GURABA İSLAM الإسلام الغرباء

Oruç Hususunda Kadına Ait Hükümler..

Ramazan ayında oruç tutmak erkek kadın her müslümana farzdır. Oruç İslamın rükünlerinden ve yapısının büyük taşlarından birisidir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

“Ey İman edenler, oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılınmıştır. Olur ki sakınırsınız.” (el-Bakara, 2/183)

Buna göre; genç kız üzerinde buluğ belirtilerinden birisinin ortaya çıkması suretiyle mükellefiyet yaşına ulaştığı takdirde –ki bu belirtilerden birisi ay hali olmaktır- onun için orucun farziyeti de başlamış olur. Bir kız, bazen dokuz yaşında da ay hali olabilir. Bazı kızlar bu dönemde kendilerine orucun farz olduğunu bilmeyebilirler. Küçük olduğunu düşünerek oruç tutmaz. Yakınları da ona oruç tutmasını söylemez. Ancak o İslamın rükünlerinden birisini terk etmek hususunda çok büyük bir kusurdur. Böyle bir durumdaki bir kızın ay hali başladığından itibaren terkettiği oruçları kaza etmesi gerekir. İsterse bunun üzerinden uzun bir süre geçmiş olsun. Çünkü bu onun üzerinde bir borç kalmaya devam eder.[72]

Ramazan Orucunu Tutmak Kimlere Farzdır:

Ramazan ayı girdi mi buluğa ermiş sağlıklı ve ikamet halinde bulunan erkek kadın bütün müslümanların oruç tutmaları farzdır. Bu ay zarfında herhangi birileri hasta ya da yolcu olursa orucunu açar ve oruç açtığı günler sayısınca diğer aylarda oruç tutar. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

“Sizden her kim bu aya erişirse orucunu tutsun. Kim de hastalanır veya yolculukta olursa o günler sayısınca diğer günlerde (tutsun).” (el-Bakara, 2/185)

Aynı şekilde oruç tutamayacak kadar oldukça yaşlı yahut da herhangi bir vakit iyileşmesi umulmayacak kadar müzmin bir hastalığa yakalanmış olduğu halde Ramazan ayına erişen bir kimse, erkek ya da kadın olsun orucunu açar ve her bir gün için o beldenin temel gıdası türünden yarım sâ’ miktarını yoksullara yemek olarak yedirir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

“Ona güç yetiremeyenler de bir fakir doyumu fidye versinler.” (el-Bakara, 2/184)

Abdullah b. Abbas dedi ki: “Bu, buyruk yaşı ilerlemiş, kocamış, iyileşmesi ümit edilmeyen hasta kimseler hakkındadır.”[73]

İyileşmesi ümit edilmeyen hasta da, yaşlı kişi hükmündedir. Bunların imkânları olmayacağından oruçlarını kaza etmeleri söz konusu olmaz. Burada “güç yetiremeyenler” bu işten oldukça zorlananlar demektir.

Kadına özel olarak Ramazanda oruç açmasını mübah kılan bir takım mazeretler vardır. Ancak bu mazeretler sebebiyle diğer günlerde tutmadığı oruçlarını kaza etmesi de şarttır. Sözü edilen bu mazaretler şunlardır:

1- Ay hali ve loğusalık: Kadının ay hali ve loğusalık halinde oruç tutması haramdır. Diğer günlerde bu oruçlarını kaza etmesi icab eder. Çünkü Buhari ve Müslim’de Âişe radıyallahu anha’dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Bizlere orucu kaza etmemiz emrolunduğu halde namazı kaza etmemiz emrolunmazdı.” Bu ifadeleri kendisine bir kadının şu soruyu sorması üzerine kullanmıştır: Ay hali olan kadın niye orucun kazasını yapıyor da namazın kazasını yapmıyor? Âişe radıyallahu anha verdiği bu cevap ile bu hususların nassa tabi olunması gereken tevkifî meselelerden olduğunu açıklamaktadır.

Bunun hikmeti hakkında Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye, Fetvalarında[74] şunları söylemektedir: “Ay hali sebebiyle kadının kan kaybı söz konusudur. Ay hali olan bir kadın, ay hali sebebiyle kan kaybettiği vakitlerin dışında oruç tutma imkanına sahiptir. Dolayısıyla bu gibi hallerde oruç tutması mutedil olur ve bedene güç veren, bedenin ana maddesini teşkil eden kan da bu günlerde çıkmaz. Ay hali iken oruç tutması ise bu oruç zamanında bedeninin ana maddesini teşkil eden kanın da çıkmasını gerektirir. Böyle bir durum onun bedeninde bir zafiyet ve eksikliğe sebeptir. Orucunu mutedil sınırlar dışında tutmuş olur. İşte bundan dolayı ay hali dışındaki zamanlarda oruç tutması emrolunmuştur.”

2- Hamilelik ve süt emzirmek: Kadına yahut çocuğuna ya da aynı anda her ikisine zarar verebilen hamilelik ve süt emmek zamanında kadın, hamile iken ya da süt emzirdiği zaman orucunu açar. Diğer taraftan eğer kendisi sebebiyle oruç açtığında zarar sadece çocuk için söz konusu ise orucun kazasını yapar ve her gün için de bir yoksula yemek yedirir. Şayet zarar yalnız kendisinin ise o takdirde sadece kaza tutması yeterlidir. Bunun sebebi hamilenin ve süt emziren kadının yüce Allah’ın: “Ona güç yetiremeyenler bir yoksula yemek yedirirler”. (el-Bakara, 2/183) buyruğunun genel kapsamı içerisine girmeleridir.

Hafız İbn Kesir –rahimehullah- Tefsir’inde[75] şunları söylemektedir: “Kendileri yahut da çocuklarının zarar görmelerinden korkan hamile ve süt emziren kadın da bu çerçeve içerisindedir”. Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye de şöyle demektedir: “Şayet hamile kadın cenininin zarar göreceğinden korkuyor ise orucunu açar ve her gün için bir gün kaza tutar, ayrıca her gün için bir yoksula bir rıtıl ekmek yedirir.”[76]

Bazı Uyarılar:

1- Mustahaza kadın daha öceden de geçtiği gibi gördüğü kan, ay hali kanı olarak değerlendirilemeyen kadındır. Bu kadının oruç tutması farzdır. İstihaza dolayısıyla orucunu açması caiz olmaz. Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye –Allah’ın rahmeti üzerine olsun- ay hali olan kadının orucunu açmasından söz ederken şunları söylemektedir: “Ancak istihaza böyle değildir. Çünkü istihaza zamanın bütün vakitlerini kapsar. İstihazalı kadının bu durumda oruç tutmakla emrolunacağı bir vakti bulunmamaktadır. Böyle bir hal önlenemeyen kusmak, yaradan kanın çıkması, irinlerden kanın çıkması, ihtilam olmak ve buna benzer kendisinden sakınılması mümkün olmayan, sınırlı bir vakti bulunmayan, kendisinden korunulması imkansız hallerdendir. O bakımdan bu hal ay hali kanı gibi oruç tutmaya aykırı olarak değerlendirilmemiştir.”[77]

2- Ay hali, hamile ve süt emziren kadın, oruç açtıkları takdirde ramazan ayında tutamadıkları oruç günleri kadarını, oruç açtığı ramazan ile bir sonraki senenin ramazanı arasındaki sürede kaza etmelidir. Elini çabuk tutması daha faziletlidir. Eğer gelecek olan ramazan ile arada ancak orucunu açtığı günler kadar bir süre varsa o takdirde kaza orucu tutması icab eder. Ta ki yeni ramazan gelince bir önceki ramazanın orucundan borçları kalmamış olsun. Eğer bunu yapmayıp ramazan girdiğinde önceki ramazanın orucundan borçları bulunuyor ve bunu ertelemekte bir mazeretleri yoksa kaza yapmaları icabeder ve her gün için bir yoksula yemek yedirmeleri gerekir. Eğer tutmamakta bir mazeretleri varsa sadece oruçlarını kaza ederler. Hastalık ya da yolculuk sebebiyle kaza borcu olanın da yapacağı budur. Bunun da hükmü az önce geçen açıklamada belirtildiği üzere ay hali olup orucunu açanın hükmü gibidir.

3- Kadının, kocası yanında bulunuyor ise kocasının iznini almadan nafile oruç tutması caiz değildir. Çünkü Buhari, Müslim ve başkalarının rivayetine göre Ebu Hureyre radıyallahu anh Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu zikretmektedir:

“Kocası yanında olduğu halde onun izni olmaksızın oruç tutmak hiç bir kadına helal değildir.”

Ahmed ve Ebu Davud’daki kimi rivayette de; “ramazan müstesna” denilmektedir. Kocası nafile oruç tutmasına müsaade eder yahut da yanında değil ise yahut kadın kocasız ise nafile oruç tutması müstehabdır. Özellikle pazartesi, perşembe; her kameri ayın üç günü ile şevvalden altı gün, zülhicceden on gün ile arefe günü bir gün önce ya da bir gün sonrası ile aşure günü oruçları gibi. Şu kadar var ki ramazan ayından kaza borcu bulunuyor ise kaza orucu tutmadan nafile oruç tutmaya kalkışmamalıdır. Doğrusunu en iyi bilen Allah’tır.

4- Ay hali olan kadın ramazanın gündüz vaktinde temizlenecek olursa günün geri kalan bölümünde oruçlu gibi hareket eder ve bu günü ay hali dolayısıyla oruç tutmadığı diğer günlerle birlikte kaza eder. Temizlendiği günün geri kalan bölümünde oruçlu gibi davranması, zamana duyulan saygıdan ötürüdür.

------------------------------------------------------------------------------------------

[72] Kaza orucu tutmakla birlikte her gün için yoksul bir kimseye yarım sâ’ buğday da vermesi gerekir.

[73] Bunu Buhari rivayet etmiştir.

[74] XXV, 251.

[75] I, 379.

[76] Fetvalar, XXV, 318.

[77] XXV, 251.

MÜ’MİN HANIMLARA ÖZEL UYARILAR - Prof. Dr. Salih el- Fevzân

0 yorum:

Yorum Gönder


GURABA YAYINEVİ..

GURABA YAYINEVİ..
Selefin fehmi ile ehli sünnetin eşsiz kitaplarını bulabileceğiniz yayınevi..

Bu Blogda Ara

Popüler Yayınlar

Guraba Resim..

Guraba Resim..

Guraba - Ayet

Şüphesiz Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını -onlara cenneti vermek karşılığında- satın almıştır.Onlar Allah yolunda savaşır, öldürür ve öldürülürler.Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da yerine getirmeyi taahhüt ettiği hak bir vaaddir.Allah'dan daha çok ahdini kim yerine getirebilir ki?O halde yapmış olduğunuz bu alış verişe sevinin.En büyük kurtuluş işte budur! (Tevbe/111)

Guraba - Hadis

Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle anlatır;

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: '' Allah, iki kişiye güler.Bunlardan biri diğerini öldürür ve ikiside cennete girer.Biri, Allah yolunda savaşarak şehit olur sonra Allah katilinin tevbesini kabul eder de müslüman olur ve Allah yolunda çarpışarak o da şehit düşer.''(Buhârî, cihad 2826-Muslim, imare 1890-Nesâî, cihad 3165-İbn Mâce, mukaddime 191-Ahmed, müsned 7282)