.

Hangi zülüm bundan daha büyük ve daha çirkin olabilir ki ! .... Allah’a karşı bundan daha büyük bir haksızlık yapılır mı ! … Rabbimiz Allah’u Teala şöyle buyurmaktadır :

“ Gökleri ve yeri yaratan Allah’a hamd olsun. 0, karanlık ve aydınlığı var etti. Yine de o kafirler Rab’Ierine - başka şeyleri - denk tutu-yorlar. “
EN’AM : 1

KORKU HUSUSUNDA İLERİ GİDEREK ORTAK KOŞMAK

Değerli Müslümanlar ! şunu asla unutmamak gerekir ki ; korkunun en güzeli Allah’a itaat ettiren korku, en çirkini ise Allah’a isyan ettiren korku-dur…. Allah’u Teala bir Ayeti celilesinde şöyle buyurmaktadır :

إِنَّمَا ذَلِكُمُ الشَّيْطَانُ يُخَوِّفُ أَوْلِيَاءهُ فَلاَ تَخَافُوهُمْ وَخَافُونِ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

{ Muhakkak ki şeytanlar, sizi dostları ile korkuturlar. Eğer gerçekten iman etmiş kimseler iseniz, onlardan korkmayın benden korkun. }
ALİ İMRAN : 175

Yani, insanlardan korkarak benim emir ve nehiylerimi terk etmeyin. Öyleyse şunu açıkça söyleyebiliriz ki ; Eğer Allah’tan gelen emir ve nehiylere itaat etmek hususunda bir kimseye şeytan ve yandaş-larının korkusu mani oluyor ise, bu kimse korktuğu o şeyleri Allah’a ortak koşmuş demektir… Ve bu kimsenin diliyle “ ben Allah’tan korku-yorum “ sözü de yalan ve boş bir sözdür …..

Bir kimsenin Allah’tan korktuğunun isbatı diliyle söylediği sözlerden anlaşılmaz...... Onun Allah’tan korktuğunun isbatı, severek ve korkarak O’na boğun eğip itaat etmesinden anlaşılır…… İşte Allah korkusu bu demektir……Rabbimiz yine kerim kitabında şöyle buyur-maktadır :


“ لاَ إِلَـهَ إِلاَّ أَنَاْ فَاتَّقُونِ…….”

“ Benden başka ilah yoktur. Öyle ise benden korkunuz “
NAHL : 2.AY.
وَقَالَ اللّهُ لاَ تَتَّخِذُواْ إِلـهَيْنِ اثْنَيْنِ إِنَّمَا هُوَ إِلهٌ وَاحِدٌ فَإيَّايَ فَارْهَبُونِ وَلَهُ مَا فِي الْسَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَلَهُ الدِّينُ وَاصِباً أَفَغَيْرَ اللّهِ تَتَّقُونَ

{ Allah buyurdu ki : Sakın iki ilah edin-meyin. O sadece tek bir ilahtır. Öyleyse – bu hususta – benden korkun. Göklerde ve yerde olan her şey O’nundur ; itaat daima O’na yapılır. Hal böyle olunca siz Allah’tan başkasından mı korkuyorsunuz. " NAHL :51.52.AY
İşte bu ve emsali delillerde ifade edildiği gibi, Alah’tan korktuğunu söyleyen bir kimse, İbadetlerini Allah’a takdim ederek O’nu kendisine ilah edinmesi gerekir….. Çünkü - defalarca anlatmaya çalıştığımız gibi - ilah, kendisine boyun eğilen,kendisinden korkulan ve severek kendisine itaat ve ibadet edilen merci demektir.

Dolayısiyle,kim severek ve korkarak bir yerlere boyun eğip itaat ediyorsa, unutmasın ki o sevdiği veya korktuğu şey kendisinin ilahı demektir…. Yani o şeyi Allah’a ortak koşmuştur.

NAMAZI TERKEDEREK ALLAH’A ORTAK KOŞMAK

Değerli Müslümanlar ! Rabbimiz gerek kendi kitabında ve gerekse nebisi Muhammed s.a.v bir çok hadisi şeriflerinde bu ibadetin öneminden bahsetmiş ve onu terk edenlerin nefislerini Allah’a ortak koşarak müşrik olacaklarını haber vermiştir.

Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmak-tadır :

مُنِيبِينَ إِلَيْهِ وَاتَّقُوهُ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَلَا تَكُونُوا مِنَ الْمُشْرِكِينَ

“ Hep Allah’a dönüp itaat edin,O’ndan korkun ve namazınızı kılında müşriklerden olmayın ”
RUM : 3. ay.

Bu Ayet’i celilenin açık ve net ifadesinin yanında Allah resulü s.a.v de bir çok hadisi şeriflerinde namaz kılmayanın müşrik olduğundan bahset-mektedir.

عَن أَنَس بْن مَالِك ، عَن النَّبِي صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ قال : ليس بين العبد والشرك إلا ترك الصلاة. فإذا تركها فقد أشرك .

{ ... Enes İbn Malik r.a’dan şöyle dedi : Nebiyyi s.a.v buyurduki : Kişi ile şirk arasında namazı terketmekten başka bir şey yoktur. Onu terk ettiği zaman şirk koşmuştur. }
İBN MACE : 3.c.1080.N

{ … Ebu Süfyan’dan,dedi ki : Ben Cabir’den duydum şöyle diyordu : Ben Nebiyyu s,a.v’den işittim şöyle bururuyordu : Şüphesizki kişi ile şirk ve küfür arasındaki şey sadece namaz’dır. }

MÜSLİM : I.C.82.N - EBU DAVUD: 5.C,4678.N

{ ... Ubadet İbnu Samit r.a’dan.şöyle dedi : Resulullah s.a.v bize şöyle tavsiyede bulundu : Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmayın. Namazı’da bilerek terketmeyin. Her kim ki kasden namazı terkederse İslam mil-letinden çıkmıştır. }

MUHAMMED İBN NASR K.SALAT : 920 - HİBETULLAH TABERİ USULU’S SÜNNE : 1523.N


İ S İ M V E S I F A T L A R' D A Ş İ R K

İnsanı helak eden şirk çeşitlerinden birisi de ; Allah’ın isim ve sıfatları hususunda koşulan şirktir…. Bu konudaki en çirkin şirk, halıkı mahluka benzetmektir.

Aynenmücessime ve müşebbihenin şirkleri gibi… “ O’nun eli benim elim gibi “ … “ O’nun gözü benim gözüm gibi “ sözlerinde olduğu gibi.

İsim ve sıfatlar hususundaki şirkin ikinci kısmı ise ; bazı ilahlaştırılan kimselerin isimlerinin, Allah’ın isimlerinden müştak kılınması – yani türe-tilmesi – şeklindedir…. Ki bu, Mekkelilerin şirklerinden biriydi.

Taberi der ki : el-Lat, Allah lafzından - te’nis ta sı eklenerek - türetil-miştir… Müzekkere Amr, müennese Amre, erkeğe Abbas, dişiye Abbase denildiği gibi.

Mekkeli müşrikler, kendilerine tazim ve hurmette bulundukları kabir ve türbelerde yatan bir takım insanlara, Allah’ın isimlerinden isim vererek, Allah isminden el-Lat ve el-Aziz isminden de Uzza’yı türetmişlerdir.

Ve yine İsim ve sıfatlar hususundaki şirk ve küfer çeşitlerinden biri de ; O’nun bazı sıfatlarının te’vil yoluyla inkar edilmesidir…. Yani geçmişte ve zamanımızda yapıldığı gibi Allah’u Teala’nın istiva, yed, vech, kadem, ısba ve ayn sıfatlarının inkar edilmesi gibi.
Allah’u Teala ise onların bu tür çirkin fasıflandırmalarını reddederek, kendisinin en güzel isim ve sıfatlara sahip olduğunu ve bu isim sıfat-larında da her türlü noksanlıklardan münezzeh olduğunu zikrederek şöyle buyur-muştur :

“ En güzel isimler Allah’ındır. O halde O’na onlarla dua edin ve O’nun isimleri hakkında eğriliğe sapanları bırakın. Onlar yaptık-larının cezasını çekeceklerdir. ”
A’RAF : 180.AY.

وَ مَا قَدَرُوا اللَّهَ حَقَّ قَدْرِهِ وَالْأَرْضُ جَمِيعاً قَبْضَتُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَالسَّماوَاتُ مَطْوِيَّاتٌ بِيَمِينِهِ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى عَمَّا يُشْرِكُونَ

“ Onlar Allah’ı gereği gibi bilemediler. Halbuki kıyamet günü yer tamamen O’nun avucu içindedir. Göklerde sağ elinde dürül-müştür. O, onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir. ”
ZÜMER : 67.AY.

Görüldüğü gibi burada, Allah’ı gereği gibi tanıyamama, O’nun kadrini kıymetini bilememe, Allah’a ortak koşanların vasfı olduğu anlatıldığı gibi, Allah’ın isim ve sıfatları hakkında ilhad’a - yani eğriliğe - sapanlar da kınanmış ve bunun cezasını çekecekleri bildirilmiştir……

Tevhid ehli kimselerin bu konudaki yolu ve metodu, isim ve sıfatları olduğu gibi kabul etmek, bu konularda yaratılmışlara benzerliği ise red-detmektedir… Bu tavır; teşbihi bulunmayan bir isbat ve ta’tili bulunmayan bir tenzihtir.

Yüce Allah’ın kerim kitabında buyurduğu gibi;

لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ وَهُوَ السَّمِيعُ البَصِيرُ

“……O’nun mislisi gibi hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir.”

ŞURA : 11.AY.

“ O’NA BENZER HİÇ BİR ŞEY YOKTUR ” sözünde teşbih ve benzerliği reddetme …… ” O İŞİTENDİR, GÖRENDİR ” sözünde de ilhad ve ta’tili reddetme vardır.

Hulasa bu konuda bilinmesi gereken en güzel kural şudur : “ Allah’ın İsim ve Sıfatları hakkındaki söylenmesi gereken söz, Zatı hakkındaki söylenmesi gereken söz’ün fer’idir…. “

Yani, Allah’u Teala’nın mukaddes zatı nasıl diğer varlıkların zatlarına benzemiyor ise, O’nun isim ve sıfatları da diğer varlıkların isim ve sıfat-larına benzemez.
Ş İ R K U’L A S Ğ A R - K Ü Ç Ü K Ş İ R K -

Şirkin ikinci kısmı ise ; şirkul asğar denilen küçük şirktir... Yani insanı ebedi olarak ateşte bırakmayan şirk çeşidi… Bu da insanın ibadetlerinde gösteriş ve riyakarlık yaparak rabbisine bir nevi ortak koşmasıdır.

İBADETLERDE RİYAKARLIK YAPARAK ORTAK KOŞMAK

Değerli kardeşlerim ! ibadetlerde Allah’a şirk koşmanın cürmü, büyük şirke göre daha hafıftir. Bu şirk, Allah’tan başka ilah olmadığına; sadece O’nun fayda ve zarar vereceğine ; kendinden başka Rabb olmayan yegane ilah olduğuna itikat eden kimsenin şirki dir.

Bu kimse ibadet ve amellerini tam anlamıyla Allah’a has kılmaz. Bu şirkin sahibi, kimi zaman nefsini tatmin için amel eder ; kimi zaman dünyayı elde etmek için amel eder ; kimi zaman da halkın nazarında makam ve mevki elde etmek için amel eder.

Bu tür insanların amellerinde nefis için bir pay ………. şeytan için bir pay …… - ameller Allah’ın emri olduğu için - Allah için de bir pay vardır.

Unutulmamalıdır ki İslam riyayı şirk’ten saymıştır… Bir hadisi şerifde şöyle buyrulur :

{ …. Mahmud İbnu Lebid r.a'dan, şöyle dedi : Resûlullah s.a.v şöyle buyurdu : " Sizin için en çok korktuğum şey küçük şirktir ". Saha-beler dediler ki :" küçük şirk nedir yâ resûlellah ? " Allah Resulü s.a.v'de cevaben " küçük şirk ; “ riyadır " buyurdular… }

AHMED : 5 / 428. 23119.N

{ … Şeddat bin Evs r.a'dan. O şöyle dedi : Bizler Allah resulü s.a.v zamanında riya’yı küçük şirk sayardık. }

M.ZEVAİD : 10/222 - BEZZAR : 3565.N - TABERANİ KEBİR : 7160 – EVSAT : 198.N

{ … Ebu Said el-Hudri r.a'dan, şöyle dedi : Bir gün bizler kendi aramızda mesihu'd-deccal'dan konuşurken Allah Resulü s.a.v çıka geldi. - Bize hitaben - şöyle buyurdular : " Benim yanımda sizin için mesihu'd-deccal'dan daha korkulu bir şeyi size haber vereyim mi ? " Bizde " Evet yâ Resûlellah haber verin " dedik. O " gizli şirk " tir buyurdular. Kişi namaz kılmaya kalkar da birisinin kendisine baktığını anlayınca namazını güzelleştirir " dedi. }
İBNİ MACE : 10.C.4204.N – BEYHAKİ : 2/291
Evet değerli kardeşlerim ne yazıkki bu şirk, inananların çoğundan sudur eden bir şirk çeşididir.

“ … Nebi s.a.v bu şirki haber verirken şöyle buyurmaktadır : Şirk bu ümmette karıncanın hareketinden daha gizlidir. Sahabeler : Ya Rasu lellah ondan nasıl kurtulabiliriz, dedik-lerinde. Rasulullah s.a.v :

“ Allahümme İnni Euzu Bike En Uşrike Bike ve Ene A‘lemu ve Esta’firuke Lima La A‘lemu “ ……… “ Ey Allah’ım ! bilerek sana bir şeyi ortak koşmaktan sana sığınırım. Bilmeden yaptığım şeyler için de senden bağışlanma isterim “ dersiniz buyurdu. “

AHMED : 5 / 384.394.398 - MERVEZİ MÜSNED : 17.N – İ.KAYYIM : ED-DAU VE’D DEVAU : 235.S

Bu hususta Allah’u Teala şöyle buyurmaktadır :

“ De ki : Ben de sizin gibi bir insanım ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabb’ine - O’nun kendisinden razı olacağı bir şekilde - kavuşmayı umuyorsa sahih ameller işlesin ve Rabb’ine yaptığı ibadetinde hiç kimseyi ortak etmesin. “
KEHF : 110

Yani, O tek ilah olup ve O’ndan başka da eğer gerçek ilah yoksa ki, la ma’bude bi hakkin illallah …. Allah’tan başka kendisine ibadet edilecek hak ma’bud yoktur….. o halde ibadetin de sadece ve sadece O’na yapılması gerekir……. Uluhiyette bir olduğu gibi ubudiyette de birlenmesi şarttır.

Öyleyse ey iman edenler ! Amellerinizin Salih olmasına dikkat edin… çünkü ibadetlerdeki bu tür riyakarlıklar şirktir… Ve bu çirkin iş de amel-lerin sevabını iptal eder.

Salih amel ise ; riyadan hali sünnetle kayıtlı amellerdir. Onun içindir ki Ömer r.a duasında şöyle diyordu : Ey Allahım, amellerimin hepsini salih amel yap, onları vechin için halis kıl ve o amellerde hiç kimse için bir pay yapma.
AHMED ZÜHD : 615

Allah’u Teala yine bir Ayeti celilesinde dini halis bir şekilde kendisine takdim etmeyenleri kınayarak şöyle buyurur :

“ Oysa kendilerine, dini yalnız Allah’a halis kılıp O’nu birleyerek Allah’a kulluk etmeleri emredilmişti....... “
BEYYİNE : 5

Rabbimiz bu Ayeti celilesiyle kullarına halis bir şekilde kendisine ibadet yapmalarını emretmiş ve İbadetinde Allah için ihlaslı olmayanların ise emrolunduğu şekilde hareket etmeyenler sınıfından olduğunu zikretmiştir…..

Hulasa değerli kardeşlerim ! gösterişle yapılan ameller, Allah’ın istemediği amellerdir. Dolayısıyla o ameller sahih ve makbul değildir.

Öyleyse sözü daha fazla uzatmadan, sizlere ve kendi nefsime son nasihatım ; Rabbimiz bizlere tevhidi çizgide hareket etmeyi nasip eylesin….. Ve yine bizlere hakkı hak bilip ona ittiba eden, batılı da batıl bilip ondan uzak duran kullarından olmamızı nasip eylesin.
AMİN


VELHAMDULİLLAHİ RABBİL ALEMİN


TACUDDİN EL – BAYBURDİ
0 yorum:

Yorum Gönder


GURABA YAYINEVİ..

GURABA YAYINEVİ..
Selefin fehmi ile ehli sünnetin eşsiz kitaplarını bulabileceğiniz yayınevi..

Bu Blogda Ara

Popüler Yayınlar

Guraba Resim..

Guraba Resim..

Guraba - Ayet

Şüphesiz Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını -onlara cenneti vermek karşılığında- satın almıştır.Onlar Allah yolunda savaşır, öldürür ve öldürülürler.Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da yerine getirmeyi taahhüt ettiği hak bir vaaddir.Allah'dan daha çok ahdini kim yerine getirebilir ki?O halde yapmış olduğunuz bu alış verişe sevinin.En büyük kurtuluş işte budur! (Tevbe/111)

Guraba - Hadis

Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle anlatır;

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: '' Allah, iki kişiye güler.Bunlardan biri diğerini öldürür ve ikiside cennete girer.Biri, Allah yolunda savaşarak şehit olur sonra Allah katilinin tevbesini kabul eder de müslüman olur ve Allah yolunda çarpışarak o da şehit düşer.''(Buhârî, cihad 2826-Muslim, imare 1890-Nesâî, cihad 3165-İbn Mâce, mukaddime 191-Ahmed, müsned 7282)