GURABA İSLAM الإسلام الغرباء

İnsanlara Muamele Sanatı..

Etiketler: ,
KUR’AN VE SÜNNET IŞIĞINDA İNSANLARA MUAMELE SANATI


بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ

İnsanlara iyi muamele ve davranışta bulunma, Allah’ın basiretli kul-larına bahşettiği güzel bir yetenektir. Ve hiç Şüphe yoktur ki, Peygam-berlerin sonuncusu ve bizler için örnek olan Muhammed s.a.v de, bu güzelliğin hepsi bir arada bulunmaktaydı.

Rabbimiz kerim kitabında Resulünü şöyle vasıflandırmaktadır :

وَإِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيمٍ “ Muhakkakki sen yüce bir ahlak üzeresin “

KALEM : 4.AY.

“ …… Şayet sen kaba ve katı yürekli olsaydın şüphesiz ki senin etrafından dağılır giderlerdi ….. “
ALİ İMRAN : 159.AY.

İnsanlarla iyi geçinip onlara iyi davranma konusunda başarılı olma şüp-hesiz ki hikmetin bir parçasıdır. Bu güzel haslet kime verilirse, ona pek çok hayır ve üstünlük verilmiş demektir.

Rabbimiz şöyle buyurmaktadır :

“ Allah dilediğine hikmet verir. Kime de hikmet verilirse, ona pek çok hayır ve üstünlük verilmiştir. “
BAKARA : 269.AY.

Mademki insanlarla iyi geçinme ve onlara iyi muamelede bulunma bir yetenek ve sanattır, Peki bu sanat ve yetenek kendine bahşedilmeyenler ne yapacaklardır ?.... Yani onu nasıl elde edeceklerdir ? …. İsterseniz bu hususta bir şeylerden bahsetmeye çalışalım.

Değerli Müslümanlar ! Asırlardır sosyologlar ve psikologlar bu soruya cevap bulabilmek için insanların davranış ve yapılarını incelemişler ve bu araştırmaların neticesinde de bunu bir sanat ve bir bilim dalı haline getirmişlerdir. Böylece batıda bulunan ünüversiteler ve enüstütüler, bu bilim dalını ders programlarına alarak insanlara öğretmeye başla-mışlardır.

Bu tür derslere ise en çok ilgiyi gösterenler siyaset adamları, iş adamları ve insanlarla doğrudan ilişkisi olan kimseler görülmektedir. Çünkü biliyorlar ki ; İnsanlarla iyi muamele sanatını öğrendikleri zaman, görüşlerini ve düşüncelerini onlara rahatlıkla empoze edebilirler. Ve satmak istedikleri mallarını da onlara rahatlıkla satabilirler.

Sosyolog ve psikologların insanlarla muamele sanatı ile ilgili koymuş oldukları bu yönlü temel kaideleri inceleyenler göreceklerdir ki bu kaide ve esaslar yeni olmayıp, bilakis İslam’ın 14 asır önce ortaya koyduğu ve öğretiği şeylerdir.

Zaten bunun aksi nasıl düşünülebilir ki. Çünkü insanları Allah c.c yarat-mış ve onların yaratılışlarına en uygun olarak İslam dinini seçmiştir.Bu dini seçen O Allah ki,insanı kendi nefsinden daha iyi bilendir.

“ Rabbiniz, sizin kalblerinizdekini daha iyi bilir.”
İSRA:25.AY.

“ Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.”
KAFF : 16.AY.

Ama ne yazık ki bugün İslam aleminde insanlara, gerek fert olarak ve gerekse topluluk olarak nasıl muamele edilmesi gerektiğinin kural ve esaslarını bilen insanlar çok azdır. Halbuki bu güzel kuralları insanlara ve özellikle de davetçilere hatırlatacak birilerinin olması gerekir.

Çünkü Müslümanların ve özellikle de Müslüman davetçilerin bu kural ve esasları öğrenmeye tüm toplumlardan daha çok ihtiyaçları vardır. Çünkü onlar, Allah’ın kendilerine yüklemiş olduğu emaneti diğer insanlara tebliğ etmekle yükümlüdürler. Bu emaneti laikiyle yerine getirebilmek içinse insanlarla iyi muamele, hoşgörü ve diyalok sanatını iyice öğrenmeleri gerekmektedir…. Ve tabi ki, burada bahsedeceğimiz hoş görü ve güzel bir diyalog ta , birilerinin anladığı ve uyguladığı gibi ; başkalarına şirin görünmek için din’den taviz vermek veya bir takım gerçekleri saklayıp gizlemek demek değildir….

Faidesi olur dileği ile inşallah bu sohbetimizde sizlere, insanlarla iyi muamele ve onlara hoş görülü davranma sanatını,Kur’an’ın ve Sünnet’in ortaya koyduğu kurallar çerçevesinde anlatmaya çalışacağız.

İNSANLARA DEĞER VERME

Bu konuda ilim ehli insanlar derler ki ; ” Eğer insanlar tarafından değer görmek istiyorsanız, önce siz insanlara değer verdiğinizi gösteriniz ”

Ve bu değerin en belirgin özelliği ise insanlarla karşılaştığınız zaman onlara, önce sizin selam vermenizdir…. Çünkü bu muamelede karşı tarafa bir değer verme vardır… Çok azımız Resululah s.a.v’in bizlere öğrettiği İslam’daki “ Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve bere-katuh ” selamının derinden anlamını düşünürüz…. Oysaki on da,karşı tarafa bir dua, onun hayrını ve selametini isteme vardır… Dolayısıyla selam verme, gerçekten de insanların arasında saygı ve sevgi meydana getirir.

( ….. Ebu Hureyre r.a dan gelen bir rivayette Allah resulü s.a.v şöyle buyurmaktadır : ” Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Bir birinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınızda bir birinizi seveceğiniz bir ibadeti size haber vereyim mi ? Aranızda selamı yayınız “ )

MÜSLİM : 1.C.54.N - EBU DAVUD : 5.C.5193.N - TİRMİZİ : 4.C.2828.N - İBNİ MACE : 1.C.68 . N

Öyleyse basiretli bir müslümanın bu hususa dikkat etmesi ve selamı yayması gerekir.
GÜLER YÜZLÜ OLMA

İnsanlara değer verdiğimizi gösteren davranışlardan en belirgin olan-larından birisi de, onlara karşı güler yüzlü olmaktır. Çoğu insanların yanında güler yüzlü ve sevecen olmanız, inanın onlara yemek ve içecek vermenizden daha değerlidir.

Onun içindir ki Peygamberimiz s.a.v “ Bir kardeşinin yüzüne gülüm-semen, ona tebessüm etmen bile sadakadır ” buyurmaktadır.

TİRMİZİ : 3.C.2022.N – 2037.N

Başka bir hadiste ise Resulullah s.a.v : “ Müslüman kardeşine, güleryüz göstermek bile olsa, hiçbir iyiliği hor görme ”. buyurmuş-lardır.

Bu sebeple Peygamber s.a.v müminleri diğer kardeşlerine karşı güler yüzlü ve sevecen olmaya teşvik etmiş ve bu tür davranışların birçok iyilik ve güzelliğin başı olduğunu onlara anlatmıştır.

( … Resulullah s.a.v buyurdular ki: “ Güzel ve hoş söz sadakadır “ )

BUHARİ : 13.C. 6013.S

( … Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Mü’min, başkalarına ısınan ve kendisine de ısınılan kimsedir. Başkasına ısınamayan ve kendi-sinede ısınılamıyan kimsede hayır yoktur. İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydası dokunandır. )
CAMİU’S SAĞİR : 3.C.3771.N

( …. Ve yine Allah resulü s.a.v şöyle buyurmaktadır : İnsanlardan her yumuşak huylu,ince kalpli,hoş geçimli ve cana yakın kimse cehen-nem ateşine haram kılınmıştır. )
C. SAĞİR : 2.C.1957.N
AHMED : 1 . 415

Değerli müslünamalar ! hiç şüphesiz ki insanlara değer vermenin, onları önemsemenin bir başka göstergesi de, onlara ihtiyaç anında yardım elinizi uzatarak hizmet etmenizdir…. İşte bu da, onların sevgi ve muhabbetini kazanabilme hususunda güzel bir vesiledir…

İbnu Mesud şöyle buyurmaktadır : ” Kalpler kendilerine iyilikte bulu-nanlara bağlanır ” Peygamber s.a.v’in şu hadisi şerifleri, insanlara iyilikte bulunmanın, onlara yardım etmenin ne kadar önemli olduğunu, ne güzel de açıklamaktadır :

“ Kim bir kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim de bir kardeşini bir dertten ve sıkıntıdan kurtarırsa Allah’ta kıyamet gününde, onu kıyamet sıkıntılarının birinden kurtarır. Kul kardeşine yardım ettiği sürece Allah da ona yardım eder “
BUHARİ : 5.C.2262.S

SEVGİYİ BELLİ ETMEK

İnsanlara değer verdiğimizi gösteren davranışlardan bir başkası da, onları sevdiğimizi veya sevimli bir hale gelmeleri için çırpındığımızı onlara belli etmemizdir….

Bunun, içindir ki Resulullah s.a.v bir hadislerinde : “ İman etmedikçe Cennette giremezsiniz,birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamaz-sınız……….. “ buyurmuştur.

MÜSLİM : 1.C.54.N - EBU DAVUD : 5.C.5193.N - TİRMİZİ : 4.C.2828.N - İBNİ MACE : 1.C.68 . N

Hatta onu sevdiğini kendisine haber vermesi, aralarındaki sevgiyi ve samimiyeti daha da artıracağından dolayıdır ki, Allah resulü s.a.v : “ Kar-deşini sevdiğini git ona haber ver “ buyurmuşlardır.

BÜYÜKLERE SAYGI VE KÜÇÜKLERE SEVGİ GÖSTERMEK

Büyüklere gösterilen saygı ve küçüklere gösterilen sevgi de onlara verilen değerin bir göstergesidir…. Doğal olarak her büyük kendisine değer verilmesinden hoşlanır ve kendisine saygı gösterene karşı da içerisinden derin bir sevgi besler…. Küçükler için de bu kural geçerlidir.

Resulullah s.a.v bu hususa çok önem vermiş ve Müslümanları büyüklerine karşı saygılı, küçüklerine karşı ise sevgili olmaya teşfik etmiştir. Allah resulü s.a.v bir hadislerinde :

“ Küçüklerimize merhamet etmeyen ve büyüklerimize saygı göster-meyen bizden değildir “ buyurmaktadırlar.
AHMED : 2 / 222 – 7033.N

“ Aişe r.a validemiz şöyle buyurmuşlardır : Resulullah s.a.v bizlere insanları layık oldukları yere koymamızı emretmiştir “

EBU DAVUD : 5.C.4842.N. ZAYIF SENEDLE.

İNSANLARIN SORUNLARINA ORTAK OLMAK

İnsanların sorunlarına ortak olmak ta, onların bizlere yanaşmasına ve sözlerimize değer vermesine vesile olan şeylerdendir….Gerçekten de insanların kötü günlerinde sorunlarına ve acılarına, iyi günlerinde ise sevinçlerine ortak olmak, onların yanımızda değerli olduklarının bir kanıtıdır.
Bu tür davranışları İslam, müslümanın Müslüman kardeşi üzerindeki haklarından saymaktadır :

(…… Abdullah İbn Ömer’den gelen bir hadislerinde Allah resulü s.a.v şöyle buyurmaktadır : “ Müslüman müslümanın kardeşidir, ona zul-metmez – tehlikede ve musibet anında - onu yalnız bırakmaz. Her kim bir Müslüman kardeşinin hacetini yerine getirirse, Allah’ta onun hacetini yerine getirir. Her kim bir müslümanın kederini giderip onu rahatlatırsa, Allah’ta onun kıyamet gününün kederlerinden bir kederini giderip onu rahatlatır. Her kim bir müslümanın ayıbını örterse, Allah’ta onun kıyamet gününde ayıbını örter “ )

BUHARİ: 5.C.2262.S

“ Müslümanın Müslüman kardeşi üzerinde beş hakkı vardır : Selam verdiği zaman selamını almak, hastalandığı zaman onu ziyaret etmek, cenazesine katılmak, davet ettiği zaman davetine icabet etmektir.”
BUHARİ : 3.C.1176.S – TİRMİZİ : 4.C.2880.N

İşte bahsi edilen bu güzel davranış ta, insanların birbirlerine ısınma-larına, birbirlerini sevmelerine ve anlatılan şeylere değer vermelerine vesile olan en güzel şeylerden birisidir.

KİŞİLERE İSİMLERİ İLE HİTABETMEK

Değerli kardeşlerim ! uzmanlar ; insanlar arası ilişkilerin iyi ve güzel olmasını sağlayan en büyük etkenlerden birisinin de birbirlerinin isimlerini ezberleyip onlara isimleri ile hitabetmek olduğunu söylemektedirler.

İnsanları isimleri ile çağırmak yerine sen falansın, sen filansın veya sen şusun busun gibi sıfatlarla çağırmak, onların sizden nefret etme-lerinden başka bir işe yaramayacaktır.

Genellikle insanların çoğu isimlerinde gariplik olsa bile yine de isimleri ile çağrılmayı severler…. Çünkü insanoğlunun ismi ile olan ilişkisi doğumla birlikte başlar ve ölene kadar devam eder. Bunun için Allah’u Teala insanlardan birbirlerini kötü lakap ve isimlerle çağırmamalarını isteyerek şöyle buyurmuştur :

“ Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayınız “
HUCURAT : 11.AY.

Aynı zamanda Peygamber s.a.v’in hayatına baktığımızda da onun, sahabelerine “ Ey ebu Bekr, Ey Ömer, Ey Muaz “ gibi kendi açık isim-leri ile onlara seslendiğini görmekteyiz……… Tabi ki bazen de insan-ların hoşuna giden bir takım isimlerle çağırmıştır onları Allah resulü s.a.v…. Bu da gösterir ki insanları, onların hoşlanacağı bir takıp lakaplarla çağırmak ta bir beis yoktur… Aynen Allah resulü s.a.v’in ; Ebu Hureyre ve Zül yedeyn gibi isimlerle sahabilerinden bazılarını çağırdığı gibi …

GÜZEL AHLAK

Değerli kardeşlerim ! unutmayalım ki, İslam’ın insanlarla iyi diyalok kurmaları için bir müslümana tavsiye ettiği en önemli hususun, güzel ahlak olduğunu defalarca zikretmişizdir.

İslam dinine azda olsa vukufiyeti olanlar şunu çok iyi bilirler ki, insan-ların ahlak bakımından üstün olanları, en sevilenleridir.. Dolayısıyla, gerek insanların İslami eğitimlerinde ve gerekse başka insanlarla iyi diyalog kurma hususunda güzel ahlakın çok büyük bir yeri vardır.

Allah’u Azze ve Celle, insanları hakka davet etmek için göndermiş olduğu elçisinin bu husustaki vasfını şöyle zikreder :

وَإِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيمٍ “ Muhakkakki sen yüce bir ahlak üzeresin “

KALEM : 4.AY.

Çünkü her şeyi hakkıyla bilen Rabbimiz, güzel ahlakın davette ve insanlarla iyi ilişki kurmada ne kadar etkili bir vesile olduğunu en iyi bilendir.

Allah resulü s.a.v insanların en ahlaklısı olduğu gibi, onu örnek ve önder edinenlere de güzel ahlak sahibi olmaları için çaba sarfetmelerini emretmiştir.



( … Sahabe Allah resulü s.a.v’e bir gün şunu sorarlar :
- Ey Allah’ın resulü ! insana ihsan edilen şeylerin en hayırlısı hangisidir ? Resulullah s.a.v şöyle buyurur : “ Güzel ahlaktır “ )
İBN MACE : 9.C.3436.N
E .MÜFRED: 1.C.291.N

( … Abdullah İbn Amr r.a’dan, o şöyle dedi : Resulullah s.a.v buyur-dularki : “ sizin en hayırlınız, ahlakı en güzel olanınızdır “ )

BUHARİ : 13.C. 6017.S

( … Ebu’d Derda r.a’dan,Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Kıyamet günü mü’minin terazisinde, güzel ahlaktan daha ağır basan bir şey yoktur……. . )
TİRMİZİ : 3 .C . 2070 . N
E. MÜFRED : 1.C.270.N
EBU DAVUD:5.C.4799.N

(…. Ebu Hureyre r.a’dan; Resulullah s.a.v’e sordular : “ Ey Allah’ın resulü ! insanları en fazla cennete sokacak olan amel nedir ? Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : “ Allah’a karşı takva ve güzel ahlaktır……)

TİRMİZİ : 3. C. 2072. N
E . MÜFRED : 1.C.294.N

Yani, insanlarla hoş bir diyalok içerisinde bulunmak isteyen ahlaklı ve edepli bir Müslüman :

“ İnsanlara sıcak ve sevecen davranan…. onları nasihatlerinde kırmayan….. Onların ayıp ve kusurlarını araştırmayan….. onları aldatmayan… Onlara güler yüz gösteren, alçak gönüllü davranan, onlara üstünlük taslamayan ….. ve ….. onları hakir görmeyen biri olmalıdır “

“ Onlara çirkin söz söylemeyen…kalplerini kırmayan…ve…onlara verdiği sözde duran birisi olmalıdır “

Öyleyse, insanlarla güzel bir diyalog kurmak için kişinin en fazla gayret edeceği şey ; İslamın ahlaki değerlerini araştırıp, onlara uygun hareket etmesi ve insanlara karşı da onları sergilemesidir…


İNSANLARIN HATALARINI AFFETMEK


İnsanlarla güzel bir diyalog ve onların sevgisini kazanmak için en önemli vesilelerden birisi de , Affedici ve bağışlayıcı olmaktır.

Çünkü bu gibi güzel huyların insanlar tarafından ne kadar benimsendiği ve sevildiği bilinen bir şeydir.
Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :

“ … Bağışlansınlar, feragat göstersinler. Allah’ın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız ? ”
NUR : 22.AY.

“ O takva sahipleri ki, bollukta da, darlıkta da Allah için harcarlar ; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah’da güzel davranışta bulunanları sever ”
ALİ İMRAN : 134.AY.

“ Kim sabreder ve affederse şüphesiz ki bu, çok değerli işlerden- dir ”
ŞURA : 43.AY.

“ İyilikle kötülük bir olmaz .Sen – kötülüğü - en güzel bir tavırla sav. O zaman - görürsün ki - seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki yakın bir dost olmuş ”
FUSSİLET : 34.AY.

Ayeti kerimelerde de anlatıldığı gibi, kötülük yapan bir kimseyi affet-mek, ona karşılık vermemek güzel bir ahlaki değer olarak anlatılıyor.

Hatta bu davranışın sonunda, insana düşmanlık yapan kimselerin dahi dost olacağından bahsedilmektedir…… Çünkü bu, insanın yaratılışında vardır. Hiçbir kötülük,iyiliğin karşısında tutunamaz.

NAZİK VE YUMUŞAK OLMAK

Nezaket ve yumuşaklık da iyi ahlakın bir sonucu olup,insanların kalbini kazanmak için şiddet ve zorbalıktan daha tesirli ve etkili bir çaredir.Bu iki iyi huy sayesinde insan, başkalarının kalbine giden yolu rahatlıkla bulurken, şiddet ve zorbalık kullanan bir kimse ise davasında ne kadar haklı olsa dahi her zaman insanların tepkisine ve nefretine mağruz kalır.

Peygamber s.a.v’in bir çok hadisi şeriflerinde, nezaket ve yumuşaklığa ne kadar değer verdiğini görmemiz mümkündür.

( … Resulullah s.a.v buyurdular ki : “ Güzel ve hoş söz sadakadır “ )

BUHARİ : 13.C. 6013.S

( … Ve yine Allah resulü s.a.v şöyle buyurmaktadır : İnsanlardan her yumuşak huylu, ince kalpli, hoş geçimli ve cana yakın kimse cehen-nem ateşine haram kılınmıştır. )
CAMİU’S SAĞİR : 2.C.1957.N
AHMED MÜSNED : 1 . 415

( … Aişe validemiz rivayet ettiği bir hadiste ise : Resulullah s.a.v şöyle buyurmaktadır : “ Allah yumuşaklık ve nezaket sahibidir. Bu yüzden tüm işlerde yumuşaklık ve nezaketi sever.”
BUHARİ : 13.C.6014.S - MÜSLİM

Bir başka hadislerinde Resulullah s.a.v “ Nezaket ve yumuşaklıktan yoksun kalan kimse tüm iyilik ve güzelliklerden yoksun kalmış sayılır.”
MÜSLÜM : 8.C.2592.N

( … Resulullah s.a.v yiye şöyle buyururlar : Yumuşaklık her hangi bir şeyde bulunursa onu muhakkak ki güzelleştirir. Neyden de sökülüp alınırsa onu muhakkak ki çirkinleştirir. )
MÜSLİM : 8.C.2594.N

Demek ki güzel ve hoş sözlülük, yumuşak huyluluk, ince kalplilik, hoş geçimlilik ve cana yakın olmak gibi güzel vasıflar, insanın diğer insanlarla güzel diyalog kurmasında mükemmel birer ahlaki değerlerdir.

KABA VE ÇİRKİN SÖZLERDEN UZAK DURMAK

Değerli kardeşlerim ! unutmayalım ki, insanı diğer insanlardan uzak-laştıran vesilelerden birisi de ; ahlaksızca oturuşlar, kalkışlar ve kullanılan çirkin sözlerdir… Edepli bir Müslüman, ahlak dışı konuşmalar-dan, sinkaf kelimelerden ve hayasız, edepsiz şakalaşmalardan uzak duran bir kimse olmalıdır….. Yani insanlarla güzel bir diyalog içerisinde olmak isteyen kimse, diline hakim olan biri olmalıdır.

( … Ukbe b.Amr r.a’dan.Dedi ki : Resulullah s.a.v’e,Ya rasulallah ! Kutru-luş nedir ? . Buyurdular ki : Diline hakim ol ……… )
TİRMİZİ : 4.C.2517.N

( … Ebu Said el-Hudri r.a’dan. Resulullah s.a.v buyurdular ki : İnsan oğlu sabaha vardığı zaman bütün uzuvlar dil’e yalvararak şöyle der : Bizim hakkımızda Allah’tan kork ; çünkü biz ancak seninle kaimiz, doğru olursan biz de doğru oluruz,eğri olursan biz de eğri oluruz. )

TİRMİZİ : 4.C.2518.N

( …. Sehl b.Sa’d r.a’dan. Resulullah s.a.v buyurdular ki: Kim bana iki çenesi arasındaki ile, iki bacağı arasındaki hakkında teminat verirse, ben de ona cenneti teminat ederim. )
TİRMİZİ : 4.C.2520.N

( … Muaz İbn Cebel r.a’dan.Dedi ki : Bir sefer de Peygamber s.a.v ile beraberdim.Yürümekte iken Resulü erkeme yakın bulundum …… Bunun üzerine Resulü Ekrem dilini tuttu ve : Kendi selametin için şuna sahip ol, buyurdu.Dedim ki ; Ya rasulallah ! biz konuşmalarımızdan dolayı da hesaba çekilecek miyiz ? Resulullah s.a.v buyurdular ki : Annen has-retine yansın ey Muaz ! İnsanları yüz üstü cehenneme sürükleyen dillerinden başka bir şey midir zannediyosun . )
TİRMİZİ : 4.C.2749.N

( …. Ebu Hureyre r.a’dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Allah her kimi iki çenesi arasındakinin şerri ve iki bacağı arasındakinin şer-rinden korursa, şüphesiz o kimse cennete girer. )
TİRMİZİ : 4.C.2521.N

( …Sufyan b. Abdullah es-Sekafi r.a’dan. Dedi ki : Ben resulullah s.a.v’e ; Ya rasulallah !.................. Benim için,kendisinden en çok korkacağım şey nedir ? diye sordum.Resuli Ekrem dilini tutarak “ işte budur “ buyur-dular. )
TİRMİZİ : 4.C.2522.N

( … Ebu’d Derda r.a’dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Kıyamet günü mü’minin terazisinde güzel ahlaktan daha ağır gelen bir şey yoktur. - Unutmayın ki - Allah’u Azze ve Celle, kaba ve ağzı bozuk kimseyi asla sevmez. )
TİRMİZİ : 3.C.2070.N

(… Yine bir hadislerinde,Allah resulü s.a.v’e “……..insanları en çok cehenneme sürükleyen şey nedir, diye soruldu. Resulullah s.a.v : Ağız ve ferc’tir, buyurdular “ )
TİRMİZİ : 3.C.2072.N

Öyleyse bu hususta da ahlaklı bir Müslümanın en çok dikkat edeceği husus, diline sahip olmasıdır. Başkaları ile konuşurken yalandan, yap-macık söz ve tavırlardan ve çirkin sözlerden uzak durması gerekir. Çünkü, bu gibi çirkin laf ve sözler, Allah’ın buğz ettiği şeyler olduğu gibi, bunlar insanları diğer insanlardan uzaklaştıran şeylerdir de …


( … Hatta, Allah resulü s.a.v : “ Şeytana sövmeyin “ ifadesiyle bile, bir müslümanın şeytan için dahi olsa , çirkin kelimeler kullanmasının hoş olmayacağını belirtmiştir .)

SİLSİLETÜ’S SAHİHA : 2422. N - SAHİHU’L CAMİ : 7318.N

İNSANLARIN KUSURLARINI ARAŞTIRMAMAK

Değerli kardeşlerim ! insanlarla güzel bir diyalog için, onların kusur-larını araştırıp onlarla uğraşmamanın da büyük bir etkisi vardır…. Çünkü karşılaşılan insanın hemencecik kusurlarıyla uğraşmaya başlamak, hiç de güzel sonuçlar doğurmayacaktır.

(… Allah resulü s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır : Sizleri zandan sakındırırım.Çünkü zan,sözlerin en yalanıdır. Bir birinizin eksiğini ve kusurunu görmeğe ve işitmeğe uğraşmayınız,bir birinizin hususi ve mahrem hayatını da araştırmayınız. Bir birinize haset etmeyiniz,bir birinize sırt çevirip küsmeyiniz ve bir birinize buğz ve düşmanlık da etmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeşler olunuz. )
BUHARİ : 13.C.6046.S
MÜSLİM : 8.C. 2563. N

( …. Allah resulü s.a.v yine şöyle buyurmaktadır :” Her biriniz kar-deşinin gözündeki çöpü görür de,kendi gözündeki merteği unutur “

TERĞİB : 4. C.527.S - İBNİ HİBBAN : SAHİH’DE

( … Yine bir hadislerinde : “ Ne mutlu kendi kusuru, alemin kusur-larından kendisini alakoyana “ )
BULUĞUL MERAM : 4.C.412.S

( … Muaviye r.a’dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Eğer sen insanların ayıplarını araştırmaya kalkarsan,onları ifsad eder veya ifsad etmeğe ramak kalırsın. )
EBU DAVUD : 5.C. 4888.N
E.MÜFRED : 1.C . 248. N
HAKİM : 4.C . 378.S

Evet, gerçekten de ne mutlu o insanlara ki, başkalarının ayıp ve kusur-larını araştırmaktan ziyade, kendi ayıp ve kusurları ile uğraşırlar. Başka-larının açığını aramaktan ziyade, kendi açıklarını kapatmaya çalışırlar.

Hulasa değerli kardeşlerim, İnsanları yaptıklarından dolayı kınamak, azarlamak ve tenkit etmekten uzak durmak da, unutmayınki iyi bir diyalog için çok güzel bir vesiledir….


İYİ BİR DİNLEYİCİ OLMAK

Bu konuda tavsiye edilen bir diğer husus ise, iyi bir dinleyici olmaktır. Unutmayalım ki insanları dinlemek, onların sorunlarıyla ilgilenmek, sorunlarına kulak vermek, onların muhabbetini sadakatini ve sevgisini kazandıran en güzel vesilelerdendir…. Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :

الَّذِينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ أَحْسَنَهُ

“ Onlar ki sözü dinlerler ve en güzeline tabi olurlar …. “
ZÜMER : 18.AY.

Unutulmamalıdır ki, dinlemeyi beceremeyen bir insan kesinlikle dinle-temez….Yani dinlemeyen, dinlenmez.

Bunun içindir ki, insanlarla güzel bir diyalog kurmak isteyen bir kimse onları dinleme hususunda nezaket sahibi olmalıdır… Tabi ki bu da, illa onların anlattıklarına karşı bir saygı kabul edilmemelidir.


YAPILAN İYİLİĞİ TAKDİR ETME

İnsanları insanlara sevdiren ve kalplerini kalplerine yaklaştıran en önemli etkenlerden birisi de, yapılan iyiliği taktir etmektir…. Yani bir iyilikte bulunulduğu zaman, içten bir şekilde onun iyiliğini taktir etmektir…. İnanın böyle yaptığınız zaman karşınızdaki insan, yaptığı işe önem verdiğinizden dolayı mutlu olacak ve her zaman size karşı başka iyiliklerde bulunmaya çalışacaktır.

Peygamberimiz s.a.v bir hadislerinde : “ Kime bir iyilik edilirse ,o iyiliğe mukabele etsin. Eğer mukabelede bulunacak bir şey bulamaz ise,kendisine yapılan iyiliği övsün. Kendisine yapılan bu iyiliği övdüğü zaman, insan ona teşekkür etmiş olur. Eğer bu iyiliği gizler se onu inkar etmiş olur…… “ buyurmaktadır.
EDEBU’L MÜFRED : 1.C.215.N

İnsanların iyiliklerini takdire şayan olduğunu belli etmek ve övmek, onların bu işi severek yapmasına ve devamına vesile olan önemli bir olaydır.

Bakınız Resulullah s.a.v Muaz r.a’ya ne diyor : “ Ya Muaz ! Seni severim. Her namaz sonrasında bu duayı okumayı ihmal etme. Alla-humme einni ala zikrike ve şukrike ve husni ibadetike “

Şüphesiz ki, seni severim ibaresi, Muaz’ın gönlünü fethetmiş ve daha sonra gelecek olan tavsiyeleri kabul edip uygulamasına da çok büyük bir kolaylık sağlamıştır….. Öyleyse aynı şekilde insanların güzel olan şeylerini takdir ederek işe başlamak, güzel bir diyalog için çok önemli vesiledir.

TARTIŞMADAN UZAK DURMA

İlim ehli, insanları insanlara yaklaştırmayı sağlayacak en önemli şeylerden bir tanesinin de, gereksiz tartışmalardan ve münakaşalardan uzak kalmak olduğunu zikretmişlerdir. Çünkü bu tartışmalar insanlar arasındaki düşmanlığı ve nefreti arttırmaktan başka bir işe yaramaz.

Bu yüzden Peygamberimiz s.a.v bizleri tartışma ve münakaşaya düşmememiz için sakındırarak şöyle buyurmuştur : “ Bir topluluğu hidayete erdirdikten sonra saptıran şey münakaşadır.”

Daha sonra Allah’u Teala’nın şu ayetini okudu : “ Bizim Tanrılarımız mı hayırlı,yoksa o mu ? ” dediler. Bunu sana ancak tartışmak için söylediler.Öyle ya onlar kavgacı bir toplumdur.” ZUHRUF : 58 .AY.

TİRMİZİ : 5.C.3468.N

Ebu Umame’nin Resulullah’tan rivayet ettikleri başka bir hadiste ise şöyle buyurmaktadır : “ Ben, haklı olduğu halde çekişmeyi bırakan kimse için cennetin avlusunda bir ev verileceğine kefilim.”

İBNİ MACE : 1.51.N

İşte bu ve emsali deliller, tartışmanın – diğer bir ifadeyle cedelin - yanlış bir şey olduğunu dolayısıyla insanlarla güzel bir diyalog için bu gibi gereksiz şeylerden uzak durulmasının daha güzel sonuca götüreceğini bizlere anlatmaktadır.

Değerli kardeşlerim ! hatta konuştuklarımızın hatalı olduğu söylendiği ve isbat edildiği zaman bunu kabullenip teslim olmamız bile, insanları bize yaklaştıracak en güzel vesilelerdendir.

Unutmayalım ki, eğer hatalı isek, hatamızı itiraf etmek bir fazilettir. Böyle yaptığımız zaman başkalarının saygısını ve sevgisini kazanmış oluruz. Bu ise mütevazi olduğumuzun en açık bir göstergesidir.

Allah Resulü s.a.v bizleri mütevazi olmaya teşvik ederek şöyle buyurmuşlardır : “ Allah bana mütevazi olmamızı vahyetti ”

MÜSLİM : 8.C.2865 / 64.N

Bu konuda dikkat edilecek hususlardan birisi de ; İnsanların görüşlerini dile getirmelerine saygı duyup, onların anlattığı konulara bir de onların gözüyle bakarak, yanlış olduğuna inandığımız görüşlerini savunmakta ısrarlı oluşlarının sebebinin, konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıklarını bilerek – merhametle - hareket etmemizdir….

Böyle olduğunu anladığımız zaman Allah’u Teala’nın şu Ayet’ini hatır-layarak onları anlayışla karşılamalıyız :

“ Önceden siz de böyle iken Allah size lutfetti,o halde iyi anlayıp dinleyin. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.”

NİSA : 94.AY.

DAVET METODU

İnsanların kazanılması hususunda en etkili ve en güzel vesilelerden bir tanesi de, davet metodudur… Değerli kardeşlerim ! defalarca dile getirdiğimiz gibi, davet tatlı dil ve güzel sözle yapılır… Bunu bilmeyen hiç kimse yoktur diyebiliriz… Ama tabi ki bunu bilmek ile tatbik etmek arsında dağlar kadar fark vardır.

Bunun içindir ki Allah’u Teala şöyle buyurmaktadır :

ادْعُ إِلِى سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُم بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ...
“ Sen, Rabbi’nin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır. Ve onlarla en güzel şekilde mücadele et ….. ”
NAHL : 125.AY.

Bir başka Ayet’te ise : “ Ey Muhammed ! Kullarıma söyle sözün en güzelini konuşsunlar. Sonra şeytan aralarını bozar ”
İSRA : 53.AY.

Bu ve emsali Ayet’lerin mesajı şudur : Ey Muhammed ! inanan kullarıma söyle kiminle olursa olsun konuşmalarında ve tartışmalarında güzel sözler söylesinler, ne sert söz ve ne de çirkin ifadeler kullanma-sınlar.

Konuşmalarında efendi ve ağır başlı olsunlar. Karşı tarafın kışkırtmacı davranışlarına rağmen sakin olmayı, efendi ve ağır başlı olmayı elden bırakmasınlar ve sadece doğru olanı söylesinler.

Değerli kardeşlerim ! Ayeti celileye dikkat ederseniz, müminler şeytanın kışkırtmalarına karşı uyarılmaktadırlar…. Çünkü güzel şeylerin anlatıldığı an, şeytanın en fazla kıskandığı bir an’dır. Dolayısıyle o ortamın karışmasını mutlaka isteyecektir.

Muhaliflerinize cevap verirken kızıp sinirlendiğinizi hissedersiniz, ama bu kışkırtmayı, sizin sohbetinize zarar vermek isteyen şeytanın yaptığını anlamalı ve rabbinizin şu güzel sözlerini hatırlamalısınız :

“ ….. İnsanlara güzel söz söyleyin….. ”
BAKARA : 83.AY

Hatta Allah’u Teala, Musa ve Harun’u Firavun gibi bir melune dahi gönderirken onlara şöyle demişti :

“ Ona tatlı dille konuşun. Belki öğüt alır veya korkar.
TAHA : 44.AY

İşte bütün bu güzellikler, insanın diğer insanlarla diyaloğunun güzel ve verimli olmasını sağlayan en güzel vesilelerdir.

Rabbimden niyazım ; önce kendi nefsimi ve sonra da diğer iman eden kardeşlerimi bu güzel meziyetlerle techiz olunan birer kul eylesin.
Amin

Vel hamdu lillahi rabbil alemin
TACUDDİN EL- BAYBURDİ
0 yorum:

Yorum Gönder


GURABA YAYINEVİ..

GURABA YAYINEVİ..
Selefin fehmi ile ehli sünnetin eşsiz kitaplarını bulabileceğiniz yayınevi..

Bu Blogda Ara

Popüler Yayınlar

Guraba Resim..

Guraba Resim..

Guraba - Ayet

Şüphesiz Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını -onlara cenneti vermek karşılığında- satın almıştır.Onlar Allah yolunda savaşır, öldürür ve öldürülürler.Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da yerine getirmeyi taahhüt ettiği hak bir vaaddir.Allah'dan daha çok ahdini kim yerine getirebilir ki?O halde yapmış olduğunuz bu alış verişe sevinin.En büyük kurtuluş işte budur! (Tevbe/111)

Guraba - Hadis

Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle anlatır;

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: '' Allah, iki kişiye güler.Bunlardan biri diğerini öldürür ve ikiside cennete girer.Biri, Allah yolunda savaşarak şehit olur sonra Allah katilinin tevbesini kabul eder de müslüman olur ve Allah yolunda çarpışarak o da şehit düşer.''(Buhârî, cihad 2826-Muslim, imare 1890-Nesâî, cihad 3165-İbn Mâce, mukaddime 191-Ahmed, müsned 7282)