GURABA İSLAM الإسلام الغرباء

Allah Şirki Bağışlamaz..

Etiketler: ,
ALLAH AZZE VE CELLE, KENDİSİNE ŞİRK KOŞULMASINI ASLA BAĞIŞLAMAZ

Şeytan müslümanları saptırmaya ve kötülükleri onlara güzel göstermeye uğraşır. Allah Teâlâ onun hakkında şöyle buyurur:( (Şeytan) “Yemin ederim ki kullarından bir pay edineceğim” dedi) [1] Ve ondan şöyle bahseder:((İblis dedi ki: ) “Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolun üstüne oturacağım. Sonra elbette onlara önlerinden arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın” dedi )[2] Şeytan insanı adım adım fesada yürütür de o bunu hissetmez. Allah Teâlâ, şeytanın adımlarına uymayı yasaklayarak (Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse, muhakkak ki o, edepsizliği ve kötülüğü emreder. Eğer üstünüzde Allah’ın lütuf ve merhameti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse asla temize çıkamazdı. Fakat Allah dilediğini arındırır. Allah, işitir ve bilir )[3] buyurur.
Şeytanın insanı içine düşürmeye uğraştığı en tehlikeli durum şirktir. Çünkü o, Allah Teâlâ’nın şirki asla affetmeyeceğini bilir. Allah Teâlâ buyurur ki : (Allah, kendisine ortak koşullanmasını asla bağışlamaz; Bundan başkasını dilediği kimse için bağışlar.)[4]
Şeytan, şirkin gerçek şeklini emrederek yaklaşmaz. Şirke götürecek bazı amelleri süsleyerek getirir. Şirk, Nuh aleyhisselam’ın kavmi arasına şöyle girmeye başladı: Onların kavminde bazı salih insanlar vardı. Bunlar ölünce şeytan, onlara (Nuh aleyhisselam’ın kavmine) ölen salih insanların resimlerini yapmayı, bu resimleri gördükçe ilmi ve salih ameli hatırlasınlar ve bunun için gayret göstersinler bahanesiyle güzel gösterdi. Sonra onlardan sonraki nesil geldi. Şeytan onlara “Babalarınız bu resimleri elbette zorluk anında onlardan yardım istemek ve musibet anında onlara sığınmak için yaptılar” dedi. Ve onlar, Allah’dan başka (bu salih kullara ibadet edinceye kadar) şeytan bu oyuna devam etti.
İnsanlardan bir çoğu cehaletleri nedeniyle Allah Teâlâ’ya şirkte onları tehlikeli bir noktaya götüren büyük hatalara düşer. Bazılarının, “Ya Seyyidi Hüseyn”, “Ya Seyyideti Zeyneb” “Ya Bedevi” , “Ya efendim Falan; isteğime cevap ver, sana sığınırım. Senden yardım dilerim. Hastama şifa ver. Kaybımı bana döndür. Beni çocukla rızıklandır. Düşmanıma ya da bana zulmedene karşı yardım et..” demeleri gibi.
Kabre secde etmek, kabrin yanında kılınan namaza daha fazla değer vermek bu kabildendir. Kabre doğru kılınan namazı kıbleye karşı kılınan namazdan daha faziletli görür. Veya kabri tavaf etmeyi, Kâbe’yi tavaf etmekten daha üstün görür.
Bütün bunlar, bilindiği üzere Allah’ın dininde şirktir. Akıllı bir insan nasıl olur da ölü birine sığınır veya ondan yardım ister. Şayet onun, kendisi için birşey yapmaya gücü yetseydi ölmezdi. Bu veli ya da salih kişi; yere O’ndan daha hayırlısının ayak basmadığı, semânın O’ndan daha hayırlısını gölgelemediği Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’den daha mı hayırlı?! Allah Teâlâ, O’na ümmetine bildirmesini emrederek şöyle buyurmuştur: (De ki: Ben, Allah’ın dilediğinden başka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip değilim. Eğer ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve müjdeciyim) [5] Ve yine Allah Teâlâ şöyle buyurur: (De ki: Doğrusu ben size ne zarar verme ne de fayda sağlama gücüne sahibim. De ki: Gerçekten (bana bir kötülük dilerse) Allah’a karşı beni kimse himaye edemez. O’ndan başka sığınacak kimse de bulamam) [6]
Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem dahi kendisine fayda veya zarar veremediği halde, O’nu Allah Teâlâ’dan kurtaracak biri bulunmadığı halde; başka birinin fayda ve zarar vereceğine inanılır mı!? Allah, müslümanı böyle inançlardan sakındırsın!
Allah Teâlâ buyurur ki: (Onlar Allah’ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere ibadet ediyorlar ve ‘Bunlar, Allah katında bizim şefaatçılarımızdır’ diyorlar.)[7]
Bu, müşriklerin putlar karşısında takındıkları tavırdır. Müslümanın, müşriklerin yaptığını tasdik etmesi, ölü olmalarına rağmen evliyadan ve salihlerden şefaat istemesi doğru olur mu?!...
Allah Teâlâ; velilere ve putlara , sadece kendilerini Allah’a yaklaştıran vasıtalar oldukları için ibadet ettiklerini öne süren müşrikler hakkında (O’nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler, ‘Onlara, bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz’ derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir Allah şüphesiz, yalancı ve inkarcı kimseyi doğru yola iletmez.)[8] buyurur. Allah Teâlâ’nın sözüne iman eden bir müslümanın Allah’ı bırakıp velilere ve salihlere dua etmesi ve bu yaptığına müşriklerin sözünden delil getirmesi uygun olur mu?!..
Allah Teâlâ, Allah’dan başka dua edilenlerin tümünün, acizliğini ve zayıflığını bildirerek buyuruyor ki: (Allah’ın dışında taptıklarınızın ne size yardıma güçleri yeter ne de kendilerine yardım edebilirler) [9] Allah Teâlâ; “Onlar size yardım etmeye güç yetiremezler, hatta kendi nefislerine bile yardım edemezler” dediği halde akıllı müslüman onların (velilerin ve ölmüş salihlerin) Allah’dan başka yardım ediciler olduğunu tasdik eder mi?!.. Kim böyle derse Allah’ı yalanlamıştır. Kim de Allah’ı yalanlarsa- namaz kılsa, oruç tutsa ve müslüman olduğu zannedilse bile- kafir olur.
Peygamberlerin ve ademoğlunun efendisi sallallahu aleyhi ve sellem; O ki, Kıyamet günü büyük buluşma yerinde şefaat hakkı kendisine verilmiştir, tüm insanlar, topluca - nebiler ve rasuller dahi- makamının büyüklüğü derecesinin yüksekliği ve mevkisinin yüceliği dolayısıyla sancağı altındadır; buna rağmen yakınlarına bir fayda sağlamaya gücü yetmez.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Safâ’ya çıkıp ne söylediğini bilmiyor musun? Buhari, Sahihi’nde İbnu Abbas’dan ve Ebu Hureyre’den rivayet etti. Dediler ki: Allah , (En yakın akrabalarını) uyar ayetini indirince Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem kalktı ve dedi ki : “Ey Kureyş topluluğu! - veya benzeri bir kelime- Nefislerinizi satın alınız. Allah’dan gelecek bir şeyi sizden savamam. Ey Abdi Menaf oğulları! Allah’dan gelecek bir şeyi sizden savamam. Ey Abdül Muttalib’in oğlu Abbas! Allah’dan gelecek bir şeyi senden savamam Ey Allah Rasulü’nün - sallallahu aleyhi ve sellem- halası Safiyye! Allah’dan gelecek bir şeyi senden savamam. Ey Muhammed’in- sallallahu aleyhi ve sellem - kızı Fatıma! Malımdan dilediğin kadarını benden iste. Allah’dan gelecek bir şeyi senden savamam”[10]
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, amcasına, halasına, kızına bile fayda veremediği halde başkalarına nasıl fayda verebilir?
Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem amcası Ebu Talib için kendisine yardım ettiği ve O’nu barındırdığından dolayı tevbe dilemeyi gönlünden geçirince Rabbi O’nu bundan menetti ve buyurdu ki: (Cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar (Allah’a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır, ne de inananlara) [11]
Ve; Allah Teâlâ, amcasının hidayetine olan arzusunu görünce O’na (Sen sevdiğini hiyadete erdiremezsin, bilakis Allah dilediğini hidayete erdirir ve hidayete erecek olanları en iyi O bilir) [12] buyurdu.
Sakın cahillerin Allah’dan başkasına yaptığı dua seni aldatmasın. (Sen, ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip dayan) [13] Sadece Allah’a dua et. Yalnız Allah’a güven ve ancak Allah’dan yardım iste ve O’ndan yardım bekle. Bil ki, Allah Teâlâ sana herşeyden daha yakındır. Allah Teâlâ buyuruyor ki (Kullarım sana, beni sorduğu vakit de ki, muhakkak ben (onlara) yakınım. Dua edenin duasını, bana dua ettiği anda işitir, ona icabet ederim)[14] Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’in amcasının oğlu Abdullah bin Abbas’a yaptığı tavsiyeye kulak ver. Ona şöyle demişti: “Dilediğin zaman Allah’dan dile, yardım istediğin zaman Allah’dan iste. Ve bil ki, millet sana bir şeyle fayda vermek için toplansa Allah’ın senin için yazdığından başka fayda veremezler. Ve sana bir şeyle zarar vermek için toplansalar Allah’ın senin için yazdığının dışında bir zarar veremezler. Kalemler kaldırıldı ve sayfalar kurudu” Bundan sonra, aziz kardeşim, hiç bir kimsenin aksine bir delili olur mu? Allah’ın ve Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’in sözünden sonra, - kim olursa olsun- başka birinin sözü kabul edilir mi?
Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabına öğrettiği önemli dualar var. Bunlar faydalı dualardır. Bunları öğrenmen, ezberlemen ve bu dualarla amel etmen gerekir. İşte onlardan bazıları:
“Allah’ım! Belânın zorluğundan, sürekli mutsuzluktan kötü kaderden ve düşmanların eğlencesi olmaktan sana sığınırım”
“Allah’ım! İşlerimin esası olan dinimi ıslah et. Geçimim içinde olan dünyamı ıslah et. Döneceğim yer olan ahiretimi ıslah et. Her tür hayır için hayatımı artır ve, ölümü benim için tüm kötülüklerden kurtuluş kıl”
“Allah’ım! Senden hayrın hepsini, er ve geç olanını bildiğimi ve bilmediğimi dilerim. Ve şerrin hepsinden, er ve geç olanından , bildiğim ve bilmediğimden sana sığınırım. Allah’ım! Kulun ve peygamberin sallallahu aleyhi ve sellem’in senden istediği hayrı istiyorum senden... Ve, kulun ve peygamberin sallallahu aleyhi ve sellem’in sana sığındığı şerden sana sığınıyorum. Allah’ım! Senden, cenneti ve ona yaklaştıracak söz ve ameli dilerim. Cehennemden ve ona yaklaştıracak söz ve amelden sana sığınırım. Bana takdir ettiğin her kaderi benim için hayırlı kılmanı dilerim.”
“Allah’ım! Beni (her halimde), kalkmamda, oturmamda ve yatmamda İslam ile muhafaza et. Düşmanı ve hasetçiyi benimle sevindirme. Allah’ım! Senden, hazineleri senin elinde olan tüm hayırları isterim. Ve, hazineleri senin elinde olan tüm şerlerden sana sığınırım.”
“Allah’ım! Yâ Allah! Sen ki; birsin, teksin. Samed’sin. Doğmamış ve doğurmamışsın. Hiç bir benzeri olmayansın. Senden günahlarımı bağışlamanı dilerim. Şüphesiz sen, Ğafûr ve Rahîm’sin”
“Allah’ım! Senden dilerim, ki hamd sanadır. Yalnız senden başka ilah yoktur. Sana ortak yoktur. Çok ihsan edensin. Ey gökleri ve yeri yoktan var eden!.. Ey celal ve ikram sahibi!.. Ya Hayy, Ya Kayyum!.. Senden cenneti dilerim ve cehennemden sana sığınırım.”
“ Allah’ım! (Bana bağışladığın) nimetin zevalinden, afiyetin tersine dönmesinden; cezanın ansızın gelmesinden ve her türlü gazabından sana sığınırım”
Şayet sana gam, keder veya üzüntü isabet ederse Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in tavsiye ettiği şu sözleri söyle:
“Azîm ve Halîm olan Allah’dan başka ilah yoktur. Yüce Arş’ın Rabbi olan Allah’dan başka ilah yoktur. Göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve Kerîm Arş’ın Rabbi olan Allah’dan başka ilah yoktur”
“Ya Hayy, ya Kayyum! Rahmetinle yardım dilerim. Tüm işlerimi ıslah et ve beni göz açıp kapayıncaya kadar nefsime bırakma”
“(Allah’ım!) Senden başka ilah yoktur. Seni her tür noksanlıktan tenzih ederim. Ben (nefsine) zulmedenlerdenim”
“Allah’ım! Ben senin kulunum. Kulunun oğlu, kadın kulunun çocuğuyum. Alnım senin elindedir. Hakkımda hükmün geçerlidir. Benim hakkımdaki kazân adalettir. Kendini isimlendirdiğin, Kitabında indirdiğin, kullarından birine öğrettiğin veya yanındaki gayb ilminde kendine has bıraktığın sana ait her isimle Kur’an’ı; kalbimin baharı, göğsümün nuru, hüznümün ortadan kalkması ve kederimin gitmesi (için vesile) kıl”
“Allah’ım! Dünya ve ahirette senden af ve afiyet isterim. Allah’ım! Dinim, dünyam, ailem ve malım hakkında senden af ve afiyet isterim. Allah’ım; kusurlarımı gizle ve korkularımdan emin kıl. Allah’ım! Beni; önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan, üstümden koru. Yere batırılarak altımdan helak edilmekten sana sığınırım.”
[1] 4 / en-Nisâ / 118
[2] 7 / el-A’râf / 16- 17
[3] 24 / en-Nûr / 21
[4] 4 / en-Nisa / 48
[5] 7 / el-A’raf /188
[6] 72 / el-Cinn / 21- 22
[7] 10 / Yunus /10
[8] 39 / ez-Zümer / 3
[9] 7 / el-A’raf / 197
[10] Buhari; bkz. Feth’ul Bari (8/385) , Müslim (206)
[11] 9 / et-Tevbe /113
[12] 28 / el-Kasas / 56
[13] 25 / el-Furkan / 58
[14] 2 / el-Bakara / 186

Ebu Muaz - darussunne
0 yorum:

Yorum Gönder


GURABA YAYINEVİ..

GURABA YAYINEVİ..
Selefin fehmi ile ehli sünnetin eşsiz kitaplarını bulabileceğiniz yayınevi..

Bu Blogda Ara

Popüler Yayınlar

Guraba Resim..

Guraba Resim..

Guraba - Ayet

Şüphesiz Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını -onlara cenneti vermek karşılığında- satın almıştır.Onlar Allah yolunda savaşır, öldürür ve öldürülürler.Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da yerine getirmeyi taahhüt ettiği hak bir vaaddir.Allah'dan daha çok ahdini kim yerine getirebilir ki?O halde yapmış olduğunuz bu alış verişe sevinin.En büyük kurtuluş işte budur! (Tevbe/111)

Guraba - Hadis

Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle anlatır;

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: '' Allah, iki kişiye güler.Bunlardan biri diğerini öldürür ve ikiside cennete girer.Biri, Allah yolunda savaşarak şehit olur sonra Allah katilinin tevbesini kabul eder de müslüman olur ve Allah yolunda çarpışarak o da şehit düşer.''(Buhârî, cihad 2826-Muslim, imare 1890-Nesâî, cihad 3165-İbn Mâce, mukaddime 191-Ahmed, müsned 7282)