GURABA İSLAM الإسلام الغرباء

Mutezile'nin isim ve sıfat hakkındaki neyf naslarına karşı tutumu..

Etiketler: ,
بسم الله الرحمن الرحيم



El-hamdulillâh es-Salâtu ve’s-Selâmu Alâ Rasûlillâh. Emmâ ba’du:



Malum olduğu üzere ehl-i sünnetin indinde Allah Teâlâ’nın isim ve sıfatlarının tespitinde kullanılacak deliller, Allah’ın kitabı ve Rasûlünün sünnetidir.

Mutezile’ye gelince ise; ehl-i sünnetin onlar hakkında “Mutezile, Allah azze ve celle hakkında nefyettiklerini, tafsîlî delillerle nefyetmemektedirler.” dediğini görürüz.

Bu meseleyi daha iyi kavrayabilmek için her şeyden önce bazı ön bilgilere sahip olmamız gerekmektedir:

Şöyle ki;

Allah hakkında herhangi bir ismi veya herhangi bir sıfatı ispat etmede elimizde sadece iki şey vardır: Bunlar Allah’ın Kitabı ve Rasûlünün Sünnetidir.


Ehl-i Sünnet, Allah’ın kitabına ve Rasûlünün sünnetine bakar, orada Allah’ın kendisine veya Rasûlünün vahiy yoluyla Rabbine ispat ettiklerini ispat ve nefyettiklerini de nefyederler. Bununla birlikte ispat hakkındaki nasların nefy hakkındaki naslardan daha tafsîlî olduğunu söylerler.




Ancak burada dikkat edilmesi gereken ince bir nokta var:

Ehl-i sünnet isim veya sıfatlardan ispat ettikleri hakkında tafsilî (tek tek) delil getirir. Aynı şekilde nefyederken de tek tek delil getirir. Nefiy hakkında getirdikleri bu deliller, ya direkt olarak tayin edip de nefyeder; Mesela “و لا يظلم ربك أحدا / Ve Rabbin hiç kimseye zulmetmez” ayetiyle kendisinden “zulm”ü nefyetmesi gibi… Ya da gerektirerek/zorunlu kılarak nefyeder; mesela “وإنك أنت العليم الحكيم / Ve şüphesiz ki Sen Alîm’sin, Hakîm’sin.” ayetiyle de “ilm” sıfatını ispat eder ki bu da “cehalet”in nefyini gerektirir/zorunlu kılar.

Ehl-i sünnetin izlediği metot genel hatlarıyla (özlü olarak) bu şekildedir.

Bu konuyu Mutezile açısından değerlendirdiğimizde;

Mutezile’yi “ispat” açısından ele aldığımızda; zaten onlar sıfatları genel olarak ispat etmezler.

Ancak “nefy” açısından ele aldığımızda; ehl-i sünnet âlimlerinin Mutezile’nin açık (tafsîlî) naslarla nefyetmediğini söylediklerini görürüz.

Şayet bir kimse, ehl-i sünnetin bu sözüne karşı derse ki: Bilakis Mutezile herhangi bir sıfatı “nefy”ederken tafsîlî naslarla/delillerle nefyetmiştir. Yani “nefiylerini” naslar/deliller üzerine bina etmiştir. Mesela Allah azze ve celle’nin ahirette görüleceğini inkâr ederken;

“لا تدركه الأبصار / Gözler onu idrak edemez.” veya “فلا جاء موسى لميقاتنا كلمه ربه، قال رب أرني أنظر إليك قال لن ترني / Musa tayin ettiğimiz vakitte (Tûr'a) gelip de Rabbi onunla konuşunca ‘Rabbim! Bana (kendini) göster; seni göreyim!’ dedi. (Rabbi): ‘Sen beni göremezsin.’” ayetlerini delil olarak getirmiş ve böylece nefyederlerken tafsîlî delillerle nefyetmişlerdir.

Deriz ki: “Ehl-i sünnetin Mutezile’ye karşı ortaya koymuş olduğu bu kâide, aynen vechi üzeredir. O da şudur: “Mutezile, sıfatları nefyetme hususunda tafsîlî naslarla istidlâl etmemektedir.”

Ancak zikredilen bu iki delile gelince:

Mutezile şuna itikad eder ki/şunu ikrâr eder ki; Allah azze ve celle’nin görülmesi/Allah azze ve celle’yi görmek imkânsızdır.

Cedel babından, “Gözler O’nu idrak edemez.” ayetinin dünya ve ahirette Allah’ın görülemeyeceğine delalet ettiğini kabul etsek bile –ki asla buna delâlet etmemektedir- ; “Mutezile’nin mezhebi bu mudur?” Cevap ise bellidir: Elbette ki “Hayır.”

Çünkü Mutezile mezhebinin iddiası bundan daha ileri derece anlamlar içermektedir.

Bu sözümüzün anlamı şudur: Bu ayeti, ıtlağı üzere ele aldığımızda, görülmesinin nefyine delalet etmektedir. Burada, görmenin nefyinden başka bir şey yoktur. Yani sadece görmenin nefyi vardır, deriz.

Ancak Mutezile, “görülmez” deyip de nefy mi ediyor sadece? Yoksa aynı zamanda “görmenin imkansız olduğuna” mı inanıyor?!

Maruftur ki, nefyolunan bir şey, gayb olarak kalır. Yani, acaba bu nefyolunma, imkânsızlığı nedeniyle midir? Yoksa Allah’ın onu istememesi veya onu ortadan kaldıracak sebebin yokluğu nedeniyle midir?

Buraya çok dikkat edin!

Tabiri şu şekilde açacak olursak “Nefyetmek, o şeyin imkânsızlığına delalet eder mi? İmkânsızlığını gerektirir mi?

Cevap: İmkânsız kılmaz, imkânsızlığını gerektirmez.

Şayet Mutezile, delil olarak getirmiş olduğu bu ayetlerin durduğu yerde durmuş olsaydı, şöyle demesi gerekirdi: “Allah azze ve celle görülmez. Ancak görülmesi mümkün müdür, yoksa imkânsız mıdır Allah bilir. Yani; Allah azze ve celle mümkün olmasıyla birlikte mi görülmez, yoksa imkânsız olmasıyla birlikte mi görülmez Allah bilir” deselerdi, biz de derdik ki: “Evet, Mutezile nefyederken delillerle, mufassal delillerle nefyetmiş, ancak isabet edememişlerdir.

Şayet “Mümkün mü, yoksa imkânsız mı Allah bilir!” deselerdi. Derdik ki: Bunlar Haricîlerin düştüğü durum gibi gerçekten de delil getirmişler, ama bu delilleri anlayamamışlardır.

Ancak Mutezile böyle değil. Bu şekilde söylemiyor. Bilakis Mutezile, kitaplarında, görülmenin mümkün olduğuna itikad edenleri tekfir ediyor.

Çünkü onlara göre mücerred olarak Allah azze ve celle’nin görülmesinin mümkün olduğunu kabul etmek, Allah’ın cihette olmasını gerektirir. Cihette olması da cisim olmasını gerektirir. Bu da onların indinde açık bir küfürdür.

Bu yüzden kardeşler!

Meselenin tahkikine indiğimizde bunların akidelerini bina ettikleri nefiyde de tafsilî naslarla nefyetmediklerini görüyoruz.

Görüyor musunuz ehl-i sünnet âlimlerini, nasıl da muhaliflerin mezheblerini tahkik ediyor!

Bizi ehl-i sünnetten kılan Allah’a hamd olsun.

Vallâhu a’lemu ve sallallâhu alâ nebiyyinâ muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihi ecmaîn.



Hazırlayan: Ebu Zerka
2 yorum:

Chat yap flört et, arkadaşlık, Sohbet yeni insanlarla tanışıp dost edebileceğiniz, Sohbet odaları ruh eşinizi bulabileceğiniz bir yer.


Do you realize there's a 12 word sentence you can tell your crush... that will trigger intense emotions of love and impulsive attraction for you buried within his heart?

That's because deep inside these 12 words is a "secret signal" that fuels a man's instinct to love, please and look after you with his entire heart...

===> 12 Words Will Fuel A Man's Love Response

This instinct is so built-in to a man's mind that it will make him work harder than before to take care of you.

In fact, triggering this all-powerful instinct is so essential to having the best possible relationship with your man that the moment you send your man one of these "Secret Signals"...

...You will soon notice him expose his soul and mind for you in such a way he never experienced before and he'll identify you as the one and only woman in the galaxy who has ever truly interested him.


Yorum Gönder


GURABA YAYINEVİ..

GURABA YAYINEVİ..
Selefin fehmi ile ehli sünnetin eşsiz kitaplarını bulabileceğiniz yayınevi..

Bu Blogda Ara

Popüler Yayınlar

Guraba Resim..

Guraba Resim..

Guraba - Ayet

Şüphesiz Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını -onlara cenneti vermek karşılığında- satın almıştır.Onlar Allah yolunda savaşır, öldürür ve öldürülürler.Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da yerine getirmeyi taahhüt ettiği hak bir vaaddir.Allah'dan daha çok ahdini kim yerine getirebilir ki?O halde yapmış olduğunuz bu alış verişe sevinin.En büyük kurtuluş işte budur! (Tevbe/111)

Guraba - Hadis

Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle anlatır;

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: '' Allah, iki kişiye güler.Bunlardan biri diğerini öldürür ve ikiside cennete girer.Biri, Allah yolunda savaşarak şehit olur sonra Allah katilinin tevbesini kabul eder de müslüman olur ve Allah yolunda çarpışarak o da şehit düşer.''(Buhârî, cihad 2826-Muslim, imare 1890-Nesâî, cihad 3165-İbn Mâce, mukaddime 191-Ahmed, müsned 7282)